Ol der o da oluverir

Kur’an’dan Risale-i Nur perspektifinde günümüze mesajlar (17)

Bir şeyin oluşması kevni kanunlara tabidir. Her şey bir oluş aşamasından geçer. Ve her şeyde de Allah’ın iradesi vardır; O’nun istemediği hiçbir şey olmaz ve oluşmaz.

Kur’an ayet1.20140901081825.jpg yani “O eşsiz yaratışıyla bir şeyin olmasını dilediği zaman, sadece ona ‘ol!’ demesi yeter, o da hemen oluş sürecine girer.”[1]der ve bu, bir şey olurken Allah’ın dışında hiçbir şeyin müdahil olmadığını vurgulamayı hedeflemektedir. Bu ve buna benzer ayetler bir süreci de gündeme getirmektedir. “Yekûnu” nün başında olan “fe” de buna işaret eder. Meryem suresinde de “O bir şeyin olmasını dilediği zaman O’nun sadece ‘Ol!” demesi yeterlidir; artık o şey hemen oluş sürecine girecektir” anlamındaki ayet de aşağı yukarı aynı anlamı paylaşmaktadır. “Fekane” mazi (Geçmiş zaman) yani oldu değil de “Feyekûne” muzari(Şimdiki ya da gelecek zaman) fiili olarak gelmesi, oluşun olup bitmiş bir iş değil yenilenerek devam eden bir süreç olduğunu ifade etmektedir.[2]

Bir oluşumdaki süreç Allah’ın bir kanunudur. İnsanın bütün işleri de süreçleri kapsar; süreç insanın bir işi yaparken uyması gereken önemli bir aşamadır. Allah gökleri, yeri ve onların arasındakileri altı günde yarattığını değişik ayetlerde zikrederken daha çok bizim anladığımız günleri değil de aşamaları amaçladığı açıktır. Allah “Kün” emriyle her şeyi bir anda elbette yaratabilme gücüne sahiptir. Ama O bir şeyi yaratırken süreci tercih etmiştir. Bu tercih ettiği süreç insan fiilleriyle de örtüşmektedir. İnsan süreç olmadan hiçbir şey yapma imkânına sahip değil.

Allah gökleri ve yeri altı aşamada yaratırken sonraki yaratışlarında da aynı sürece riayet ettiğini görmekteyiz. Bahar bir anda gelmemektedir. Onun kış uykusundan uyanması aşağı yukarı bir iki ayı almaktadır. Sanki kış mahmurluğunu zaman içinde üzerinden atmaktadır. Bir çiçek de renk, koku ve çekiciliğiyle bakanlara merhaba diyebilmesi için bir süreçten geçmesi gerekir. Meyve mesela bir elma, önce çiçek, sonra tomurcuk ve daha sonra elma aşamasına girip olgunlaştıktan sonra ağızlarda tat olabilmektedir.

İnsan yavrusunun hangi aşamalardan geçtiği ise Kur’an son derece ayrıntılı olarak bilgi verir.Mu’minun suresinin 13 v 14. ayetlerinde özetle insan türünün bir nevi konsantre balçıktan yaratıldığı, epey sonra, karar kılacağı(rahimde) yer tutan bir hayat tohumu kıldığı, daha sonra o hayat tohumundan döllenmiş hücreyi ve ceninden de kemikleri yarattığı ve en sonunda kemiklere kas giydirdiği; sonuçta, onu bağımsız bir varlık olarak inşa ettiği ifade edilerek insan, insan oluncaya kadar hangi aşamalardan geçtiği belirtilmektedir. Bu aşamalar insanın oluş sürecini teşkil etmektedir. Bu da Allah’ın koyduğu yasadır. Çocuk evlilikten meydana gelir. Çok nadir olan istisnalar da yine Allah’ın iradesine bağlı olarak koyduğu bir başka kanunla ancak mümkün. Yani yaratılmışların bu kanunlara hiçbir müdahalesi yoktur. 

İnsan olarak biz de bundan alacağımız elbette dersler vardır. Gerek yapacağımız ve gerekse başkasından isteyeceğimiz oluşumlarda bu sürece azami derecede dikkat etmemiz gerekir. Diyelim ki kendimizi bilgi açısından yetiştirmek mi istiyoruz? Bu da bilgiye ulaşmanın gereğine uymakla mümkündür. Bilginin bedeline katlanmadan, bilgiyi edinme sürecine girmeden istenilen bilgi düzeyine erişmek olmaz. Çocuğumuzun maddi ve manevi sağlıklı olmasını istiyorsak çocuk pedagojisinin gerektirdiği sürecin bütün ayrıntılarını bilmek gerekir.

Sürece uymak tevekkülün de bir uygulamasıdır. Tevekkül, tekvini yasanın bir gereğidir. Tevekkül etmemek ilahi kanuna uymamak demektir. 

Ol der o da oluş sürecine girer” ayetine ilişkin Risale- Nur da değişik yaklaşımlarda bulunur. Özetle “… Kadir-i Mutlak, o derece sühulet ve sür’atle ve muacelesiz ve mübaşeretsiz eşyayı halk eder ki, yalnız sırf bir emir ile icat eder gibi görünüyor, fehmediliyor.” diye eşyanın kolaylıkla ve süratle oluştuğuna, hiçbir yaratılmışın müdahalesi olmadan gerek ibda ve gerek inşanın gerçekleştiğine işaret ediyor.[3]

Eşyanın oluşması tekvini yasalar çerçevesindedir. Bizim işlerimizi de bu yasalara göre yapmak zorundayız. Kendimizi bu yasalara göre hazırlamalıyız. Başarı denilen şey de bu yasaların sonucunda gelir. Bir tekvini gereklilik olan çalışma yani antreman yapmayan bir atlet ipi göğüsleyemez. Alın teri dökmeden ne olabilir ki?

İnsan olarak biz gerektiğinde yardım almak durumundayız. Ama Allah bir şeyi yaparken hiç kimseden ve hiçbir varlıktan yardım almadan yapar ve her şeyi en güzeliyle yapar. Kâinatın muhteşemliği O’nun eserinin oluşundandır. 

[1] Kur’an, Yasin:82

[2] İslamoğlu, M. Hayat Kitabı Kur’an.

[3] Sözler, 14. Söz, Dördüncüsü, erisale.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum