Risale-i Nur ile başlayan yükselişi durdurumayınca terör estiriyorlar

Risale-i Nur ile başlayan yükselişi durdurumayınca terör estiriyorlar

Mehmet Ali Bulut: Bu ülke insanlarının ruhu ve kalbi, Risale-i Nur gibi, insanı önceleyen; ferdin hukukunu devletten bile...

Risale Haber-Haber Merkezi

Mehmet Ali Bulut, "Risale-i Nur ve benzeri hakikatlerin bu millete yüklediği iman ve ihya, yeni bir yükselişi beraberinde getirdi. Bu iman ve ihya hareketini, bu yükselişi durduramadıkları için şimdi, İslam yurtlarında insafsızca terör estiriyorlar" dedi.

ASIL İSTİBDAT CUMHURİYET ADI ALTINDA YAPILAN

Türkiye’de istibdat denilen yönetim tarzının toprak olduğunu, asıl istibdatın, cumhuriyet adı altında yapılan baskı ve insafsızlıklar olduğunu belirten Bulut, Haber 7'deki yazısında "Erki ele geçirmiş bir takım na-ehil insafsızlar, Müslümanlara istedikleri gibi zulmetmeyi hürriyet sanıyorlardı. Şimdi bunu yapamadıkları için özgürsüzlükten ve diktatörlükten söz ediyorlar. Zira istedikleri kadar mazlumlara ve müminlere baskı yapamıyorlar, zulmedemiyorlar artık" şeklinde yazdı.

BİZ ARTIK CENNET-ASA BİR GELECEĞE PERVAZ AÇTIK

Bulut'un yazısından bölümler şöyle:

Cumhuriyet adı altında İstibdat, uzun müddet bu topraklarda hükümferma oldu. Müslümanlara diledikleri gibi muamele etmeyi modernlik sandılar. Sonra Müslüman kitlenin siyasi bilinciyle işler değişti ve yavaş yavaşta bugünlere geldik. Şimdi bağırıp çağıranlar, diktatörlük yaygarası koparanlar, o eski istibdat uygulayıcılarının çocuklarıdır. “Neden Müslümanlara istediğimiz kadar zulmedemiyoruz” diye yakınıyorlar.

Ama artık geçti. Biz artık cennet-asa bir geleceğe pervaz açtık. İman ve İslam hızla yükseliyor. Tabii ki çoğunluğu kast etmiyorum. Niteliği kast ediyorum. Biz, ‘Rabbin razı olduğu nitelikte yüzbinlere var etsek’ dünyada azim bir inkılap olur. Düşünün ki Resulullah inkılabını kırk kişi ile başlattı. Müslümanlar yüzbinlere ulaşınca, dünya tüm kapılarını onlara açtı. Ve Çin i Maçin’den Cebeli Tarık’a kadar tüm araziler Müslümanların oldu.

RİSALE-İ NUR'UN YÜKLEDİĞİ İMAN VE İHYA HAREKETİNİ DURDURAMADIKLARI

Şu anda da buna benzer bir hal yaşanıyor. İslamın bütün dinlerin üstünde ve muktedir olacağı bir çağın eşiğinde bulunuyoruz. Risale-i Nur ve benzeri hakikatlerin bu millete yüklediği iman ve ihya, yeni bir yükselişi beraberinde getirdi. Bu iman ve ihya hareketini, bu yükselişi durduramadıkları için şimdi, İslam yurtlarında insafsızca terör estiriyorlar. Allah’ın tamamlamak istediği nurunu söndürmek, bizi bu gidişattan caydırmak istiyorlar bu terör ve tehditlerle.

Unutuyorlar ki mevsim değişti. Gece içinde şafak söküyor. Yarasaların birkaç dakikalık ömrü kaldı. Aydınlık yarasanın gözüne ziyandır çünkü. Artık dünyanın tüm Ebulehep ve Ebucehilleri, tüm Ümeyye bin Halefleri bir araya gelse, her türlü tehdit ve tehciri uygulasa bir halt edemezler. Daha önce edebildiler mi? Şu iman davası tek kişiyle ortaya çıktı hatırlayın. Resülullah evine gelip “beni ört!” diye eşine seslendiğinde tek başınaydı. Ve sonra getirdiği aydınlık önce tüm Arabistan’ı sonra tüm Asya’yı, Afrika’yı Avrupa’nın büyük kısmını kuşattı.

İŞTE GÖRÜYORSUNUZ: DİRİLİŞ DİZİSİNDE...

Tabii ki dünya işleri tedricidir. Allah, her şeyi defaaten yarattığı halde “Ben dünyayı 6 günde yarattım” diye buyurmuyor mu? Böylece bize haber veriyor ki dünyevi işlerin gelişmesi zamana bağladır ve tedricidir. Hiçbir şey ‘ha’ deyince olmaz. İşte görüyorsunuz, Diriliş dizisinde bir Osmanlının ortaya çıkması ne kadar uzun sürmüş ne uzun badirelerden geçmiş. En azından, üç nesil geçmiş de kuruluşun teşekkülü ancak tamamlanmış.

İlay-ı kelimetullahın tamamlanması süreci de öyledir. Bediuzzaman bu asrın başında İslam ümmetine seslenirken “bu zamanda ilayı kelimetullahın ancak maddeten terakki ile olabileceğini” haber vermişti.

Kimse Türkiye adına kaygı duymasın. Zira batılılar için acz içindeki bir Türkiye çok daha makbuldür. Bizim adımıza ve bizim demokrasimiz adına telaş etmesinler. Hem şunu unutuyorlar. Türkiye’de Müslümanlar uyanmış, ruhları baskı ile istibdadı kabullenmeyecek kadar gelişmiş. Türkiye’de bir iktidarın istibdat ile ayakta kalmasının mümkün olmadığını bilmiyorlar. Anadolu halkını tanımıyorlar. Bu halkı da diğer Müslüman halklar gibi sanıyorlar. Geçti.

BU ÜLKE İNSANLARININ RUHU VE KALBİ RİSALEİ NUR GİBİ

Bu ülke insanlarının ruhu ve kalbi, Risale-i Nur gibi, insanı önceleyen; ferdin hukukunu devletten bile önce gören bir hidayet güneşi ile aydınlandı. İstibat ve baskının, Kur’an’ın ruhuna aykırı olduğunu bilenlerin sayısı, bu topraklarda ekseriyettedir. İstibdat ile iş görme mevsim geçti. Kimse merak etmesin. Bu ülke diktatörlüğe gitmez. Birilerinin, bu topraklarda istediği şenaati işleme kabiliyetini kaybetmesi, istibdat değildir! Aksine milletin selameti ve hayrınadır. Biz zaten, o hain elleri kıracak bir iktidar bekliyorduk. Çünkü onlar bizi esaret altında tutmak için eski usul ve yöntemleri muhafaza etmemizi istiyorlar.

Oysa artık insanlık malikiyet ve serbestiyet çağına yaklaştı. Bu dönemde fikir ve düşüncenin gücü ortaya çıkacak. Belagat ve cezalet, en mergup, en aranır meta olacak.

Her hükmünü akla tasdik ettirmiş Kuran’ın hükümferma olacağı bir geleceğe doğru gidiyoruz. Bize düşen çalışmak, bilimi ve ticareti geliştirmek ve İslam’a eski izzetini kazandırmaktır.

Yazının tamamı için tıklayınız

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.