Peygamberimizin hayvanlarla ilgili hadisleri

Peygamberimizin hayvanlarla ilgili hadisleri

İnsanlar hangi hayvanları beslemeli?, hayvanlara nasıl davranmalı?, hangi hayvanlardan nasıl yararlanmalı?,

İşte Peygamber efendimizin bu sorularla ilgili hadisleri...
Köpek Beslemek

521- İbn Ömer, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin, av köpeği veya koyun köpeği (çoban köpeği) dışındaki (tarla, bağ, bahçe ve sürüleri bekleyen çoban köpekleri gibi, köpeklerin dışında) köpeklerin öldürülmesini emretmiştir demiş, kendisine, "Ebû Hüreyre, ekini bekleyen köpeğin de bunlar dışında olduğunu söylüyor?" dediği hatırlatılınca da, "Ebû Hüreyre'nin de ekini var" karşılığını vermiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, 1,1571)

522- Câbir b. Abdullah, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, köpeklerin öldürülmesini emretti. (Biz de köpekleri öldürdük) hatta çölden gelen bir kadının köpeğini bile öldürmüştük. Daha sonra köpeklerin öldürülmesini yasakladı ve, "Hâlis (düz) siyah olanını, iki noktalı olanını öldürünüz. Çünkü o, şeytandır" buyurdu demiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, 1,1572)

523- Abdullah b. Mugaffel şöyle demiştir:

"Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, köpeklerin öldürülmesini emretti. Daha sonra, 'Halkın (bütün) köpeklerle bir sıkıntıları yok' buyurdu ve daha sonra av köpeği ile çoban köpeğine izin verdi" demiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, I,1573)

524- Ebû Hüreyre'den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:

"Kim, ne av, ne sürü ne de tarla için olmayan bir köpeği yanında tutarsa, her gün amelinden iki kırat eksilir" buyurmuştur. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, 1,1575)

NOT: Burada evlerde, evlerin içinde beslenen süs köpekleri kasdedilmektedir. Bilindiği gibi tüm köpeklerin derileri doğal olarak bakteri üretmekte, salyasında, etinde ve derisinde trişin denilen Kurt ve Tenia diye Tıpça, adlandırılan bağırsak parazitlerini barındırmakta olup, bu parazitler evlerde insanlar ve özellikle çocuklar için tehlike oluşturmaktadır. Mikroskop ve bakterinin bilinmediği, teknolojinin henüz gelişmediği bir dönemde, Yüce Peygamber'e bunlar, Allah tarafından O'na bildirilmiştir...

Bundan dolayı Peygamber'imiz sallallâhu aleyhi ve sellem, evlerin içinde köpek beslenmesine hep karşı çıkmıştır. Bu çok zeki ve aslında sevimli hayvanlardan günümüzde kaçakçılık ve aramalarda emniyet hizmetlerinde yararlanılmaktadır.

Av Köpeği İle Avlanma

525- Adiy b. Hâtim, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve selleme, "Ey Allah'ın resulü! Eğitilmiş köpekleri ava salıyorum, bana av yakalıyorlar, bunlara Besmele çekiyorum?" dedim. "Eğitilmiş köpeğini besmele çekerek saldığında yakaladığını ye" buyurdu. Kendisine, "Eğer köpekler avı öldürürlerse?" dedim. Efendimiz, "Eğitilmiş köpeklerine başka köpekler karışmadığı sürece öldürürlerse öldürsünler. Sakıncası yoktur" buyurdu. "Ok ile de avlanıyorum, onunla da avı vuruyorum?" dedim. Resûlullah, "Oku attığında avı delip geçerse, avı ye. Ancak geniş tarafı vurmuş ise onu yeme" buyurdu. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1929)

Yenilmesi Yasaklanan Avlar

526- Ebû Sa'lebe'den yapılan rivayete göre, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, "Okunu attın, avı bulamadın ancak daha sonra buldun, eğer kokmamış ise onu ye" buyurmuştur. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1931)

Diğer bir rivayette de, "Üç gün sonra bulsan da ye. Ancak kokuşmuş ise bırak" şeklinde ayrıntı vardır.

527- Seleme b. Ekva'dan yapılan rivayete göre, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, Hayber Gazvesi dönüşünde kaynayan tencereleri gördü ve "Bu ateşler de neyin nesi?" diye sordu. "Evcil eşek eti" denilince "Tencereleri dökünüz, kırınız veya yıkayınız" buyurdu. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1802)

NOT: Çünkü dinimizde dört ayaklı hayvanların sadece geviş getirenleri yenilmekte, bu da Kur'ân da işaret edilmiş bulunmaktadır. Ayrıca tek tırnaklı hayvanları ve geviş getirmeyen hayvanları yemek yasaktır...

528- Ebû Hüreyre'den yapılan rivayete göre, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem:

"Yırtıcı hayvanlardan azı dişli olanların yenilmesi haramdır"

buyurmuştur. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1933)

Eti Yenilen ve Yenilmeyen Hayvanlar

529- Ebû Sa'lebe, "Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, evcil eşek etini yemeyi yasakladı" demiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1936)

530- Abdullah b. Ebû Evfâ şöyle demiştir:

"Hayber Gazvesi gecelerinde açlığa tutulduk ve evcil eşekler bulduk ve onları hemen kestik. Tencereler kaynadığında Resûlullah'ın habercisi, "Tencereleri dökün ve eşek etlerinden bir şey yemeyiniz" diye seslendi. Bunun üzerine oradakilerin bir kısmı, "Resûlullah, bunu, ganimetteki beşte birlik hisse ayrılmadığından dolayı yasaklamıştır", diğer bir kısmı da, "Hayır kesin şekilde yasakladı" dediler. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1937)

531- Câbir b. Abdullah'ın bildirdiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: Hayber Gazvesi'nde evcil eşek etlerini yasaklamış, at etlerine müsaade etmiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1941)

532- Esmâ bint Ebû Bekir, "Resûlullah sallallâhu aleyhi sellem döneminde at kesip etini yemiştik" demiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 1942)

Aslında at eti yemek haram değildir. Ancak İmam Mâlik, Inıantfl Azâm Ebû Hanîfe ve Evzâî, mekruh olduğu görüşündedirler. Delilleri ise Ebû Dâvûd'un rivayet ettiği at etinin yasaklandığını bildiren hadistir. ("Et'ime", 26). Ancak bu hadisin sıhhat bakımından kuvuvvetli olmaması, sıhhati kuvvetli olan hadislerde at etinin helâl olduğunun bildirilmesi, Ebû Dâvûd hadisi ile amel edilmesine engel teşkil etmiştir. Bu sebele at etinin kesin haram olması şüphe götüreceğinden yukarıdaki âlimler at etine haram demeyip mekruh demişlerdir. Ancak Nahl sûresinin 5. âyetinde, havanların insanlar için yaratıldığı, bunlardan yararlanıldığı, bir kısmının ise yenildiği belirtildik sonra, "At, katır ve eşekleri binmemiz ve süslenmemiz için yarattı..." buyurulmakla at, katır ve eşeklerden söz ederken, bunların nilmelerine işaret edilmemiş, yük taşımacılığında kullanılacağı bildirilmiştir. Bu sebeple at etinin yenilmesi tartışmalı kalmıştır.

NOT: En sağlam yol, tartışmalı olaylardan uzak durmaktır.

533- İbni Ömer, bir kimsenin, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve selleme keler (bir tür kertenkelenin büyüğü) yemeyi sordu. O da "Ben o nu ne yerim, ne de yasaklarım" buyurdu. (Sahîh-i Müslim Muhtasar, II, 1943)

Hayvanlara Eziyet Edilmemelidir

534- Câbir (r.a) bildirdiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi m sellem, yüze damga vurmayı yasaklamıştır. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı M 2116)

535- Câbir'in bildirdiğine göre, Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellemin yanından yüzüne damga vurulmuş bir eşek geçmiş. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem, "Buna damga vurana Allah lânet elsin" buyurmuştur. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2117)

536- İbn Abbas, "Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, yüzüne damga vurulmuş bir eşek gördü ve bunu iyi karşılamadı. Allah'a yemin olsun ki ben, yüzün en uzak yerinden başka yere damga vurmam" demiştir. Kendisi, eşeğin kalçalarına damga vurulmasını emretmiştir. Böylece hayvanların kalçalarına damga vuranların ilki olmuştur. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2118)

Zararlı Hayvanlar Öldürülebilir

537- Hz. Âişe, "Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, sırtı iki beyaz çizgili olan yılanın öldürülmesini emretti. Çünkü bu cinsler, gözü köreltir (dokunur), hâmile kadına zarar verir" demiştir. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2232)

538- İbn Ömer, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemi köpeklerin öldürülmesini emrederken işittim. Şöyle buyuruyordu:

"Yılanları ve köpekleri öldürünüz. Özellikle sırtı iki beyaz çizgili ve kısa kuyruklu olanını öldürünüz. Zira bu iki kısım gözü kö-reltir (dokunur), hâmile kadına çocuğunu düşürtür." (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2233)

539- Abdullah b. Mes'ûd şöyle demiştir:

Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ile birlikte (Mina'da) bir mağarada iken "Mürselât sûresi" inmişti. Biz, kendisinin ağzından bu sûreyi sıcağı sıcağına alıyorduk. Derken karşımıza bir yılan çıktı. Hz. Peygamber, "Bunu öldürün!" buyurdu. Hemen üzerine atıldık, ama yılan kaçıp gitti. Bunun üzerine Resûlullah, "Allah, sizi onun şerrinden koruduğu gibi onu da sizin şerrinizden korudu" buyurdu. (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2234)

Hayvanlara İyi Davranmak

540- Ebû Hüreyre'den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Bir karınca, peygamberlerden birisini ısırdı, o da emir verip, karıncaların yuvasını yaktırdı. Bunun üzerine Allah Teâlâ: 'Seni bir karınca ısırdı diye mi, beni teşbih eden ümmetlerden bir ümmeti yaktın!' buyurdu." (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2241)sünnetin bahçesinden yedi yuz hadis

541- Abdullah b. Ömer'den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Bir kadın, kedi yüzünden azaba uğramıştır. Kediyi ölene kadar hapsetmişti ve bu yüzden cehenneme girdi. Onu hapsettiğinde ne doyurmuş, ne su vermiş, ne de yerin haşerelerinden yemesi için salıvermişti." (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2242)

542- Ebû Hüreyre'den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Bir köpek, kuyu başında susuzluktan ölecek hâle gelmiş kıvranırken, İsrailoğulları'dan kötü bir kadın (fahişe) onu gördu ayakkabısını çıkarıp su doldurarak o köpeği suladı, bu yüzden mağfiret olunup bağışlandı." (Sahîh-i Miislim Muhtasarı, II, 2245)

Yüce Allah'ın yarattığı, ister canlı ister cansız olsun onu varatanın, yaratmadaki hikmeti dikkate alınmalıdır. Küçücük bir karıncadan başlayarak ve özellikle de her canlıya iyi davranılmalıdır. Allah’ın rızasının akla gelmeyen basit şeylerde de bulunabileceğini ıınutma mak gerekir. İslâm'ın büyük günahlardan saydığı fuhşa düşnııı> kadının, zavallı bir köpeğin helâkine yol açacak derecedeki siimii ğunu gidermesi sebebiyle bağışlanması, ibret alınması gereken olaydır.

Bu kadının köpeği suladığı sırada hâlâ fuhuş yapmaya devam edip etmediği hadiste bildirilmemektedir. Belki kadın yaptığı jmh lara son vermiş ve tevbe etmiş de olabilir. Köpeğe karşı bu dav rai bağışlanmasına sebep olmuş olabilir. Ayrıca Cenâb-ı Zülcelâl hazretleri, hiçbir canlıyı da cansızı da boşuna yaratmamıştır. Hepsi kendi bir hikmete dayanır. O sırrın ve hikmetin bilinmesi zordur. Yar.tl nın sırrını ancak ve ancak onu yaratanın bildiğini ve bunun sırrın kendisinde gizli olduğunu bilmek insanoğluna yeterlidir.

Ne Yüce Yaratıcıya ne de O'nun Peygamberine haddimizi aşarak soru soramayız. Bildirilenle yetinmek zorundayız...

"Sünnetin Bahçesinden Yedi Yüz Hadis" Kitabından Alıntıdır

Haber7