Peşaver'deki Jalozai mültecileri barış istiyor

Peşaver'deki Jalozai mültecileri barış istiyor

Taliban ile süregelen çatışmalardan kaçan 23 bin kişinin barındığı Peşaver yakınlarındaki Jalozai mülteci kampında kalanlar, evlerine dönecekleri günün hayaliyle yaşıyor.

Pakistan'ın, Afganistan sınırındaki karışıklıklardan ve Pakistan Talibanı ile süregelen çatışmalardan kaçan 23 bin kişinin barındığı Peşaver yakınlarındaki Jalozai Mülteci Kampında kalanlar, hükümetle örgüt arasındaki müzakere sürecinin bir an önce başarıyla sonuçlanmasını beklerken, yeniden evlerine dönecekleri günün hayali ile yaşıyor.

Pakistan sınırları içinde yerlerinden edilenlerin barındığı Jalozai Mülteci kampının kurulması, ülkedeki şiddet olaylarının 2008 yılında had safhaya ulaşmasına dayanıyor. O dönemde ülkenin başındaki eski devlet başkanı Pervez Müşerref'in, ABD'nin, Afganistan-Pakistan sınırındaki El-Kaide ve Taliban güçlerine karşı operasyonel destek istemesine olumlu yanıt vermesiyle bölge halkı bir anda kendini savaşın içerisinde buldu.

Afganistan-Pakistan sınır hattının kuzey kesimlerindeki 7 aşiret bölgesinin sakinlerinin birçoğu, hava operasyonlarının yoğunlaşması sonucu evlerini terk etmek zorunda kaldı. Başkent İslamabad'ın merkezindeki Mariott Hotel'e bir ton patlayıcı kullanılarak saldırılması sonucu 54 kişinin hayatını kaybetmesi ve sürgünde bulunan eski başbakanlardan Benazir Butto'nun yapılacak genel seçimlere katılmak üzere ülkeye geri dönmesinin ardından saldırıya kurban gitmesi ise işleri daha da içinden çıkılmaz hale getirdi.

Yıllardır devlet otoritesinin olmadığı, halkın kendi özel hukukunu işlettiği, düzenli ordu birliklerinin giremediği aşiretler bölgesindeki Taliban sığınaklarına "teröre karşı savaş" düşüncesiyle yapılan hava operasyonları bölge halkının da yerlerinden edilmesine neden oldu.

Bu gelişmeler üzerine 27 Kasım 2008'de Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından aşiretler bölgesine yakın bir alanda Peşaver'e 30 dakika uzaklıkta kurulan Jalozai Mülteci Kampı, herşeyini geride bırakarak canını kurtarmak için kaçan binlerce Peştun Pakistanlıyı ağırlamaya başladı.

İlk kurulduğu dönemde yaklaşık 50 bin kişiyi ağırlayan ancak daha sonra operasyonların durması ile evlerine geri dönmeyi başaranların ardından bugün nüfusu 23 bine kadar düşen mülteci kampında kalan 5 bine yakın aile ise geri dönüş umudunu, halihazırda hükümetle Pakistan Talibanı arasında "iki ileri, bir geri" süren barış müzakerelerinin başarıyla sonuçlanmasına bağlamış durumda.

Son günlerde, 60 Pakistan Talibanı militanının aşiretler bölgesi sınırları içerisinde yer alan Kuzey Veziristan'daki sığınaklara yapılan hava operasyonlarıyla etkisiz hale getirilmesi ise müzakere sürecinin başarıyla sonuçlanmasını bekleyen Jalozai mültecilerinin eve dönüş umutlarını azaltsa da kamp sakinleri evlerine dönme umudunu koruyor.

"Çaresiziz, kadınlarımız, çocuklarımız eziyet çekiyor"

Hayber aşiretinin Bara bölgesinden ailesiyle beraber kampa geldiğini belirten Multan Şerali (54) isimli kamp sakini, AA muhabirine, 2009'dane beri kampta yaşadıklarını söyledi.

"Köyümüzde neredeyse hiçbir şey kalmadı" diyen Şerali, yaşadıkları zorlukları şöyle anlattı:

"Orada dükkanım vardı, mutluyduk. Sonra 2009'dda hükümetin yürüttüğü operasyon sırasında savaş nedeniyle kaçmak zorunda kaldık. Köyümüzde neredeyse hiçbir şey kalmadı. Evlerimiz tahrip oldu, çocuklarımızın okulları, hastanelerimiz bombardımanlar neticesinde yerle bir oldu. Hayat felç oldu orada. Bu kampa sığındık. Bir şekilde yaşamaya çalışıyoruz. Soğuğu bu çadırlarda çıkardık zorluklarla, şimdi de sıcaklar başladı. Elektrik yok, çaresiziz. Kadınlarımız çocuklarımız eziyet çekiyor.

Üstelik zaman zaman fırtınalar geliyor bu bölgeye. Çadırlarımızı yerinden soküp atıyor. Bu da ayrıca bir dert. Yine de mevcut hükümete ve Birleşmiş Milletler'e (BM) teşekkür ediyoruz. Bize yardımcı oluyorlar, barındırıyorlar. Ama bunlar yetersiz, daha iyi şartlarda kalmamızı sağlamasını istiyoruz. Beş yıldır buradayız, tabi ki evlerimize döneceğimiz günü dört gözle bekliyoruz. İnşallah o gün de gelir savaş son bulur."

Taliban’a, "hükümetle yürüttüğü müzakereye olumlu yaklaşması ve barışması" mesajı vermek istediğini vurgulayan Şerali, "Çocuklarımız beş yıldan beri çadırlarda, zor şartlar altında yaşıyor. Artık bir an önce vatanımıza dönmek, evlerimizi görmek istiyoruz. Bu kadar savaş yeter artık barış gelsin, savaşla hiçbir netice alamazsınız. Bunun sonu yok. Hükümet de Taliban da müzakerelere olumlu yaklaşsınlar, mutlulukla barışsınlar" diye konuştu.

"Çocuklar her şeyden habersiz büyüyor"

Aynı ülke sınırları içerisinde olsa da mülteci konumuna düşmenin en çok sıkıntısını belki de çocuklar ve gençler yaşıyor.

Kampa ailesiyle geldiğinde 11 yaşında olduğunu belirten Şakirullah Afridi de bunlardan biri. Şimdilerde 16 yaşında olan Afridi, 5 yıldır yaşadığı Jalozai'ye zorlu bir yolculuğun ardından sığındıklarını söyledi. Afridi, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Biz de 2009 yılında zor bir yolculuğun ardından bu kampa sığındık. Köyümüzde sık sık silahlı çatışmalar yaşanırdı. Bomba düşerdi kimi zaman. Herkes gibi bizde buraya geldik. Gelirken de çok zorluklar çektik. Bir de ev eşyalarımız vardı. Yollar kapalıydı. Taliban da Müslüman ama bilmiyorum işte neden hükümetle savaşıyor. Hükümetten istediğimiz bir an önce bölgemize barış getirsin, savaşları bitirsin, biz de dönelim. Çünkü burada çadır hayatı yaşamak çok zor. En zor aylar yaz ayları, elektrik yok, biz erkekler de dışarıda falan dolaşırız ama tüm zorlukları kadınlar ve çocuklar çekiyor. Yağmur yağdığı zaman her taraf çamur oluyor. Şiddetli rüzgarlar estiği zaman çadırlar yerlerinden sökülüyor. Sıkıntıların başında tabi eğitim. İyi bir eğitim alamadım. Geldiğimde 11 yaşındaydım şimdi 16 yaşındayım. Burada eğitim sistemi çok kötü. Evlerimize dönebilsek, keşke çocuklar iyi eğitim alabilse. Buradaki çocuklar her şeyden habersiz büyüyorlar. Üç abim var, biri Dubai’ye gitti, çalışmak için, iki abim burada ancak iş bulamıyorlar."

AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.