Ramazan'ın ilk haftası Alo Fetva hattına en çok gelen iki soru

Ramazan'ın ilk haftası Alo Fetva hattına en çok gelen iki soru

Diyanet İşleri Başkanlığı "Alo Fetva" hattının İstanbul Müftülüğü'ne bağlı birimini Ramazan'ın ilk haftasında arayan vatandaşlar, en çok oruç ve zekatla ilgili sorular sordu.

İstanbul Müftülüğü'nün Nuruosmaniye Camii'ndeki ek hizmet binasında kadın ve erkek olmak üzere iki ayrı birim halinde hizmet veren "Alo Fetva" hattı, yılın en yoğun günlerini yaşıyor.

Her gün 8 personel hizmet veriyor

Ramazan ayıyla birlikte vatandaşlardan gelen sorulardaki artış dikkate alınarak birimin personel sayısı da artırıldı. Ramazan ayı dışında günde 5 personelin görev yaptığı "Alo Fetva" hattında, bu ay boyunca her gün 8 personel hizmet verecek.

Normal günlerde de çok sorunun sorulduğu ve cevapların verildiği "Alo Fetva" hattında, Ramazan ayında günde ortalama 600 soru, buradaki görevli vaiz ve din hizmetleri tarafından cevaplandırılıyor.

"En çok oruç ve zekat soruları soruldu"

Ramazan ayının yaklaşmasıyla artan yoğunluk bugünlerde zirveye çıkarken, bu yıl Ramazan'ın ilk haftasında "Alo Fetva" hattına en çok oruç ve zekat soruları soruldu.

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 190 numaralı Alo Fetva hattının dini konularda vatandaşların sorularını yanıtlaması amacıyla il müftülükleri bünyesinde uzun yıllardan bu yana hizmet verdiğini,söyledi. Geçen yıl yaşanan bazı sıkıntılar nedeniyle bu hat kapatılmıştı, ancak bu yıl tekrar Ramazan ayı öncesi tüm Türkiye'de hizmet vermeye başladı.

"Her zaman hocalarımız var"

İstanbul'daki birimin kapanmadığını ve 190 numaralı kısa hat yerine kurumun sabit hatları üzerinden vatandaşların sorularını cevaplamayı sürdürdüklerini belirten Yılmaz, "Bizim fetva hattında kadın ve erkeklere yönelik olmak üzere her zaman hocalarımız var. 08.30-17.00 iki erkek ve iki kadın, Ramazan'da 3 erkek ve 3 kadın görev yapıyor. 17.00'den- 23.00'a kadar Ramazan'a mahsus olmak üzere 1 kişi nöbete kalıyor. Ramazan boyunca 74 kadın ve 105 erkek vaiz hocamız görev yapmakta" dedi.

"İlk soru, Ramazan hilalinin tespitiyle alakalıydı"

Yılmaz, görevlilerin Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun sıkça sorulan soruları derlediği fetva kitabına göre soruları anında cevaplandırdığını ifade ederek, cevaplandırılması zaman alan, araştırma gerektiren ve tartışmaya neden olabilecek soruların da yazılı alındığını ve yazılı olarak da cevaplandırıldığını anlattı.

Ramazan'ın ilk gününde kendisinin de Alo Fetva hattında görev aldığını ve bunu iki yıldan bu yana mutat hale getirdiklerini vurgulayan Yılmaz, şu açıklamaları yaptı:

"Fetva hattı dediğiniz şey, insanları telefon ve bilgisayar başına hapsetmek demek. Kolay bir şey değil. Arkadaşlarımızla empati yapmak ve onlarla beraber olduğumuzu göstermek adına biz de kendimize nöbet yazıyoruz ve bu nöbette bulunmaya çalışıyoruz. 20'ye yakın soru cevaplandırdım. İlk soru, Ramazan hilalinin tespitiyle alakalıydı. Ramazan hilalinin görülüp görülmediğiyle alakalıydı. Diğer sorular da zor değildi." 

Bu yıl en çok orucun başlangıç vakti olan imsakla ilgi soru geldiğini dile getiren Yılmaz, ezan okunduktan sonra su içmek ve yemek yemeğe devam edilip edilemeyeceğini vatandaşların merak ettiğini kaydetti.

"Ezan başlayınca yemeyi bırakın"

Eski yıllarda imsak vakti için temkin payı olduğunu hatırlatan Yılmaz, şunları söyledi:

"Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu yıl bir uyarı yazısı geldi. Sabah ezanıyla imsak vakti arasında eskiden beri uygulanan 15 dakikalık temkin payı vardı. Gecelerin kısa olduğu dönemde başkanlığımız o ihtiyat payını kaldırdı ve imsaki ezan vaktine getirdi.

Temkin ortadan kalkınca uzun zamandır temkini kullanmaya alışmış insanlar, yemek yemeğe devam ediyor. Başkanlığımız bu konuda uyarıda bulundu. Ezan başlayınca yemeyi bırakın şeklinde."

Ramazan ayında vatandaşların dini konulara duyarlılığının arttığını ve bu nedenle soruların daha yoğun şekilde geldiğini belirten Yılmaz, açıklamalarına şöyle devam etti:

"Ramazan'ın ilk haftasında en çok oruç ve zekatla ilgili sorular soruldu. Bu yıl 'İmsak vakti anında ezan okunurken yeyip içmek oruç bozar mı?', 'Oruçlu iken hasta olan kimse orucunu bozsa kefaret gerektirir mi?', 'Evli kızımıza veya torunumuza zekat verilir mi?', 'Gelin ve damada zekat verilir mi?' ve zekatın hükmüyle ilgili her türlü soru geldi.

'Mazeretim var oruç tutmasam olur mu?', 'Orucun fidyesi nasıl olur?', 'Kadınlara ait özel hallerde orucun durumu ne olmalı?', 'Kusmak orucu bozar mı?', ' İğne yaptırmak orucu bozar mı?', 'Saç boyası, kaş kontürü oruç bozar mı?', 'Oruçlu iken gusül abdesti alınır mı?', 'Camiye zekat verilir mi?' şeklinde çokça soru aldık."

"Fetva kişiye özgüdür"

İstanbul Müftüsü Yılmaz, televizyon kanallarında Ramazan dolayısıyla dini içerikli programlar yayımlanması ve bu programlarda canlı yayında vatandaşların sorularının cevaplandırılması konusunda şunları söyledi:

"Televizyon iyi bir iletişim aracı. Ancak, (dini konularla alakalı) çok netameli, absürt soruların televizyon aracılığıyla duyurulması, hiç böyle bir şeyi düşünmemiş olanların aklına bunu düşürüyor. Televizyonlarda bu tür sualli cevaplı sorular riskli. Fetva kişiye özgüdür. Bazen bir fetva, bir şahsa olur aynı fetva bazen başka bir şahsın şartlarına göre olmaz. Ama televizyonda birine olur, birine olmaz derseniz hem hoca hem de İslam tartışma konusu olur. Televizyon ekranlarında geneli ilgilendiren sorunların cevaplandırılmasında sıkıntı yok." 

Kaynak: AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.