Dilipak, "14 Ağustos Dünya Rabia Günü" dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, Rabia Meydanı'nda cuntanın bir yıl önce katliam gerçekleştirdiğini söyledi. 

 

O gün Türkiye'den Mısır katliamına karşı tepkilerin yükseldiğini belirten Dilipak, "O günden sonra Türkiye'deki dayanışma hareketinin faaliyetleri bir anda diğer ülkelerde de yankısını buldu ve giderek bu Rabia Platformu'na dönüştü" diye konuştu.

 

Bugün yüz milyonlarca insanın Rabia Platformu üzerinden haksızlıklara karşı ortak bir ses yükselttiğine dikkati çeken Dilipak, bu kitlelerin adaletten, barıştan ve hürriyetten yana yeni bir dünyanın mümkün olduğunu haykırdıklarını ifade etti.

 

Bu nedenle Türkiye'nin farklı illerinde ve dünyanın birçok yerinde Rabia etkinliklerinin gerçekleşmesinin beklendiğini anlatan Dilipak, "Uluslararası İnsan Hakları Örgütü de Mısır'da gerçekleştirilen katliamla ilgili raporunu açıkladı ve 'bu bir insanlık suçudur' dedi. Buna dünyadan tepkiler bekliyoruz. Yaklaşık 60 ülkede birtakım etkinlikler gerçekleştirilecek, televizyon programları yapılacak, bazı gazeteler ekler çıkartacak, Anadolu Platformu'ndan ve diğer sivil toplum örgütlerinden açıklamalar bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

 

- "İnsanlık vicdanını harekete geçirmemiz gerekiyor"

 

Dilipak, insanlık vicdanının harekete geçirmeleri gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

 

"Haksızlıklara, sömürüye ve zul karşı daha örgütlü olmamız,  haksızlıklar kime gelirse gelsin kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana zalime karşı durmamız gerekiyor. Bugünkü ekonomik, sosyal, siyasal kültürel düzenin, uluslararası düzenin insanlığın sorunlarını çözmediğin görüyoruz. Birleşmiş milletler var ama Suriye'deki sorunu çözmüyor. İslam Konferansı acınacak duruma düştü, Arap Birliği hareket edemiyor" diye konuştu.

 

Dilipak, yeni bir uluslararası insani duyarlılığın yön verdiği örgütlenmeye ihtiyaç duyulduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

 

"Adaletten, barıştan, hürriyetten yana yeni bir düzenin kurulması gerekir. Onun için Rabia hareketi, Müslümanlar arasındaki bir 'vahdet hareketi' olduğu gibi yeryüzündeki bütün mazlumlar için ve değer üreten tüm erdemli insanlarla da ittifakı öngörüyor. Aynı şekilde yeryüzünde değer üreten tüm insanlarla nimet ve külfet dengesine dayalı işbirliği çağrısı yapıyor. Global köye dönen dünyamızda adaletin ölmemesi, özgürlüklerin güvence altında olması için herkesin şunu söylemesi gerekiyor; 'Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana zalime karşı olacağız. Bütün insanlığın hayrına olmayan bir çözüm önerisi  bizim önerimiz olmayacaktır."

 

- "Esma rahat olsun, birçok Esma'ya ruh verdi"

 

Anadolu Platformu Genel Başkanı Turgay Aldemir ise Rabia gününün yıldönümünde birçok acıyı bir arada yaşadıklarını belirterek, ancak Esma'nın şehadeti binlerce, yüz binlerce, milyonlarca yeni Esmalar olarak İslam dünyasının coğrafyalarında ayağa kalktığını söyledi.

 

İnsanlığın, özgürlük, adalet ve merhametle buluşması için yoğun bir çaba içerisinde olduğunu vurgulayan Aldemir, "Bu çerçevede İslam dünyasında birçok acı yaşanıyor ama biz kaos içerisinde yeni bir adalet içerisindeyiz. Emperyalistlerin İslam dünyasındaki sürdürdüğü yüzyıllık ötekileştirmenin hesaplaşmasını yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.

 

 Aldemir, özgürlüğün bedel istediğini ve bu bedelleri gençlerin şehadete koşarak ödediğini belirterek, "Bu mücadeleyi sürdüren İhvan'a, İslam dünyasının her yerindeki kurtuluş hareketlerine selam olsun. Anadolu Platformu olarak Türkiye'nin her yerindeki teşkilatlarımızla bu bilincin yeni kuşaklara kuşaktan kuşağa bir mücadeleye dönüşmesi için çaba sarf ediyoruz. İnşallah bunlar İslam dünyasının özgürlüğe uçan kanat çırpmaları olacaktır. Bu anlamda Esma rahat olsun, o birçok Esma'ya ruh verdi ve bu ruh inşallah bizi diriltecek" şeklinde konuştu.

 

Zalimlere karşı özgürlük arayışının, başkaldırının sokaklarda dinmediğini ifade eden Aldemir,  "Rabia Günü"nün bu açıdan son derece önemli olduğunu vurguladı.

 

Aldemir, Mısır'da Mursi'nin cumhurbaşkanlığını kaybettiğine işaret ededek, "Ama Mursi, direnişiyle zalimlerle el sıkışmadığı için kendisinin, Mısır halkının ve İslam dünyasının onurunu kazanmıştır. Bu mücadele bir onur mücadelesidir. Bunu iktidar mücadelesi olarak anlamamak gerekir. Şu anda bir karışıklık, kaos gibi görünebilir ama onurunu kazanmış insanları hiçbir iktidar gücü engelleyemez."