Ramazan mâni çadırı: Yirmi beşte sır saklı, Nur saçıyor Ramazan

Ramazan mâni çadırı: Yirmi beşte sır saklı, Nur saçıyor Ramazan

Teravihler, salavatlar, sevabları bine katlar

Ya Rab bize ver Emân
Yoksa halimiz yaman
Yirmi beşte sır saklı
Nur saçıyor Ramazan.

(Zafer Akgül)

Bu gün oldu YİRMİBEŞ, 
Oruç benzi soldurdu, 
Sabredip şükrederek, 
Alnına Nur kondurdu. 

(Eyüp Otman)

Teravihler, salavatlar,
Sevabları bine katlar,
Bunu bilen çok rahatlar,
Eda için şuur gerek.

(Hülya Yakut)

Mani geleneği
Dört mısralı, tek kıtadan oluşan anonim halk edebiyatı nazım biçimine mâni; bunun belirli ortamlarda, bilen
kişiler tarafından ve geniş bir katılımla, belirli bir ezgi ile söylenmesine de mâni söyleme geleneği denir.
Tek kıtalı olmasına rağmen etkisi büyük olan mâni ancak şiir yeteneğine sahip usta kişilerce söylenebilir.
Halk arasında “mâni söylemek” deyimi yerine “mâni yakmak”, “mâni atmak”, “mâni düzmek” deyimleri
kullanılır. Mâni daha çok iş yaparken, tarlada, imecede ve kına gecesi gibi törensel ortamlarda söylenir.
Gelin-kaynananın, kadın-erkeğin atışma esnasında söyledikleri iletişim unsuru mâniler ile Ramazan
mânileri, mantıfar mânileri ve yüzük oyunu gibi belirli oyunlarda söylenen mâniler de vardır. Konuları da
söyleniş sebebine bağlı olarak değişir. 
Ramazan manileri Osmanlıdan günümüze kadar gelenek güzel bir gelenektir. Eskiden şartlar gereği
davulcular insanları sokaklarda çaldıkları davul ve ramazana uygun söyledikleri maniler ile uyandırırdı.