Nûh’a buyurduk: Her bir canlıdan ikişer eş ile âileni ve îmân edenleri gemiye yükle!

Nûh’a buyurduk: Her bir canlıdan ikişer eş ile âileni ve îmân edenleri gemiye yükle!

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Hûd Sûresi 38-43. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

38-(Nûh) gemiyi yapıyor; kavminden bir gürûh da yanından geçtikçe onunla alay ediyorlardı. (Nûh) dedi ki: “Eğer (siz) bizimle eğleniyorsanız, sonunda şüphesiz biz de (Allah’ın azâbı geldiği vakit) sizinle, bu alay etmekte olduğunuz gibi alay edeceğiz.”

39-“Artık kendisini (dünyada) rezîl edecek azâbın kime geleceğini ve (âhirette) devamlı bir azâbın kimin başına ineceğini ileride bileceksiniz!”

40-Nihâyet emrimiz gelip de fırın kaynadığı (*) (iş kızışıp, sular kabarmak üzere olduğu) zaman, (Nûh’a) buyurduk ki: “(Canlıların) her birinden (erkek ve dişi olmak üzere) ikişer eş ile (sana îmân etmediklerinden, boğulacaklarına dâir) aleyhinde söz geçmiş olanlar (bir oğlun ile diğer zevcen) dışında âileni ve îmân edenleri ona (gemiye) yükle!” Zâten onunla berâber ancak pek az kimse îmân etmişti.

41-(Nûh) dedi ki: “Ona binin; onun akıp gitmesi de durması da Allah’ın ismiyledir. Şübhesiz ki Rabbim, elbette Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.”

42-Ve o (gemi, sular her tarafı istîlâ ettiğinde) onlarla birlikte dağlar gibi dalga(lar) içinde akıp gidiyordu. Nûh, (kendilerinden) ayrı bir yerde bulunan oğluna (îmân eder ümîdiyle): “Ey oğulcuğum! Bizimle berâber (sen de) bin, kâfirlerle berâber olma!” diye seslendi.

43-(Oğlu yine de îmân etmekten kaçınarak:) “Beni sudan muhâfaza edecek bir dağa sığınacağım” dedi. (Nûh:) “Bugün (Allah’ın) merhamet ettiği kimse müstesnâ, Allah’ın emrinden (azâbından) koruyucu kimse yoktur!” dedi. Ve aralarına dalga girdi de (artık o) boğulanlardan oldu.

(*)Rivâyete göre, sular ilk önce Hz. Nûh (as)’a âid olan bir tandırdan kaynamaya başlamış ve bu işâreti alan Nûh (as) eşyâları gemiye yüklemişti. (Râzî, c. 9/17, 234)