Onlar ki, kendilerine bir musîbet geldiği zaman şöyle derler

Onlar ki, kendilerine bir musîbet geldiği zaman şöyle derler

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Bakara Sûresi 155-157. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

155-Sizi mutlaka biraz korku ve açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsûllerden bir noksanlık ile imtihân edeceğiz. (Ey Resûlüm!) O hâlde sabredenleri (Cennetle) müjdele!

156-Onlar ki, kendilerine bir musîbet geldiği zaman: “Muhakkak ki biz, Allah’a âidiz ve muhakkak ki biz, ancak O’na dönücüleriz!” derler. (*)

157-İşte onlara Rablerinden mağfiretler ve bir rahmet vardır. Hidâyete erenler de işte ancak onlardır.

(*) “Mer‘ayı tecâvüz eden (sınırı aşan) koyun sürüsünü çevirmek için çobanın attığı taşlarla musâb olan (isâbet alan) bir koyun, lisân-ı hâliyle der ki: ‘Biz çobanın emri altındayız. O bizden daha ziyâde fâidemizi düşünür. Mâdem onun rızâsı yoktur, dönelim’ der. Kendisi döner, sürü de döner. Ey nefis! Sen o koyundan fazla âsî değilsin! Dâll (haktan sapmış) değilsin! Kaderden sana atılan bir musîbet taşına ma‘ruz kaldığın zaman, اِناَّ لِلّٰهِ وَ اِناَّ اِلَيْهِ راَجِعُونَ [Muhakkak ki biz, Allah’a âidiz ve muhakkak ki biz, ancak O’na dönücüleriz!] de! Ve merci‘-i hakīkī’ye (hakīkī dönülmesi gereken Zât’a) dön, îmâna gel, mükedder olma (kederlenme)! Allah da, çoban gibi seni senden daha ziyâde düşünür.” (Mesnevî-i Nûriye, Habbe, 105)