Ramazan mâni çadırı: Artık sona yaklaştık, yirmidörde ulaştık

Ramazan mâni çadırı: Artık sona yaklaştık, yirmidörde ulaştık

Oruç sabrın meyvesi, Mü'minin sermayesi

İktisatla şükür bizde,
İkram ile coşku bizde,
Tebessümlü bakış yüzde,
Bu bir nasip, bilmek gerek.

(Hülya Yakut)

Oruç sabrın meyvesi
Mü'minin sermayesi
Bu gün yirmi dört gündür
Hak oldu tavsiyesi.

(Zafer Akgül)

Artık sona yaklaştık, 
YİRMİDÖRDE ulaştık, 
Sevaba gark olarak, 
Dostlarla kucaklaştık.

(Eyüp Otman)

Mani geleneği
Dört mısralı, tek kıtadan oluşan anonim halk edebiyatı nazım biçimine mâni; bunun belirli ortamlarda, bilen kişiler tarafından ve geniş bir katılımla, belirli bir ezgi ile söylenmesine de mâni söyleme geleneği denir. Tek kıtalı olmasına rağmen etkisi büyük olan mâni ancak şiir yeteneğine sahip usta kişilerce söylenebilir. Halk arasında “mâni söylemek” deyimi yerine “mâni yakmak”, “mâni atmak”, “mâni düzmek” deyimleri kullanılır. Mâni daha çok iş yaparken, tarlada, imecede ve kına gecesi gibi törensel ortamlarda söylenir. Gelin-kaynananın, kadın-erkeğin atışma esnasında söyledikleri iletişim unsuru mâniler ile Ramazan mânileri, mantıfar mânileri ve yüzük oyunu gibi belirli oyunlarda söylenen mâniler de vardır. Konuları da söyleniş sebebine bağlı olarak değişir. 
Ramazan manileri Osmanlıdan günümüze kadar gelenek güzel bir gelenektir. Eskiden şartlar gereği davulcular insanları sokaklarda çaldıkları davul ve ramazana uygun söyledikleri maniler ile uyandırırdı.