Ramazan mâni çadırı: Kul Rabbini seviyor, cümleye bayram gerek

Ramazan mâni çadırı: Kul Rabbini seviyor, cümleye bayram gerek

Yirmi dokuz, otuz cüz, Hüsnü hâtime etti

Günler, geceler bitti
Aziz misafir gitti
Yirmi dokuz, otuz cüz
Hüsnü hâtime etti.

(Zafer Akgül)

Nihayet YİRMİDOKUZ, 
Orucumuz son bugün, 
Yarınki bayramımız, 
Mü’minlere bir düğün.

(Eyüp Otman)

İşte geldi gidiyor,
Oruç veda ediyor,
Kul Rabbini seviyor,
Cümleye BAYRAM gerek.

(Hülya Yakut)

Mani geleneği
Dört mısralı, tek kıtadan oluşan anonim halk edebiyatı nazım biçimine mâni; bunun belirli ortamlarda, bilen kişiler tarafından ve geniş bir katılımla, belirli bir ezgi ile söylenmesine de mâni söyleme geleneği denir. Tek kıtalı olmasına rağmen etkisi büyük olan mâni ancak şiir yeteneğine sahip usta kişilerce söylenebilir. Halk arasında “mâni söylemek” deyimi yerine “mâni yakmak”, “mâni atmak”, “mâni düzmek” deyimleri kullanılır. Mâni daha çok iş yaparken, tarlada, imecede ve kına gecesi gibi törensel ortamlarda söylenir. Gelin-kaynananın, kadın-erkeğin atışma esnasında söyledikleri iletişim unsuru mâniler ile Ramazan mânileri, mantıfar mânileri ve yüzük oyunu gibi belirli oyunlarda söylenen mâniler de vardır. Konuları da söyleniş sebebine bağlı olarak değişir. 
Ramazan manileri Osmanlıdan günümüze kadar gelenek güzel bir gelenektir. Eskiden şartlar gereği davulcular insanları sokaklarda çaldıkları davul ve ramazana uygun söyledikleri maniler ile uyandırırdı.