O sureyi ilk defa okuyan Rahibelerin tepkisi

O sureyi ilk defa okuyan Rahibelerin tepkisi

Risale-i Nur standına gelen rahibeler Kur'an-ı Kerim'i inceledi

Ahmet Bilgi'nin haberi:

RİSALEHABER-Arjantin Buenos Aires kitap fuarında yer alan Risale-i Nur standına gelen rahibeler Kur'an-ı Kerim'i inceledi.

Latin Amerika'nın en büyük kitap fuarı büyük ilgi görüyor. Tevafuklu Kur'ân-ı Kerim, İspanyolca Risale-i Nur'ların yer aldığı standa biri 86 yaşında iki rahibe geldi.

Stand görevlisi Abdullah Özen rahibelere Kur'an-ı Kerim'deki Meryem Suresini anlattı. Meryem Suresini 16. ayetten 40. ayete kadar okuyan rahibeler, "Kur'an'da böyle bir sureden haberimiz yoktu. İncile, kendi öğretimize zıt birşey yok" değerlendirmesinde bulundular.

foto_galeri-002.gif

MERYEM SURESİ'NDE O AYETLERİN MEALİ

16-(Habîbim, yâ Muhammed!) Kitab’da (bu Kur’ân’da) Meryem’i de yâd et! Hani, âilesinden (ayrılarak evinin hemen yanında) doğu tarafında bir yere çekilmişti.

17-Onların ötesinde (ibâdet edeceği sâkin bir yer için) bir perde de edinmişti. Derken ona rûhumuzu (Cebrâîl’i) gönderdik de kendisine düzgün bir insan sûretinde göründü.

18-(Meryem:) “Doğrusu ben, senden Rahmân (olan Allah)’a sığınırım; eğer (Allah’dan) sakınan bir kimse isen (benden uzak dur)!” dedi.

19-(Cebrâîl:) “Ben ancak, sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbinin elçisiyim” dedi.

20-(Meryem:) “Bana bir insan dokunmadığı ve (ben) iffetsiz bir kadın da olmadığım hâlde benim için bir oğul, nasıl olabilir?” dedi.

21-(Cebrâîl) dedi ki: “(Allah’ın hükmü) böyledir! (Çünki) Rabbin: ‘Bu bana pek kolaydır. Hem (biz) onu insanlar için (kudretimize) bir delil ve tarafımızdan bir rahmet kılacağız! Ve (bu, ezelde) hükme bağlanmış (takdîr edilmiş) bir iştir’ buyurdu.”

22-Böylece (Meryem, Cebrâîl’in üflemesiyle) ona (Îsâ’ya) hâmile kaldı; bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.

23-Nihâyet doğum sancısı onu (kuru) bir hurma ağacının dibine gitmeye mecbûr etti. (Utancından:) “Keşke ben bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!” dedi.

24-Derken (Cebrâîl) ona (hurma ağacının) aşağısından şöyle seslendi: “Üzülme! Şübhesiz ki Rabbin, alt tarafında (ondan yararlanacağın) bir su arkı meydana getirdi.”

25-“Hem hurma ağacını kendine doğru silkele ki üzerine tâze hurmalar dökülsün!”

26-(Ve yine ona denildi ki:) “Artık ye, iç ve gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görecek olursan (onlara): ‘Doğrusu ben, Rahmân için (susma) oruc(u) adadım; bu yüzden bugün hiçbir insanla aslâ konuşmayacağım!’ de!”

27-Nihâyet (Meryem) onu (çocuğu) yüklenip kavmine getirdi. (Onlar) dediler ki: “Ey Meryem! Gerçekten görülmemiş (kötü) bir iş yapmışsın!”

28-“Ey Hârûn’un kız kardeşi! Baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz değildi!”

29-Bunun üzerine (Meryem konuşmayarak) ona (çocuğa) işâret etti. (Onlar:) “Beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?” dediler.

30-(Îsâ, henüz doğmuş bir bebek iken) şöyle dedi: “Şübhesiz ki ben, Allah’ın kuluyum; (O) bana Kitâb’ı verdi ve beni peygamber yaptı!”

31-“Hem nerede olsam beni mübârek kıldı; hayat sâhibi olduğum müddetçe de bana namazı ve zekâtı emretti.”

32-“Ve (beni) anneme iyilik eden bir kimse kıldı. Hem beni zorba ve âsî bir kimse yapmadı.”

33-“Doğduğum gün, öleceğim gün ve hayat sâhibi olarak (kabirden) kaldırılacağım gün (Allah’ın) selâm(ı) benim üzerimedir!”

34-(Ey Resûlüm!) (Ehl-i kitâbın,) hakkında şübhe edegeldikleri Meryemoğlu Îsâ, gerçek söz olarak işte budur!

35-Allah’ın bir çocuk edinmesi olur şey değildir! (Hâşâ!) O, bundan münezzehtir! (O ki) bir işi yapmak istediğinde, bunun üzerine ona sâdece: “Ol!” der; (o da) hemen oluverir.

36-(Îsâ onlara şöyle dedi:) “Muhakkak ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; öyle ise O’na ibâdet edin! İşte dosdoğru yol budur!”

37-Sonra (yahudi ve hristiyan) topluluklar kendi aralarında ihtilâfa düştü. Artık büyük gün(ün dehşeti) görüldüğü vakit o inkâr edenlerin vay hâline!

38-(Onlar) bize gelecekleri gün neler işitecekler, neler görecekler! Fakat zâlimler bugün (başlarına gelecek olanı düşünmeyerek) apaçık bir dalâlet içindedirler.

39-(Ey Resûlüm!) Onları pişmanlık günü ile korkut! O zaman (onlar için) iş bitirilmiştir! Hâlbuki onlar (dünyada bundan) gaflet içindedirler ve onlar (bu güne) îmân etmezler.

40-Şübhesiz ki, yeryüzüne ve üzerinde bulunan kimselere ancak biz vâris oluruz ve (onlar) ancak bize döndürülürler.

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum