Nura doğduğumuz gece

O'nun doğduğu gece, nura doğdu insanlık. Rahmete doğdu, hidayete, istikamete, hayra doğdu.

Doğruya ancak O'nun doğumuyla doğdu yerküre. Vahyin gücünü yitirdiği fetret döneminde, can geldi dudaklarına yeniden dinin; kıyamete dek sürecek hükümleri teker teker bildirmek üzere insanlığa tam kırk yıl sonra, dile geldi vahiy O'nun doğumuyla... "Ümmeti" avazı bir vahiydi kuşkusuz. Mahşerde yankılanacak bu sesi, öne çekti Dehrin Sahibi, nefsi dedirtmedi O'na hiçbir vakit, nefsi dedirtmeyecek O'na hiçbir vakit. O'na ümmetini veren Sonsuz Rahmet, O'na ümmeti dedirten Sonsuz Rahmet, O'nu bütün alemlere rahmet olarak gönderen yine Sonsuz Rahmet...

Güzel ahlakı tamamlamak, iyilikleri kemale erdirmek için geldi aramıza o Kutlu Nebi (a.s.) İman ahlakını kıvama erdirmekti O'nun birinci gayesi. İnsanlığı insanlık arşına yükseltmekti, insanlığa insanlığı öğretmekti. Sevgiyi öğretmekti, merhameti, şefkati, mürüvveti, hürmeti öğretmekti. Sıdkı, emaneti, top yekun dürüst davranışı tekrar inşa etmekti.

Selamı yaymak için geldi aramıza o Nebiler Nebisi. Islahı talim için geldi.Fesadı engellemek, akan kanı, dökülen göz yaşlarını durdurmak için geldi. Küskünlükleri, dargınlıkları, düşmanlıkları bitirmek, hasedi, kini, nefreti gidermek, dostluğu, kardeşliği tesis etmek için geldi.

Kulu, kula kulluktan kurtarıp Allah'a kul eylemek için geldi aramıza o Peygamberler Serveri. İnsanlar arasındaki sınıf farklarını "kulluk" müşterekinde eriterek sıfırlamak maksadıyla geldi. İnsanların, bir tarağın dişleri gibi eşit olduklarını, Arap'ın aceme, acemin Arap'a bir üstünlüğünün bulunmadığını, üstünlüğün ancak takva ile gerçekleşebileceğini, renk, cins ve dil ayrımlarının geçersizliğini, emanetin, soya, zenginliğe ya da başkaca yapay imtiyaza göre değil sadece ehliyet şartına uyularak ehil olana teslim edilmesi gerektiğini duyurmak için geldi. "Kim güçlüyse o haklıdır" zulüm düsturunu yıkarak "Kim haklıysa o güçlüdür" adalet anlayışını yerleştirmek için geldi.

Miraçlar yapmak, miraçlar yaptırmak için geldi aramıza o "Miraç Şehsuvarı." Hakk'ın Zatından yine Zatına yönelik mutlak ve mücerret imanda gerçekleşen en has, en havas kullara mahsus "İman Miracı"nı; Hakk'ın Zatından yine Zatına yönelik mutlak ve mücerret muhabbette gerçekleşen ender kişilere mahsus "Muhabbet Miracı"nı; Mutlak Mabudiyetin istilası noktasında kulluğa ulaşmanın en kestirme, en selametli yolu ve en seçkinlere mahsus "İbadet Miracı"nı; kulu hailsiz, perdesiz, vasıtasız doğrudan Rabbine bağlayan ve öyle olanların tümüyle arkadaş kılan sayıları oldukça az ezel nasiplilere mahsus "İnabe Miracı" nı- kendi yaptığı ile müstaitlere yaptırdığı miraçlar arasındaki sonsuz keyfiyet farkı mahfuz- yapmak ve yaptırmak için geldi.. Ta ki Nübüvvet ağacı binlerce velayet semeresi versin ve o veliler, Nebilerin dediklerini, söylediklerini, bildirdiklerini keşifleriyle, müşahedeleriyle, tecrübeleriyle tasdik ve teyit etsin. Öyle de gerçekleşti. O günden bu güne binlerce velayet seçkini yetişti, bazısı yaşadığı asrı bazıları ise hem kendi asrını hem de daha sonraki asırları Nebiler Sultanından aldıkları ışıkla aydınlattı; hak ve hakikatin yanılmaz, yanıltmaz dili, delili, şahidi oldu...

Beşeri en insani medeniyete, en yüce erdem ve değerlere kavuşturmak için aramıza geldi o Mucize Nebi. Öyle de oldu; en vahşi ve adetlerine mutaassıp bir kavmi, çok kısa zamanda medeni milletlere üstat ve muallim eyledi. Öyle de olacak, "son zuhur" da çok yakın gibi...

Bugün

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.