Resul-i Ekrem Aleyhisselâmın mesleği hiçbir vakit mahvolmayan hak üzerine müessestir

Resul-i Ekrem Aleyhisselâmın mesleği hiçbir vakit mahvolmayan hak üzerine müessestir

Muhammed-i Hâşimî Aleyhisselâm ümmiyeti ve adem-i kuvvet-i zâhiresi ve adem-i hâkimiyeti

Risale Haber-Haber Merkezi

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Şuâât adlı eserinden bölümler.)

Noktanın Zeyli
Peygamber muvaffaktır.

Kim tevfik isterse, kâinatta câri olan âdatullaha âşinalık etmek ve nevâmis-i fıtrata dostluk etmek gerektir. Yoksa fıtrat tevfiksizlikle bir cevab-ı red verecektir.

Cereyan-ı umumî ise, muhalif harekette bulunanları, adem-âbad, hiçahiçe atacaktır. İşte buna binaen temaşa et, göreceksin ki; hilkatte câri olan kavânin-i amîka-i dakîka -ki hurdebîn-i akıl ile görülmez- hakâik-ı şeriat ne derece onları müraat ve onlar ile muarefet ve münasebette bulunmuşlardır ki, o kavânin, hilkatin muvazenesini muhafaza etmiştir.

Evet şu asâr-ı tavîlede, şu musademat-ı azîme içinde hakâikını muhafaza, belki daha ziyade inkişafa (HAŞİYE) getirdiğinden gösterir ki; Resul-i Ekrem Aleyhisselâmın mesleği hiçbir vakit mahvolmayan hak üzerine müessestir.

Şu nükte ve noktaları bildikten sonra; geniş ve muhakemeli ve müdakkik bir zihinle dinle ki: Muhammed-i Hâşimî Aleyhisselâm ümmiyeti ve adem-i kuvvet-i zâhiresi ve adem-i hâkimiyeti; ve adem-i meyl-i saltanat ile beraber gayet hatarlı mevakide kemâl-i vüsukla teşebbüs ederek efkâra galebe etmekle; ervâha tahabbüb ve tabayı’a halavetle tasallut; gayet kesire ve müstemirre ve râsiha ve me’lufe olan âdât ve ahlâk-ı vahşiyâneyi esasıyla hedmederek, onların yerine ahlâk-ı âliyeyi gayet metin bir esas ile lahm ve demlerine karışmış gibi tesis etmek ile beraber, zâviye-i vahşette hâmid olan bir kavimdeki kasavet-i vahşiyeyi ihmad ve hissiyat-ı dakikayı tehyîc ve secaya-yı âliyeyi îkaz ve cevher-i insaniyetlerini izhar etmekle beraber evc-i medeniyete bir zaman-ı kasîrde is’ad ederek, şark ve garbda oturmuş maddî ve mânevî bir devlet-i cesimeyi bir zaman-ı kalilde teşkil edip, ateş-i cevval gibi, belki nur-u nevvar gibi veyahut Asâ-yı Mûsâ gibi sair devletleri bel’ ve imha derecesine getirdiğinden; basar-ı basîreti kör olmayanlara sıdkını ve nübüvvetini ve hak ile temessükünü göstermiştir.

HAŞİYE : Hatta medeniyet nazarında, Şeriatın en ziyade tenkide maruz olan mesâili, keşşaf zaman gösterdi ki; hayat-ı içtimaiyeye en ziyade lâzım o esaslardır. Meselâ ribâ, kumar, müskirin hurmeti; talak, taaddüd-ü zevcatın cevazı; mesturiyet-i nisvan ve zekâtın vücûbu; unsuriyetten gelen fikr-i milliyeti ve hevesin serbestiyetini red ve men’i gibi mesail. Sûretlerin tahriminde hikmet bir değil! Acaba hased, gurur, riya, şehvet-âlûd şimdiki beşerin hırçın ruhunda tesavir (Memnu’ heykel, ya bir zulm-ü mütehaccir veya bir riya-yı mütecessiddir.) denilen küçücük cenazelerin rolünü ve derece-i tesirini yine zaman göstermeyecek midir?

Devam edecek

ÖNCEKİ BÖLÜMLER

Bu kelime İslâmiyetin en nurânî ve en ulvî bayrağıdır

Allah'ın varlık ve birliğine en açık delil Hz. Muhammeddir (asm)

Allah’ım! Senin Vücub-u Vücuduna delâlet eden Muhammed’e (a.s.m.) salât ve selâm et

Enbiyanın lisân-ı hâlleri şehâdet, lisân-ı kalleri beşaret veriyor

Resul-ü Ekremin (asm) her bir fiilinde, hâlinde, kâlinde sıdk lemeân eder

Bu hareket, hâl ve tavrı, Hz. Muhammed'in (asm) nübüvvetine şâhid-i kâfidir

Resul-u Ekremin (asm) Peygamberlerden bahsetmesi nübüvvetini intaç eder

İslâmiyetinden bir saat evvel Ömer, İslâmiyetinden sonra Ömer ile muvazene edilse

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.