Prof. Uç’tan Yeni Şafak’a ‘Abi’ uyarısı

Prof. Uç’tan Yeni Şafak’a ‘Abi’ uyarısı

Prof. Uç, 'abi'lik kavramının genel bir şekilde olumsuzlaştırılmaması gerektiğine dikkat çekti

Ahmet Bilgi’nin haberi:

RİSALEHABER-Prof. Dr. Himmet Uç, Yeni Şafak gazetesinin dolandırıcılık yapan bir şahıs için “Abiye bak!” manşetini kullanmasını eleştirdi.

Başlığın “abilik” kavramını olumsuzlaştırdığına dikkat çekerek gazetenin genelleme yapmaması gerektiğini söyleyen Prof. Uç, “cemaatler içinde cemaatlerin kazanımlarını kişisel ihtirasları ve emelleri uğruna kullanan ve bunları baskı unsuru olarak başkalarını sindirmede kullanan naehiller vardır ama bu umumi bir aksama değildir” şeklinde konuştu.

SUNGUR ABİ, BAYRAM ABİ, ZÜBEYİR ABİ…

“Abi kelimesi bizim değer verdiğimiz, hayatımızın ve değerler dünyamızın oluşmasında önemli olan kimselere verdiğimiz bir unvan. Herkese abi denmez. Abilik ünvanı zorla elde edilmez. Bir insan yıllarca hizmet içinde dürüstlüğü, sair ahlaki ve fiili tutumları ile anılırsa bir süre sonra abi ünvanını iktisab eder” ifadelerinin kulanan Prof. Uç, “Şimdi cemaatler içinde cemaatlerin kazanımlarını kişisel ihtirasları ve emelleri uğruna kullanan ve bunları baskı unsuru olarak başkalarını sindirmede kullanan naehiller vardır ama bu umumi bir aksama değildir. Çünkü abi bizim sırat köprümüzdür. Onların sayesinde dini yaşayışımızı düzene koyduk ve yaşadığımız sürede onların abiliklerini gördük ve görmekteyiz. Mustafa Sungur abi, Bayram Yüksel Abi, Zübeyir Gündüzalp Abi, Vahdet Yılmaz abi gibi cümlelerle onları andık. Bu insanlar gerçekten tip değil karakter insanlar ve sıradan insanların vasıflarından çok değişik insani vasıflara sahip insanlar” dedi.

Gazetenin kötü örneği anlatırken olayı lokalize etmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Uç, sözlerinin şöyle sürdürdü:

“Hasta uzvun çevresi çizilir, başka yere sirayet etmemesi sağlanır. Gazete yanlış örneği taammüm eden bir dil kullanmış, bu kesinlikle yanlış. Dikkat edin dini hizmetin rükünleri durumunda olan kavram ve şahısları, değerleri hafife alırsak Allah bize öyle bir bela verir ki hepimiz herşeyimizi yitiririz.
 
İMAN VE KUR’AN HİZMETİ BALTALANMASIN

“Bu ülkenin dini hizmetlerine ne Zaman grubu, ne Şafak gurubu, ne Nur talebeleri yetmez, ancak birbirimize saygı duyarsak İslamı tezhil ve tezyiften kurtarırız. Bugün Türkiye’de binlerce Nur dershanesi var. Onların hizmetini yürüten ağabeyler, vakıflar var. Bunlar halk ile münasebattar. Şimdi onlara olan güveni sarsarsak imani ve Kur’ani hizmet baltalanmış olur. Bu çok yanlış bir şey.

“Haberde bir kelime kullanılmış: ‘dolandırıcı abi.’ Bu kelimenin yerine başka bir kelime kullanılabilirdi. Veya ‘cemaatin imkanlarını yanlış kullanan bir şahıs’ denilebilirdi. Ama bir yanlış örnekten bütün tarikat ehlinin ve nur talebelerinin ne olursa olsun saygı duyduğu bir kelime kirletilirse, toplumun dine olan saygısı aşağılanmış olur. Bindiğiniz dal kesilmiş olur.

“ABİ” KELİMESİ ÇOK ÖZEL BİR YERE SAHİPTİR

“Ben otuz yıldır eleştiri dersi veriyorum. Batıda ve bizde, büyük eleştirmenler gelmiş ama bu ülkede Bediüzzaman gibi objektif eleştirmen görmedim. “Hakkın hatırı alidir hiçbir hatıra feda edilmez.” Bu kavga ortamında herşeyi kirletmeyelim. Bu açıklamam taraf olmak açıklaması değil panoramik ve objektif bir açıklamadır. Çünkü abi kelimesi benim muhayyile ve hafızamda çok özel bir yere sahiptir ve benim gibi daha nicelerinin...

“Akif; ‘Girmezse bir millete tefrika düşman giremez/Toplu vurdukça yürekler onu top dindiremez’ diyor. Bu tefrika sırasında biz zaten sinema gibi olayları seyrediyoruz ama keserin ucu bütün değerleri yontmaya başladı. Cenab-ı Allah, Hz. Musa’ya Firavun’la konuşmasında ‘kavlenleyyinen-yumuşak konuş’ diyor. Böyle bir dinin mensubuyuz.

SUÇUN ŞAHSİLİĞİ ESASTIR

“Dini gruplar eleştiriden sınıfta kalmıştır. Ünlü Avrupalı bir eleştirmen “düşmanım da bana lazımdır, çünkü onun varlığı beni ihtiyata sevkeder” diyor. Şimdi düşmanlarımız kalmadı mı sanıyorsunuz. Hayır onlar bizim birbirimizi yememizi bekliyorlar. Birgün ortaya çıkarlarsa yine ortada kalan o saygıdeğer abiler ve ablalar olacaktır. Hizmeti imaniye sırtımıza İhsan-ı İlahi olarak konmuş. Bunu Bediüzzaman söylüyor. Bu hizmetin ana temaları aşağılanmamalı. Suçun şahsiliği esastır. Yanlış yapanlar eleştirilmeli ama genelleme yapılmamalı. Allah müstahak olduğumuza doğru bizi götürüyor. Allah sonumuzu hayretsin.”

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
10 Yorum