Olanlar ve olacaklara işaretler

İslam dininden ve dini bağların tümünden soyutlanmış bir Türkiye dayatmasının bütünüyle iflas ettiğini tescil ediyor olaylar.Dünyanın güneyini ve güneyin bütün değerlerini toptan reddetmenin bizi nasıl bir yanlışlar anaforuna sürüklediğinin ve hâlâ da sürüklemekte bulunduğunun belgeleridir yaşananlar.
Hakikatler karşısında, varı yoklar üzerine bina etme gayretkeşliği ile keyfiyeti hiçler üzerine inşa etme bönlüğünden gayri hiçbir mana ifade etmeyen "ırkçılık" düşüncesinin tabiatında mevcut külli ve umumi inhirafların enkazıdır üzerimize yıkılanlar.

Türk olmadığı halde Türkçü görünenlerle hem Türk hem de Türkçü olanların başkasına düşmanlıkta gelişen yapay dostluklarının dibe vuruşu sonucu başlamış menfaat üzerine odaklı gizli düşmanlık ve rekabetin alenileşmesidir görülenler, duyulanlar.

Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur kilitlenmesinin, ezber bozan iç-dış siyasi açılımlarla bir bir açılması sonucu hasıl olan yalancı paniklemesidir, aldatılmışlığı idrak şaşkınlığıdır şu bunalımlı kaotik bozgunlar.

Üstün ırk gibi bir koca yanlışı kendine harç edinen üniter devlet mantığının dar çeperinden, vatandaşlığı esas alan daha geniş, daha kapsamlı bir ulus devlet anlayışına sıçrama sürecinde, sağduyu sahibi kahir ekseriyet sıçramayı başarmışken akıllarının kameti kısa gelenlerle, nemalanma hırsları kendilerini yere çekenlerin dökülüşleri gürültüsüdür bazı çatlak sesler, karmaşık didişmeler..

"Kimse bir başkasının suçuyla cezalandırılamaz" ilahi beyanıyla muhkemleşen ve ferdin hukukunu aziz tutup topluma feda ettirmeyen adaleti-i mahzar anlayışını askıya alarak, ferdi topluma feda ettiren ve bazen bir yakınının suçuyla yüzlerce masuma ceza çektiren zulüm ve ceberut zihniyetiyle barışık bulunan sistemin, evrensel insan hakları müdafaası ve uyanışı karşısında ebedi hüsran ve sonsuz yenilgiyle çöküşü, yıkılışı ve bitişi öyküsüdür bir kısım son çemkirmeler, höykürmeler.

Etnik aidiyetlere doğal sempati dışında hiçbir anlam, hiçbir değer, hiçbir yargı yüklemeyen, sürekli hoşgörü, uzlaşı ve diyalog soluklamış saygın çaba ve çalışmaların kökü derinlerde, dalı budağı semaya doğru ser çekmiş ulu çınar misali toplumun gönlünde yer ettiğinin, bundan sonraki süreçlerin bütününde bu ideal görüş ve düşüncelerin varlığını gün güne daha güçlü hissettireceğinin işareti ve alametidir, sökün edip gelmeye hazırlanan fecir öncesi bu yoğun karanlıklar. Bağrında velut bir bahar beslediğinin muştusudur şiddeti ölçüsünde kışın, yağan kar, boşalan yağmur, esen rüzgar ve kopan fırtınalar.

Bu kabullerin ışığı altında diyorum ki, her türlü politik endişe ve kaygılardan uzak bir özverili yaklaşımla, Güneydoğu'daki tüm problemleri çözmeye yönelik "açılım" kelimesine sıkıştırılmış bulunsa da gayet açık ufuklu düşünce, proje ve girişimi mutlaka desteklememiz gerekiyor. Kavramın içinin doldurulmasına ve konsensüsün oluşmasına pozitif katkısı bulunacak her görüş ve fikre yer verilmesini beklediğimiz ve her vatandaşımızı birinci dereceden ilgilendirdiği kanaatini taşıdığımız bu olumlu niyet ve gerçekçi yaklaşımlar kuvveden fiile çıkarılabilirse, kuşkusuz, sadece bunca akan kan, dökülen gözyaşları dinmeyecek, aynı zamanda büyük ve müreffeh Türkiye olmanın ve çok yönlü mükemmelliği yakalamanın bütün yolları da açılacaktır. Yani ülkemiz adına özlediğimiz her güzellik bir bir gerçekleşecektir...
Bugün

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum