“Peygamberlerin Aşkları” mı, “Peygamberlerin Aşıkları” mı?-2

Aşk-ı Muhammedi Yazıları

“Peygamberlerin Aşkları” mı, “Peygamberlerin Aşıkları” mı?-2

Kişiden kişiye aşk tanımları değişir; doğrudur. Benim için “aşk” Üstad’ın deyişiyle  “şiddetli muhabbettir”. İkame edilebilen, yerine  başka şey konulabilen hiçbir şey şiddetli muhabbete değmez. Zaten hemen her şey şiddetini/haddini aştığında aksülamel etmez mi?

Buradan bakılınca bu günkü aşklar “şiddetli muhab-bet” sınıfına giriyor gibi. Bunun için de zaman zaman sıkıntılı durumlar oluşabiliyor. Nasıl oluşmasın ki... Üstadımız İmam-ı Rabbani (r.a.) gibi “tasvir-i hakikat” mesleğindeki mübarek bir zat bile Yakup Peygamberin oğlu Yusuf (a.s.)’a karşı “yüksek derece-i şefkatini” “muhabbet/aşk” olarak algılamış. Üstadın ifadesi ile “tekellüflü bir tevil” yapmış.

Yine Mevlid yazarı Süleyman Efendi makam-ı mahbubiyeti  yanlışı anlamış, Rabb’imizin Efendimize karşı halini “Ben sana aşık olmuşum” tabiriyle beyan etmiş. Oysa, Üstadın deyişiyle “Bu tabir şe’n-i Rububiyete münasip olmayan manayı hayale getiri-yor, en iyisi, şu tabir yerine: “Ben senden razı olmuşum” denilmeli” idi.

Bütün bunları niçin mi söylüyorum? Bu yakınlarda “Peygamberlerin Aşkları” isimli bir kitaba rastladım. İlk baskısını 25.000 yapan kitabın tanıtımında “Yaşanmış en güzel ve kutsal aşklar” sloganı tercih edilmiş.

Konu “Peygamberlerin Aşkları” olunca, Üstadın İmam-ı Rabbani’ye ve Süleyman Çelebi’ye getirdiği şerhler nevinden şerhler getirmemizin yadırganmayacağını umuyorum.

İlkönce belirtelim ki yazarın samimiyetinden şüphe etmiyorum. Peygamberleri tanıtmaya ve sevdirmeye gaye edinen bir eser ortaya koyan kişiye ancak saygı ve muhabbet duyulur. Ben de saygı ve muhabbet duyuyorum. Yine de kafama takılan bir hususu belirtmeden geçemeyeceğim.

Galiba bir tashih hatası sonucu kitabın adına “Peygamberlerin Aşıkları” yerine, sehven “Peygamberlerin Aşkları” denilmiş. Şüphesiz Peygamber ve aşk kavramları bir cümle içinde geçtiğinde Peygamberlerin özne mi, nesne mi, yoksa yüklem mi olduğu önemlidir. Bu değişken durumlara göre aşk veya şefkat duygusundan birini tercih ederiz.

Hal böyle olunca aşk ve şefkatin ne tür bir hali anlat-tığını bilme lüzumu ortaya çıkıyor. Aşk ve şefkat için insan sayısınca farklı veya birbirini tamamlayan tanımlar yapabileceğini yukarıda belirtmiştik. Biz sadece bu iki kavramın birbiriyle ilişkisine gönderme yapan bir tanımla yetinelim.

Aşk aciz, güçsüz, muhtaç olan bir kişinin kendinden daha güçlü, kudretli olan bir kişiye karşı duyduğu şiddetli meyil ve muhabbettir. Şefkatte ise durum tersidir. Şefkat güçlü, kudretli olan kişinin kendinden daha zayıf olan kişiye karşı hissiyatıdır. Misal; çocuğun annesine karşı olan meyli aşk, annenin çocuğa karşı olan meyli şefkattir. Bütün alemin, bütün Peygamberlerin Efendimiz’e karşı duyduğu meyil ile, Efendimizin Rabb’imize karşı duyduğu meyil aşk, Rabb’imizin Efendimize ve onun şahsında bütün aleme karşı duyduğu meyil ile, Efendimizin ümmetine ve bütün alemlere duyduğu meyil şefkattir.

Rabb’imiz Efendimizden, Efendimiz de bütün Peygamberlerden ve bütün alemlerden ne kadar üstünse, şefkat de aşktan o kadar üstündür.

Bu durumu içinde aşk geçen bir cümleye uyarlayalım. Böyle bir cümlede Peygamberimiz özne ise, yüklem Allah’tır. Efendimiz “Ben sana aşık oldum ya Rabb’im” diyebilir. Rabb’imiz de “Ben de sana şefkat ettim Ya Muhammed” diyebilir. Bütün Peygamberler özne ise, yüklem Efendimizdir. Bütün Peygamberler “Biz sana aşık olduk Ya Muhammed” diyebilir, Efen-dimiz de “ Ben de sizlere şefkat ettim” diyebilir.

Rabb’imiz bir hadis-i kudside Efendimiz Muhammed Mustafâ (s.a.v.) için: “Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım” demiş... Bende de Resûlallâh’a muhabbet, Üstad’a tebaiyyet olmasaydı bu kitapla ilgili böyle bir şerh getirme ihtiyacı duymazdım...

Yazarın samimiyetinden şüphemiz yok. Haddi zatında benzer hataları bizler de yapmışızdır. Halen de yapıyoruzdur. Yine de yazar yeni baskılarda bizim naçizane uyarımızı dikkate alırsa memnun oluruz. Ne de olsa mevzu hepimizin “aşık” olduğu Peygamberler...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.