Hikmet HOCAOĞLU

Hikmet HOCAOĞLU

Örtünmek zenginlik alametidir…

Siz de dikkat ettiniz mi, Kuranı kerim’de örtü ile ilgili ayette çok müthiş bir detay var; açıkça “ziynetlerinizi örtün“ diyor! Ziynet, yani mücevher…

Diyelim 500 600 bin tl paramız olsa, bunu evde herkesin ulaşabileceği şekilde veya sokakta yanımızda açık bir şekilde teşhir etmez, taşımayız!

Demek örtündüğümüzde giydiğimiz kıyafetler bir banka hükmünde.

Zîrâ; vücudumuzdaki herhangi bir bölgeyi bırakın bir tüyümüze bile dünyayı değişmez, dünyalara vermeyiz.

Allah’ın emri bu konuda çok açıktır, diğer yandan hep söylerim; bir emri yerine getirmek kadar önemli bir şey varsa o da emrin amacını idrak etmektir. Eğer neden yaptığımızı bilmeden yaparsak, hem samimiyet olmaz hem de yapılan fiil amacına hizmet etmez. Mâlesef günümüzde bunun örneklerini çokça görüyoruz.

Örtünmeyen veya örtünme gibi Allah’ın emirlerinden herhangi birini yerine getirmeyeni kâfir ilan eden zihniyeti toplayıp atın en yakın sahilden, ayağına bağladığınız koca bir taşla!

Diğer yandan teşhiriyet sanatının nasıl da başka bir intihar hükmünde olduğunu irdeleyelim biz beraber.

Bakara suresinde Yüce Mevla bizlere mahrem ve namahrem kimseleri tek tek tarif etmiş, ensest ilişkiler veya eşcinsel ilişkilerde bulunan kavimlerin akibetlerinden önce sebeplerini bildirmiş.

Peki mahrem olan kişilerin yanında helal dairesi içinde bu örtünme emri geçerli mi? Hayır. Böyle olsa ziynetlerin bir kıymeti olmazdı!

Zîrâ; dünya sizin olsa ve bunu kimse görmese, yok hükmünde olurdu değil mi?

Peki neden bir kadın nikahı düşen yani evlenme potansiyeli olan karşı cinslerinin yanında örtünür?

Onunla evlenmeye aday kişi, kişiliğini görsün, gözü dişiliğine takılmasın diye!

Dekoltesinden ayrılıp, fikirlerini duyabilsin diye!

Yırtmacından kurtulup, huylarını tartabilsin diye!

Etinden sıyrılıp kalbini sevebilsin diye!

Karşısındaki hayalindeki ruhu, beğendiği bedene giydirip yola çıkmasın diye!

İçindeki manevî hazinelerini, dışındaki yuvarlak hatlı hazineleri katletmesin diye!

Örtünmek zenginlik alametidir.

Peki örtünmek sadece kadına mahsus bir emir midir?

Hz Ali veriyor cevabını;

“Erkeğin tesettürü göz kapaklarıdır…! ”

Peki örtünmek sadece kıyafetle midir?

Zihnen, kalben, ruhen kendini muhafaza etmek, daha öncedir şu cesedin muhafazasından, bedenimizin dahi bize ait olmayıp, emanet olduğunun bilinci daha önce gelir onu örtmekten! Yoksa cesedimizi örteriz de kalbimiz açıkta kalır!

Örtünerek ilgi çekmeyi hedefleten zihniyeti de aynı yerden daha koca bir taş bağlayarak atın denize!

Güzellik için bakacaksak konuya; bir ikili ilişkiler uzmanı olarak gördüğüm binlerce çiftin hangi standartlara göre birbirine güzel ya da yakışıklı dediğini; hiç bir bilim adamı ya da feylesof veya şair açıklayamaz!

Biz Mevlânâ Hz.’den bir inci alalım bu konuda; ” Güzellik görenin gözündedir”

Bir de Yunus Emre’den (Ks) alalım; “Güzelliğin beş para etmez, bu bendeki aşk olmasa…”

Bir de Üstad Hz’den alalım; “Hem yalnız gençliğinde ve güzellik zamanında değil, belki ihtiyarlık ve çirkinlik vaktinde dahi o ciddî hürmet ve muhabbeti taşıyor. Elbette ona mukabil, o da kendi mehasinini onun nazarına tahsis ve muhabbetini ona hasretmesi mukteza-yı insaniyettir. Yoksa pek az kazanır, fakat pek çok kaybeder. ”~RN-Lem’alar/197~

Son bir hikmet arayışı daha yapalım inşallah; çin yapımı bir filmde görmüştüm pirinç ekiyorlar ve bilirsiniz pirinç sulak bir toprakta ekilir, en az birbirine 15 santim arayla ekilir. Eğer böyle olmazsa ikiside birbirinin hakkına ve yaşam alanına girer, kendine lazım olan mineralden daha fazlasını alır ve ikisi de ölür. Bir bitkinin dahi kendine özel bir yaşam sınırı ve başkasına ait bir mesafesi vardır. İşte bir insanın da örtünme emrini yerine getirerek bu yaşam sınırını ve karşısındakine koyacağı mesafeyi belirtmesi; kendine ait özel dünyasının korunması ve prensipleri ile bir saygı çerçevesi çizmesi anlamına gelir. Birbirimize saygımız yoksa, insan olmaktan bahsedemeyiz değil mi?

Denize ilk attığımız zihniyet hâşâ Allah’a şablon çizip, millete cehennem bileti keserken, dinden uzaklaştırıyor, soğutuyor!

İkinci attığımız zihniyet ise, Allah’ın tertemiz pâk dinini alet ederek rağbet topluyor, nefsine paye çıkarıp prim yaparken, İslâm böyle bir şey dedirterek insanları yine dinden uzaklaştırıyor, soğutuyor!

Ne yazık ki bu ikisi de birbirinden fakir.!

İkisi de hakikatten mahrum!

Şimdiye kadar hayâdan güzel bir kıyafet hiç bir defileye çıkmadı…

Tefekküre denk ibadet,

Tesettüre denk güzellik,

yoktur…

Bu cihetle, örtünmek zenginlik alametidir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum