Pazarlıksız iman: Abdullah b.Selam ve Bediüzzaman

Pazarlıksız iman: Abdullah b.Selam ve Bediüzzaman

82 İl 82 Sahabî projesi Kastamonu'daydı

Risale Haber-Haber Merkezi
 
82 İl 82 Sahabî projesinin 71. programı veliler diyarı olarak bilinen Kastamonu'da yoğun bir katılım ile gerçekleşti. İlim Yayma Cemiyeti Kastamonu Şube'sinin ev sahipliliğini yaptığı program, Halk Eğitim Kültür Merkezi Salonu'nda yapıldı. Kur'an'ı Kerim tilaveti ile başlayan programda, İlim Yayma Örgenci Konseyi Başkanı Muhammed Yiğin bir selamlama konuşması yaptı. Projenin önemine dikkat çeken Yiğin, Siyer Araştırmaları Merkezi'ne teşekkür etti.  
 
PAZARLIKSIZ İMAN
 
Daha sonra kürsüye davet edilen Siyer Vakfı Kurucusu Muhammed Emin Yıldırım, neden Kastamonu'da Abdullah b. Selam'ın anlatılacağına dikkat çekerek konuşmasına başladı. Yıldırım şöyle dedi: "Kastamonu'da halk arasında Sahabe diye bilinen Kaysü'l-Hemâdanî el-Asğar hakkında Sahabe kaynaklarımızda yeterli bilgi olmadığı için buraya Abdullah b. Selam seçildi. Onun burada seçilme sebebine gelince, Kastamonu veliler diyarı olarak bilindiği için, başta Şeyh Şaban-ı Veli hazretleri olmak üzere, Müfessir Alaeddin Hazretleri, Şeyh Mehmet Efendi Hazretleri, Abdulfettah-ı Veli hazretleri ve daha onlarca büyük insanı sinesinde sakladığından istedik ki burada veliliğin, yani Allah'a yakın ve dost olmanın en önemli vasfı olan teslimiyeti, Asrı Saadet'ten iyice öğreneceğimiz bir isim anlatılsın. Mesele teslimiyet olunca Sahabe içerisinde birçok isim sayılabilir, çünkü onların her biri birer teslimiyet kahramanıdır. Ancak özellikle Abdullah b. Selam'ın seçilmesi, onun bu meselede çok daha farklı bir noktada durmasından kaynaklanmaktadır. Hal böyle olunca, veliler diyarı Kastamonu'da, velilerin en önemli vasfı olan teslimiyeti hayatının esası kılan, bu özelliği ile de pazarlıksız, beklentisiz bir imanın sahibi olan Abdullah b. Selam burası için seçildi."
 
O BENÎ İSRAİL'İN MÜMİNİ VE ŞAHİDİDİR
 
Konuşmasına Abdullah b. Selam (ra) ile alakalı temel bilgiler vererek devam eden Yıldırım, onun aslen Yahudi olduğunu ve Müslüman olduktan sonra hakkında inen bazı ayetlerden dolayı Hz. Peygamber (sas) tarafından, "Benî İsrail'in Mümini ve Şahidi" olarak isimlendirildiğini söyledi. Yıldırım sözlerine şöyle devam etti: "Abdullah b. Selam'ı anlamak için Kur'an'ın anlattığı bir tabloyu iyice anlamak gerekir. Başta Taha Sûresi olmak üzere Kur'an birkaç yerde bize Firavun ve sihirbazları arasında geçen hadiseyi anlatır. İnsan biraz bu ayetlerin üzerinde tefekkür edince aslında sihirbazların ne kadar önemli bir adım attığını ne kadar mühim bir teslimiyet örneği ortaya koyduklarını daha iyi anlar... Kur'an'ın anlattığı bu büyük teslimiyet tablosunun üzerinden, neredeyse 2000 yıl geçecek,  yer Mısır değil Medine olacak, Hz. Musa'nın yerini Efendimiz (sas) alacak, sihirbazların yerini Abdullah b. Selam alacak, Firavun'un yerini Medine'deki Yahudiler alacak aynı teslimiyet, aynı pazarlıksız iman yeniden bir kez daha ortaya konacaktı. Abdullah b. Selam'da, ne kaybettiklerine yanacak, ne başına geleceklerden korkacak büyük bir teslimiyet ile iman edecek ve o günün Benî İsrail'inin mümini ve şahidi olarak tarihe geçecekti."
 
BU YÜZ YALANCI YÜZÜ OLAMAZ!
 
Abdullah b. Selam'ın nasıl iman ettiğine değinerek konuşmasını sürdüren Yıldırım, onun Müslüman oluşunu şöyle anlattı: "Abdullah b. Selam diyor ki: 'Resulullah'ın Yesrib'e geleceğini duyduğumda çok heyecanlanmış, onun gerçekten peygamber olup, olmadığını anlamak için aklımda üç soru belirlemiştim. Yanına gidecek o sorularımı soracak, aldığım cevaba göre de ya onun bir peygamber olduğunu, ya da bir yalancı olduğunu söyleyecektim. Resulullah, Amr b. Avf oğullarının mahallesine gelince, hemen onunla görüşmek için koştum; Resulullah'ı uzaktan görür görmez; daha sorularımı sormadan, onunla tek bir kelime etmeden: 'Hazâ Resulillah/ Bu Allah'ın Resulü'dür!' dedim. Bu sözümü duyan yanımdaki akrabalarım, arkadaşlarım: 'Ey Allah'ın kulu! Hani sorular soracaktın, aldığın cevaplar karşısında onun peygamber mi, yalancı mı olduğunu söyleyecektin?' dediklerinde onlara şunu dedim: 'Vallahi! Bu yüz yalancı yüzü olamaz!"
 
BEDİÜZZAMAN ÜZERİNDEN VERİLEN MESAJLAR
 
Abdullah b. Selam ile alakalı çok önemli tabloları katılımcılarla paylaşan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "20. asırda pazarlıksız iman örneği deyince akla gelen ilk isimlerden biri hiç şüphesiz Üstad Bediüzzaman Said Nursi'dir. Muhakkak sizler çok iyi biliyorsunuz, Üstad hazretleri ilk olarak buraya 1910 yılında ziyaret maksatlı geliyor. Kısa bir ziyaretin ardından Üstad'ın ikinci gelişi 1936 yılındadır. Yaklaşık 7 yıl kalacağı ve Kastamonu hayatının başlayacağı o dönem, Üstad Kastamonu nüfusuna alınır, artık o resmen de buralıdır. İşte sizin hemşeriniz olan bu büyük kamet, konumuzla da alakalı olarak şöyle demektedir: “İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül ise saadet-i dareyni iktizâ eder!” yani: "İman tevhidi, tevhid teslim olmayı, teslim olmak Allah'a tevekkülü, bütün bunlar olunca da iki cihan saadetini sahibine kazandırtır." Böyleyse eğer Abdullah b. Selam'ın üzerinden şu mesajları almak gerekir..." deyip mesajları sıraladı. Yıldırım'ın verdiği mesajlardan ilki şu idi: "İman, Allah'tan başka hiçbir şeye, Allah gibi tazim etmemek, O'nu gerçek manada birlemek, O'ndan gayri ne varsa hepsine 'La/Hayır' diyebilmektir. İman hakikatlerini öğrenmeli, onları iyice kavramalı; her an yüreğinde ve aklında canlı olarak tutmalısın ki, son güne kadar tevhidi muhafaza edebilesin."
 
Büyük dikkatle takip edilen program Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş'ın, Muhammed Emin Yıldırım'a hediye takdim etmesi ile son buldu.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.