umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Rize Ticaret ve Sanayi Odası Ödül Töreni'nde konuştu.

Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:

Türkiye hedeflerine 81 vilayetinin tamamının büyümesi, kalkınması ve gelişmesiyle ulaşacaktır. 2003 yılından beri yaptığımız her yatırımda ülkemizin tamamını kucaklamaya büyük önem verdik. Eskiden en ufak bir hastalıkta mecburen ya Ankara'ya ya İstanbul'a gitmek zorunda kalıyorduk. Bunları yaşadık. Ve biz o günleri çok çabuk unuttuk. Ayrıca büyük şehirlere ulaşmak için günler süren yolculuklar yaşıyorduk. Bugün Rize, yapılan yeni hastaneler, aile sağlığı merkezleriyle çok farklı bir noktaya ulaştı. Rize'yi bu alanda daha da ileriye götüreceğiz.

Eğitim alanında yaşadığımız sıkıntıları hatırlıyor musunuz? Hamdolsun 10 yıldır faaliyette olan üniversitemiz bölgesinin ve ülkenin en seçkin eğitim kurumlarından biri olma yolunda ilerliyor.

Her adımda ülkemizi kalkındırmaya özen gösterdik. Bu yıl havalimanının ihalesi de yapılıyor. Yapıldıktan sonra Artvin-Rize bölge havalimanına kavuşacak. Ordu-Giresun gibi deniz üzerine yapılacak havalimanı dünyada müstesna olacak. Teknik hazırlıklar bitmek üzere, adımı kararlı bir şekilde atacağız ve en kısa sürede bitecek.

Çay üretiminde büyük yatırımları olan Çaykur'u büyütüyoruz ve Rize'nin çay üretimi iddiasını her geçen yıl güçlendiriyoruz. Ayrıca kivi olayını hafife almayalım. Bunun endüstrisini kurmak suretiyle kivide Rize, çok ciddi bir konuma gelebilir. Aynı şekilde fındık konusu, tarımsal üretimde çiftçilerimize gereken desteği veriyoruz, vermeye devam edeceğiz.

Turizm Rize için en az çay kadar büyük kazanç sağlama potansiyeli olan bir sektör. Başbakan olduğumdan beri hep söylerim, Rize de ev yapıyorsan özgün mimariyle yap yahu, kendi aklı ne el veriyorsa onu yapıyor. Ondan sonra televizyonlarda resmi çıkarsa da bayılıyor, övüldüğünü zannediyor. Bizim özgün mimarimiz zaten çekim alanı oluşturacaktır. Nasıl Safranbolu evlerine gidiyorlarsa, bunun için Rize'ye de gelecek insan var. Bu işi en iyi anlatacak olan sizlersiniz. İnanıyorum ki bu adımı hep beraber atacağız. Neyse şimdi oteller yapılmaya başlandı. Projeler hayata geçerse Rize'nn otel konusunda sıkıntısı kalmayacak.

Kentsel dönüşümlerden birini Ayder'e birini Uzundere'ye yapmamız lazım.

Bakın şimdi bir Yeşil Yol Projesi başlattık. Birileri çıktı, bunların dikili ağacı yok. Nerde hayırlı bir iş yapılsın karşına bunlar çıkar. Biz bu ülkede fidan ve ağaç olmak üzere milyarları bulan dikim yaptık. Bunları onlara rağmen yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Bizim dönemimizde yapılan barajlar göletler hiçbir dönemde olmadı. Biliyoruz ki su, yeşil, yol medeniyettir.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün açılışını 26 Ağusta açılışını yapacağız. İstemezük dediler, biz de isterüz dedik ve iş bitti. Kınalı'dan köprüye, köprüden Akyazı'ya kadar olan yolun da ihalesi yapıldı.

Marmaray'ı yaptık, hayır yapamazlar dediler. 3 yılda 130 milyon kişi Marmaray'dan geçti. Avrasya Tüneli de bitiyor. Bir diğer adım da Körfez Geçişi, son tabliyeleri yaptık. Orası da süratle devam ediyor. 8,5 saatlik İstanbul-İzmir arasını 3,5 saate indiriyoruz.

Yeni bir adım daha atıyoruz. Çanakkale Köprüsü'nü yapıyoruz. Avrupa'dan gelen bütün ağır vasıtalar İstanbul'a gelmeden İzmir'e ulaşacak. Bütün bunlar yürek işi, aşık olmayı gerektiren işler.

Yeşil Yol Projesi'nin büyük bir bölümü Rize sınırları içerisinde. Bu proje ile turistlerin bölgeye kolayca ulaşmasını sağlayacağız. Kim ne derse desin, biz bu adımları atacağız. Bu yatırımlar bölgemizin güzellikleri korunarak geliştirileceğine inanıyorum.

Ayağımıza pranga vurulmaya çalışılıyor. Bu pranganın adı bölücü terör örgütüdür. 2003 yılı başından itibaren doğu ve güneydoğu yaptığımız yatırımlarla gerikalmışlığı geride bıraktık. Sadece Hakkari'de Selahaddin Eyyubi Havalimanı'nda 4 müteahhit değiştirdik, çünkü tehdit alıyorlar. Ama biz yaptık. Daha sonra silahla taradılar, dolayısıyla seyahati durdurduk. Yahu bunlar bir üst aklın kendilerine verdiği talimatla hareket ediyorlar. Biz Kürtlerin temsilciyiz diyorlar. Niye tehdit ediyorlar, niye yıkıp yakıyorlar?

Terör destekli siyasi parti ile muhalefet beraber hareket ediyorlar. bir de hakaretlerini ağırlaştırdılar. Önce sen kendine bak! Diktatör olsaydım, sen burda yaşayamazdın. Adeta ağızlarından salyalar akıyor.

Benim milletim kimin ne yaptığını biliyor. Bak şu dokunulmazlıklarla ilgili destekliyoruz dediler ama desteklemediler. Bugün nasıl olduysa geri döndüler, bir hikmet var. Hamdolsun referanduma gitmeye gerek kalmadı. Referanduma gidilseydi millet en az yüzde 80'le ders verecekti.

Söylüyorum, bu operasyonlar nihai neticeyi alana kadar devam edecek. Şehitlerimiz var amagüvenlik güçlerimiz bu yola çıkarken zaten hepsi hedefine şehadeti koydu. Bütün o bölgelerde alt ve üst yapısıyla bölgeyi yeniden inşa edeceğiz ve mücadelemizi devam ettireceğiz.

Yola çıkarken demokratik açılım dedik yanaşmadılar, milli birlik kardeşlik dedik yine yanaşmadılar, çözüm süreci dedik ve istedik etnik sorunları kaldıracak adımları attık. Şimdi bazıları demokraside bunların önünü açın diyor. Yahu kardeşim parlamentoda 80 temsilciyle bulunuyorsun, bir de bunları sokağa döküyorsun ve 53 tane insanımızın ölümüne neden oluyorsun, bir de ortalığı karıştırıyorsun. Kusura bakma buna müsaade edilmez. Terör örgütün silahlarını tümüyle betona gömeceğiz, bütün bunların koordinatları da devlete verilecek. Bu noktada başka bir güçlerin devreye girdiğini gördük.

Türkiye'de iç savaş varmış gibi dünyaya tanıtmaya çalışıyorlar. Bizde iç savaş falan yok. Az önce Şırnak'tan bir Mehmetçiğimizle telefon görüşmesi yaptım. 6 aydır Şırnak'tayım dedi. Kameralı sistemle görüştük gözlerindeki o ışığı gördüm. Mutlu oldum, mesele iman meselesi.

Bizim bu süreçteki iyi niyetimiz malesef çukurlarla, kalleşçe eylemlerle boşa çıkarıldı. Biz kan akmasın derken samimiydik. Bölgede 35 yıldır süren dönemi bitirip kardeşliğin dilini hakim kılmak istiyorduk. 20 yakın Kürt kardeşimizi kamyonla patlatarak katlettiler. Ama bunlar bunun bedelini ödeyecekler.

Dün ulaştırma bakanımız adaylığı ilan edildikten sonra hemen Diyarbakır'a gittiler, taziye çadırını ziyaret ettiler aile yakınıyla görüştüler ve döndüler. Bizler 28 Mayıs'ta havalimanının terminal binasını açmaya gideceğiz.

Bu ülkede demokrasinin yolu sandıktan geçer. Eğer kanla bu iş olacaksa, koltuk teması yaptığın kişiler bunu biliyorlar, onlar iktidar olurdu. Bu ülke, demokrasiyi kurumlarıyla oturtmuştur.

TBMM'nde yaşanan anayasa değişikliği görüşmeleri tam bir turnusol kağıdı işlevi görmüştür. Kamuoyunda evet vereceğiz dediği halde sonradan hayır diyenler riyakardır. Miller onlara hakettiği dersi verecektir.

Yeni Şafak