Ağır yemeklerden uzak durmalıyız. Yemeklerimizi yavaş yiyip çok iyi çiğnemeliyiz. Hızlı yediğimizi farkettiğimizde bir an çatalı kaşığı bırakıp arkamıza yaslanarak derin nefes alıp sonra daha sonra yemeğe devam etmeliyiz." dedi.

 

 Ramazanda günlük yaşantı ve beslenme alışkanlıklarında değişiklikler olduğunu ifade eden Dr. Özçoban, en önemli beslenme değişiklikleri arasında oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısının değişmesi olduğunu vurguladı. İftar sofralarının zengin olmasıyla özellikle hamur işleri, tatlılar, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna yemenin arttığına dikkat çekerek, "Oysa oruç tutarken de sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleriyle yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması esas olmalıdır. Ramazan ayında bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre vücut gereksinimlerinin değişmediği ve bu süre zarfında da sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenmenin gerekli olduğu unutulmamalıdır." şeklinde konuştu.

 

 Ramazan ayının sıcak yaz günlerine rastlaması sebebiyle oruç tutanların iftar ve sahur menüleri konusunda daha dikkatli olması gerektiğine de işaret eden Halk Sağlığı Müdürü Özçoban, bu mevsimde sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısının arttığını, metabolizmanın da uyum sağlamaya çalıştığı bilgisini verdi. Sıcağın etkisiyle artan terlemeyle yeterince sıvı alınmaması, su ve mineral kaybı sonucu bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri görülebileceği uyarısında bulundu. Suyun yaşam için elzem olduğunu anlatan Özçoban, günde ortalama en az 2–2,5 litre su veya ayran, taze sıkılmış sebze ve meyve suyu, soda gibi içecekler içmeye özen gösterilmesi gerektiğini aktardı.