Ayşenur KAHVECİ

Ayşenur KAHVECİ

Risale-i Nur kötü gün dostudur da...

Çocukluğumda etrafımdaki teyzelerden, ablalardan “Üstad sanki benim için yazmış” sözlerini öyle çok duyardım ki…Çocuk aklı işte…Anlamazdım tabi. Her zamanki gibi büyük teyzeler abartıyor sanardım. Hoş “her zamanki gibi” fikrimde de yanılmışım ya…

Oysa hakikat tam da bundan ibaretmiş.
“Üstad sanki benim için yazmış!”

Nereden geldi aklıma bu hususu yazmak biliyor musunuz?

Çok sevdiğim bir dostum var. Otuz küsür yıldan bu yana başka bir cemaate mensup sevgili dostum. Geçen yıl acı bir kaza geçirdi yavrusu ile beraber. Kötü günler yaşadılar. Hamdolsun  sağlıkları iyi. Fakat kazanın, annenin ruhunda bıraktığı izler hala yeni gibi… Belki bir psikolojik problem olarak kazanın etkisi devam ediyor olabilir. Allah yar ve yardımcıları olsun.
Görüştük geçenlerde. Sohbet ettik biraz. Sonra mevzu bakın nerelere geldi:

Öncelikle kazanın etkisinden kurtulamadığından bahsetti. Kötü günlerin kendisi için daha bitmediğini, devam ettiğini anladım. Çok üzüldüm. Sonra bana Risale-i Nur okumaya başladığını söyledi. Bu acı günlerinde teselliyi Risale-i Nur’larda aramaya başlamış. İlk kez! İlk kez Risale-i Nur’ları okumuş. Bu da ilk kez Risale-i Nur’ları okumaya ihtiyaç hissettiğini gösteriyor. Öyle sevindim ki…O’nun için üzülmelerim yerini sevince, sürura, ferahlığa bıraktı. İnanıyorum. Nur’lar yaralarını tedavi edecektir.

Mesele bundan ibaret gibi görünse de değil!

Hiç nur talebesi olup da  Risale-i Nur’ları bırakıp başka bir cemaate idhal olan birisini gördünüz mü? İstisnai durumlar olsa da bunu görebilmek pek mümkün değil. Fakat başka cemaat mensublarından Nur’ları tercih edenleri sık sık görüyoruz.

Örneğin; bu dostum şimdiye kadar kendi cemaatine sadakatle devam ederken acı günler yaşayınca neden Risale-i Nur’lara sığınmak ihtiyacı hissetti acaba? Gösteriyor ki;
Başkalarında olmayan bir şey var Risale-i Nur’da.

Kendilerinde bulamadıkları bir şey var Risale-i Nur’da.

Yeryüzünde sayısız bela ve musibet  varken, sayısız musibetzede varken, bu kadar musibetzedeye teker teker, ayrı ayrı, herbirinin musibetine en muvafık teselliyi ve merhemi veren tek ve yagane merce Risale-i Nur’dur. Çünkü; Kur’an-ı Azimuşşan’ın en büyük tefsiri Risale-i Nur’dur. Bir eser ancak Kur’an-ı Kerim’den aldığı nuruyla kalpleri böylesine aydınlatabilir. Kur’an-ı Kerim’den aldığı ilham ile ruhları böylesine etkileyebilir. Kur’an-ı Kerim Risale-i Nur’a yaptığı cömertlikten daha fazlasını başka bir esere yapmamıştır. Belki az bir parçasını bile yapmamıştır. İşte bu yüzden insanlar başka yollara gönül vermiş olsalar bile zayıf anlarında en güçlüye sığınmayı isterler. Güç neredeyse talep de onadır. Buna Risale-i Nur’ların dünyaya hızla yayılıyor olmasını, nur talebelerinin sayılarının hızla artıyor olmasını da delil gösterebiliriz.

Risale-i Nur sadece iyi gün dostu değil, kötü gün dostudur da. Kötü günde herkes ihtiyaç duyulan teselliyi veremez. Çünkü istidadı yoktur. Başkalarının vereceği teselliler belki bilindik birkaç cümledir. Kötü gün dostu olabilmek her yiğidin karı değildir. Kötü gün dostu unutulmaz, bırakılmaz, dostluk devam eder. Belki samimiyet artarak devam eder.

Sakın demeyin “Ayşenur Kahveci daha geçen gün cemaatlerin birbirini eleştirmemesi gerektiğini, birbirleriyle uğraşmamaları gerektiğini kaleme almıştı.”
Üstad Bediüzzaman Hazretleri buyurmuş:

“Mesleğim haktır veya daha güzeldir, demeye hakkın var. Yalnız hak benim mesleğimdir, demeye hakkın yoktur.”

Üstad’dan ruhsat almışsa herkes istediğini söyleyebilir.
Ben de bunu söylüyorum;

“Benim mesleğim haktır ve diğer mesleklerden daha güzeldir. İşte bu da bir delilidir. Risale-i Nur sadece iyi gün değil aynı zamanda kötü gün dostudur da.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum