İstanbul İlim ve Kültür Vakfı (İİKV), geçtiğimiz iki hafta boyunca Endonezyalı bir grup misafiri ağırladı. İçlerinde iki hanım katılımcı da bulunan grup, bu süre içinde Risale-i Nur ile ilgili yoğun çalışmalar yaptı.

Grubun hanım katılımcıları Lutifah Huzaidah Lubis ve İmronah hanımlarla görüştük. Her ikisi de Jakarta’da Daru’l-Neccah el-İslâmiye enstitüsünde Arap dili müderrisi olarak çalışıyor.

İmran ve Lâtife hanımlar, iki yıl önce İstanbul’a gelen okul müdürleri vasıtası ile Risale-i Nur’u tanıdıklarını anlattılar. Tercüme edilmiş kitapları okumuş ve Endonezya’da yapılan Risale-i Nur konulu bir konferansa katılmışlardı. Daha fazlasını öğrenmek istediklerinde, müdürleri, İİKV ile temasa geçerek, Vakıfta Risale-i Nur ile ilgili çalışmalar yapmalarını sağlamıştı.

İstanbul’da oldukları sürece her gün 3-4 saat  İhsan Kasım Salihî ve Prof. Dr. Me’mun Feriz Jarrar tarafından verilen derslere katıldılar ve Risale-i Nur hakkındaki bilgilerini derinleştirdiler.

Kendileri ile görüşmemizde, Risale-i Nur’un tahkikî imanı kazandırdığını, okudukça okumak istediklerini, Risale-i Nur okumalarının daha fazla Kur’ân ve Hadis okumaya isteklendirdiğini anlattılar.

Bir soru üzerine Risale-i Nur’da en çok dikkatlerini çeken şeyin, Bediüzzaman’ın doğrudan doğruya kendi nefsine hitap etmesi olduğunu bildirdiler.

Lâtife hanım bundan sonraki hedefleri için şöyle dedi: “Yapmamız gereken ilk şey, çok okumak ve anlamak ve devamlı küçük gruplarla ders yapmak ve anlayışımızı geliştirmek. Anlamadan onu başkalarıyla paylaşamayız. Bu yüzden inşallah biz derslerimize devam ediyoruz ve devam edeceğiz.”

Türkiye’yi çok sevdiklerini söyleyen Lâtife hanım “Buradaki insanlar çok nazikler. Daha önceden tanışmıyor olmamıza rağmen sanki birbirimizi çoktan  beri tanıyormuşuz gibi hissettiriyorlar” dedi.

Endonezyalı grup, daha sonra Barla ve Urfa’da Bediüzzaman’ın menzillerini ziyaret etmek üzere İstanbul’dan ayrıldı.

Kaynak: Merve Cebeci-Barla Platformu