Rahim kanserinin belirtileri

Rahim kanserinin belirtileri

Türkiye Hastanesi doktoru Op.Dr.Nevra Topalismailoğlu kadınların korkulu rüyası rahim kanserini anlattı.

Rahim ağzı kanseri jinekolojik kanserler içinde 2. sıklıkta görülen kanserdir. Pap smear incelemesinin
yaygınlaşması ile rahim ağzı kanserinin görülme sıklığı azalmıştır. Kanser displazi olarak adlandırılan hafif
formu ile başlar ve ilerler. Anormal hücre büyümesi genellikle 25-35 yaşları arasında başlar. Bu hücreler
prekanseröz (öncül kanser hücresi) olarak değerlendirilir. Zamanla bu hücreler kanser hücrelerine dönüşerek
karsinoma in situ olarak adlandırılan rahim ağzının dış kısmında sınırları belli bir kanser oluşturur. Bu durum
tedavi edilmediğinde rahim ağzının diğer katlarına ve diğer organlara yayılır. Erken dönemde teşhis edilebilen
vakaların %95'inden fazlası iyileşebildiğinden erken teşhis ve tedavi çok önemlidir.

Serviks kanseri (rahim ağzı kanseri) 'nin belirtileri nelerdir?
Serviksin kanser öncüsü değişikliklerinin herhangi bir bulgusu yoktur. Ancak hastalık ilerledikçe anormal
kanamalar (adet arası, ilişki sonrası, menopoz sonrası kanama gibi), ağrılı ilişki, artmış akıntı ya da kasık ağrısı
gibi şikayetler görülebilir. Bu bulguları beklemeden düzenli doktor kontrolüne gitmek önemlidir. 21 yaşından
ibaren cinsel aktif olan her kadının yılda bir kez muayene olması ve pap smear aldırması gereklidir. Papsmear
testi anormal ya da şüpheliyse kolposkopi denilen bir çeşit büyüteçle rahim ağzının incelenmesi ve biyopsi
alınması gerekli olabilir. Eğer biyopsi sonucu kanser öncüsü bir değişiklik tespit edilirse LEEP denilen bir
teknikle bu doku alınabileceği gibi, kriyoterapi ya da lazer tedavisi uygulanarak da bu bölge ortadan
kaldırılabilir.

Kansere yatkınlığı arttıran nedenler ,çok eşlilik ,cinsel temasın 20 yaşından önce başlaması,viral ve bakteriyal
enfeksiyonlar, sosyoekonomik düzeyin düşük olması,sigara içmek ve hastanın bağışıklık sisteminin
baskılanmasıdır.

Human Papilloma Virus Enfeksiyonları ve Rahim Ağzı Kanseri ilişkisi nedir?

Cinsel temas yolu ile bulaşan Human Papilloma Virüs (HPV) olarak adlandırılan virüsler genital siğillere yol
açar. Bu virüs alındığında genital siğillere neden olabilir,herhangi bir lezyona neden olmadan sessiz olarak
kalabilir veya rahim ağzındaki hücrelerde değişikliklere ve rahim ağzı kanserine neden olabilir.

HPV enfeksiyonları oldukça yaygındır. Pap Smear olarak adlandıran, rahim ağzından alınan örneğin patolojik
incelemesinde atipik hücrelerin (bozuk hücrelerin) görülmesine en sık yol açan durum HPV enfeksiyonlarıdır.
HPV'nin 60'den fazla değişik tipi vardır.Bazı tipleri rahim ağzı kanserine neden olur. Rahim ağzı kanseri
kadınlarda en sık görülen ikinci kanserdir..

Genital siğiller vajina dışında veya içinde, rahim ağzında, anüs (makat) etrafında erkeklerde ise penis ve anüs
etrafında oluşur. Genellikle kümeler halinde oluşan siğiller bazen çok büyüyebilir. HPV enfeksiyonları rahim
ağzı hücrelerinde değişikliğe ve ileride rahim ağzı kanserine neden olabilir.

HPV tanısı nasıl konur?
Kadın doğum muayenesi sırasında siğiller görülebilir. Pap Smear incelemesi için rahim ağzından alınan
örneklerde virüse ait genetik materyal de tespit edilerek HPV enfeksiyonlarının tanısı kesinleştirilebilir. Pap
Smear incelemelerinde anormal hücreler saptanırsa rahim ağzından biyopsi örneği alınarak kanser yönünden
araştırılır.

HPV enfeksiyonları birden fazla cinsel eşi olanlar, erken yaşta cinsel aktiviteye başlayanlar ve cinsel temas yolu
ile bulaşan diğer enfeksiyonları taşıyanlarda daha sık görülür. HPV enfeksiyonlarının önlenmesinde cinsel ilişki
sırasında prezervatif kullanılması önemlidir.

Genital siğiller yerleşim ve büyüklüklerine göre değişik yöntemlerle tedavi edilir. Genital siğiller tedavi ile
kaybolmasına rağmen virüs vücuttan atılamaz. Genital siğillerin tedavisinde değişik kremler kullanılabilir veya
kriyoterapi (dondurularak) yada elektrokoter (yakılarak) tedavisi ile siğiller çıkartılabilir.

HPV enfeksiyonunu almış olan kadınların rahim ağzı kanseri yönünden düzenli kontrollerinin yapılması gerekir.

Pap smear testi nasıl uygulanır?

Pap smear testi rahim ağzındaki kanser öncüsü lezyonları belirlemek için yapılan tarama testidir. Jinekolojik
muayene sırasında rahim ağzından hücre sürüntüsü alınır. Bu hücreler patoloji laboratuarlarında incelenir.
İlk test 18 yaşında veya cinsel aktivite başladığında yapılmalıdır. Her yıl düzenli olarak tekrarlanmalıdır.

Tanı ve Tedavide ne yapılır?

Rahim ağzı kanserinin ilerlemesi bazen çok hızlı olabildiğinden, kanserin erken dönemde saptanabilmesi için
tüm kadınların düzenli jinekolojik muayene ve Pap smear testi yaptırmalarının büyük önemi vardır. Hastalık
bulgu vermeye başladığında çoğunlukla ilerlemiş safhadadır. Kanserin tanısı jinekolojik muayene ve alınan
örneklerin patolojik incelemesi ile yapılır. Serviks kanseri tanısını koymak için sırasıyla; Tıbbi hikaye ve fizik muayene: Kişi doktora başvurduğunda kişisel ve aile ile bazı bilgiler sorulur. Bu soruların amacı risk faktörlerinin belirlenmesi ve serviks kanserinin hastadaki belirtilerini ortaya koymaktır. Ayrıntılı fizik muayene ile genel olarak sağlık durumu değerlendirilir. Jinekolojik muayene ile değerlendirme tamamlanır.

Biyopsi: Eğer alınan biyopsi (parça) sonucunda serviks kanseri olduğunuz ortaya çıkmışsa, bu tip kanserlerin
tedavisi ile uğraşan bir cerraha başvurmanız gerekir.

Tedavide ise; prekanseröz (kanser öncüsü) lezyonların tedavisi lezyonun derecesine, kadının yaşına ve genel
sağlık durumuna göre değişir. Erken evre kanserlerin tedavisinde sadece rahim ağzı veya rahmin alınması ile
başarılı sonuç elde edilirken, ilerlemiş kanserlerde büyük ameliyatlar ve bunlara ek olarak radyoterapi gerekir.
Serviks kanserinin evre ve derecesine göre tedavide cerrahi, radyoterapi, kemoterapi seçeneklerinden biri
uygulanabilir Sonuç olarak serviks kanseri kanser tipleri içinde en erken tanınabilen ve belki de henüz kanser
aşamasına gelmeden tedavi edilebilen bir kanserdir. Çünkü kanser öncüsü değişiklikler kolayca taranabilmekte,
tanınabilmekte ve tedavi edilebilmektedir. 

Serviks kanserinde hangi tedavi faydalıdır?

Küratif yani iyileştirici amaçlı bir tedavinin hedefi, tümörün tamamıyla uzaklaştırılmasıdır. Palyatif yani asıl
hastalığı yok etmeksizin tesirlerini hafifletici bir tedavi ise, tümör tamamıyla uzaklaştırılamazsa, hastanın genel
durumuna uygun ve hayat kalitesini göz önüne alan, tümöre en iyi şekilde etki etmeye çalışan bir terapidir.
Hangi tedavi yapılacağına karar verebilmek için tümörün konumu, büyüklüğü ve dağılımının tam olarak
bilinmesi şarttır. Kanser hastalığının safhası ve risk faktörleri, örneğin lenf düğümleri tutulması, gibi unsurlar
tedavi seçiminde bir rol oynarlar. Ama özellikle hastanın genel durumu ve hayat şartları da ön plandadır. Eğer
tıbbi sakıncası yoksa, kadınların çocuk sahibi olma istekleri de dikkate alınır, ama bu hususun henüz terapiye başlamadan önce ilgili hekimle konuşulması gerekir.

turkiye

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.