Ramazan mâni çadırı: Yirmi sekiz gün bize sanki bayram, düğündü

Ramazan mâni çadırı: Yirmi sekiz gün bize sanki bayram, düğündü

İyice hüzün çöktü, yol göründü Ramazana

Sel gider kumu kalır,
Zor biter tadı kalır,
Kullukta sevap kalır,
Açlığa sabır gerek.

(Hülya Yakut)

Tecellisi göründü
Âlem nura büründü
Yirmi sekiz gün bize
Sanki bayram, düğündü.

(Zafer Akgül)

İyice hüzün çöktü, 
Yol göründü Ramazana, 
Biz YİRMİSEKİZ gündür, 
Pek alışmıştık sana. 

(Eyüp Otman)

Mani geleneği
Dört mısralı, tek kıtadan oluşan anonim halk edebiyatı nazım biçimine mâni; bunun belirli ortamlarda, bilen kişiler tarafından ve geniş bir katılımla, belirli bir ezgi ile söylenmesine de mâni söyleme geleneği denir. Tek kıtalı olmasına rağmen etkisi büyük olan mâni ancak şiir yeteneğine sahip usta kişilerce söylenebilir. Halk arasında “mâni söylemek” deyimi yerine “mâni yakmak”, “mâni atmak”, “mâni düzmek” deyimleri kullanılır. Mâni daha çok iş yaparken, tarlada, imecede ve kına gecesi gibi törensel ortamlarda söylenir. Gelin-kaynananın, kadın-erkeğin atışma esnasında söyledikleri iletişim unsuru mâniler ile Ramazan mânileri, mantıfar mânileri ve yüzük oyunu gibi belirli oyunlarda söylenen mâniler de vardır. Konuları da söyleniş sebebine bağlı olarak değişir. 
Ramazan manileri Osmanlıdan günümüze kadar gelenek güzel bir gelenektir. Eskiden şartlar gereği davulcular insanları sokaklarda çaldıkları davul ve ramazana uygun söyledikleri maniler ile uyandırırdı.