Özbekistanlı mazlumların da seslerini duyalım

Özbekistanlı mazlumların da seslerini duyalım

MAZLUMDER, Türkistan-Der ve Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği ile birlikte ülkelerinden hicret etmek zorunda kalan Özbek muhaliflere yönelik devam eden suikastları 11 Ocak Pazar günü Fatih Saraçhane Parkı’nda protesto ettiler.

Yüzlerce Özbek muhacirin katıldığı protesto ve basın açıklamasında ‘Putin ve İş birlikçisi Kerimov katlediyor, Dünya bakıyor!’, ‘Özbek kardeşlerimiz emanetimizdir, sahip çık!’, ‘Ajanların Cinayetlerine son!’ yazılı pankartlarla, muhtelif tarihlerde katledilen 9 kişinin resimleri döviz olarak taşındı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programı Türkistan-Der Genel Sekreteri Alim Oktay Çatkal yönetti.

İlk konuşmayı yapan Türkistan-Der Genel Başkanı Burhan Kavuncu şunları söyledi: “Biz burada Orta Asya’da yaşayan Müslüman halklardan Türkiye’ye hicret eden insanlarız. Türkiye halkına ve yöneticilerine taleplerimizi dostça ve kardeşçe iletmek istiyoruz. Bugün Taşkent cadde ve sokaklarında başörtülü kadın göremezsiniz, ezan sesi duyamazsınız. Çocuklar İslam’ı öğrenme ve yaşama imkanından mahrumdur. Hapishaneler dinini öğrenmek, öğretmek ve yaşamak isteyen insanlarla doludur. Biz Orta Asya Müslüman halklarının feryadına kulak verilsin istiyoruz. Biz zalim bir diktatörün eziyetlerinden kaçtık. ‘Rabbimiz Allah’tır’ dediğimizde işkenceye uğramamak için oradan kaçtık. Özbekistan’da hapishanelerde işkencede öldürdükleri yetmezmiş gibi, yurt dışına kaçan din adamlarını, alimleri, aydın ve gazetecileri de suikastlarla öldürmektedirler.”

Kavuncu, geçtiğimiz ay İstanbul Zeytinburnu’nda silahlı saldırı ile öldürülen Özbek İmam Abdullah Buhari’nin katillerinin yakalandığını ve Rus ve Özbek istihbaratına çalıştıklarını itiraf ettiklerini belirterek “Aynı özelliklere sahip insanlar belirli aralıklarla öldürülüyorsa, buna hukuk dilinde seri katil cinayeti, faillerine de seri katiller denir. Özbekistan Müslümanlarının seri katilleri İslam Kerimov ve Vladimir Putin’dir. Biz Türkiye’nin Müslüman halkından ve yöneticilerinden razıyız. Bizlere evlerini açıp sofralarını paylaştılar. Ancak, Türkistanlılara ‘yabancı’ muamelesini içimize sindiremiyoruz. Biz yabancı değiliz, sizin öz be öz kardeşiniziz. Mevzuattan kaynaklanan güçlükleri takdir ediyoruz. Ama Türkistanlı kardeşlerinize, Özbekistan’dan buralara hicret edenlere vize ve ikamet işlerinde daha fazla kolaylık gösterilmelidir. Özbekistan’daki zulümlerin bitmesi ve Orta Asya halklarının özgürlüğe ulaşabilmesi için sonuna kadar direneceğimizi ilan ediyoruz.” dedi.

Daha sonra konuşan MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar, muhacire Ensar olmak gerektiğini belirterek, bunun hem dinin hem de insanlığın bir gereği olduğunu söyledi. Kırgızistan, Doğu Türkistan, Tacikistan ve Özbekistan’da zulümler yapılırken duyarsız kalınmaması gerektiğini dile getiren Sarıyaşar, “Son günlerde Fransa‘da kesinlikle tasvip etmediğimiz bir olay yaşandı. Bu olayın dünya basınında ne kadar yer aldığını görüyoruz. 12 insan öldü. Aynı saatlerde, aynı günlerde İslam topraklarında bizim tespitlerimize göre 300′ün üstünde insan katledildi. Türkistan’ın diktatörlerinin zindanlarında ise kaç kişinin öldüğünü bilmiyoruz. Çünkü onlar karanlık bir dehlizdeler. İşte buradaki kardeşlerimiz, orada canlarını verenlerin bize sığınan aileleri, akrabaları. Onlar burayı emin bildiler. Türkiye’ye, Anadolu topraklarına sığınmış Özbek kardeşlerimiz burada katlediliyor. Çünkü kapitalist sistem, onların ajanlarına bizim topraklarımızı yol eyledi. Bu katliamların önlemini almak, halkın oylarıyla iktidara getirdiği hükümetlerin asli görevlerindendir. Türkiye’nin sokakları, Rus, Özbek ve Çin ajanlarına açık alan olmamalıdır. Türkistan’dan gelen kardeşlerimize sahip çıkmak insanlık onurumuzdur. ” ifadelerini kullandı.

Doğu Türkistan Maarif ve Yardımlaşma Derneği yöneticisi Abdurrahman Abdulahad ise, “Bugün Doğu Türkistan’da da zulümler devam etmektedir. 2006 yılında Özbekistan devletinin Çin’e iade ettiği Doğu Türkistanlı Müslümanlar hala hapishanelerde işkence görmektedir. Onlara ömür boyu hapis cezası verilmiştir. Bugün zalime karşı Özbek, Uygur, Tacik, Kırgız, Türk ve diğer Müslümanların birleşmesi gerek. Doğu Türkistan Müslümanları olarak nerede zulüm varsa orada bulunan kardeşlerimizin yanındayız. Özbek halkı bizim kardeşimizdir, onlara daha fazla sahip çıkacağız.” dedi. 

Eylemde son konuşmayı muhacirler adına Özbekçe olarak Nasrullah Domla yaptı. Nasrullah Domla konuşmasında şunları söyledi: “Biz Türkistanlı muhacirler Türkiye’yi kendi yurdumuz olarak görüyoruz. Türkiye halkına müteşekkiriz. Bizi iyi karşılayıp sahip çıktılar. Bizler para için ya da başka bir menfaat için değil, sadece dinimizi yaşayabilmek için evlerimizi, işlerimizi terk ettik. Bu kolay bir şey değildir. Ama hicrette bile büyük zulümlere uğramaktayız. Bu faili belli cinayetlere karşı Türkiye halkının ve devletin bize daha fazla sahip çıkmasını bekliyoruz.” dedi.

Üç kuruluşun ortaklaşa imzaladığı basın açıklamasının Uluslararası Türkistanlılar Dayanışma Derneği (Türkistan-Der) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Namaz Nur Mümin tarafından okunmasının ardından eylem, dualar ile son buldu.

Haberler 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.