Neden ısrarla Risale-i Nur

Nur talebelerinde hususan ilklerde ve saffı evvellerde görülen en bariz vasıf budur: Kur’an hizmetinde Kur’an’dan tereşşuh eden ve Kur’anın bu asrın idrakine en tesirli dersi olan Risale-i Nurları ısrarla okumak ve okutmak ve neşrine çalışmak.

Otuzüç Ayat-ı Kuraniyenin işaret ve rumuzatıyla, İmam-ı Ali (RA) ve Abdulkadir-i Geylani Hz.lerinin müjdeleriyle haber verdikleri bu asrın ve gelecek asrın halaskarı olan Risale-i Nurlarda ve onun ders ve talimin de ısrar ve devamlılık.

İmanı kurtarmada ve iman hizmetinde; Kur’an’ın en tesirli bu dersini dem ve damarlara yerleştirmek, tesis etmek ve tamir olunan İslamiyet kal’asının temellerini sağlam ve sarsılmayacak şekilde atmak.

Başka şeye, başka eserlere, başka tarza, başka usüle, başka yola, başka hizmete dönüp bakmamak, başka tarzlar aramamak ve Risale-i Nura kanaat etmek.

Risale-i Nurdan başka eser okumamalı manasında değil, elbette her ilim ve meslek sahibi kendi sahasındaki kitapları ve ilimleri okuması ve öğrenmesi mesleğinin gereği ve icabıdır. Zira Üstad Hz.lerinin ihtisasa önem verdiğini ve işin, ehline verilmesindeki tavsiyelerini hepimiz biliyoruz. Saatimiz bozulsa elbette terziye gitmeyiz.

Hem piyasada her türlü eser var ve bunlara sahip çıkıp okuyanlar da var. Hepsine hürmet eder kucaklarız. Ama Nur talebelerinin işi: İman hizmetinde en tesirli vasıtaları olan, Risale-i Nuru okumak, okutmak ve neşretmektir.

İman hakikatlerinin tüm dünyaya yayılmasının ancak ve ancak Hizmet-i Nuriyeyi aslıyla esasıyla ve devam ettirilmesiyle tahakkuk edeceğini ve vuku bulacağını bilirler.

Bunun böyle olduğunu, kıyamete kadar hizmeti sürdürecek en önemli vasfın da Risale-i Nurlara sadık kalmakta olduğunu vurgulamak ve nazara vermek kabilinden “Hizmet-i Nuriye’de sadık kardeşlerim” ifadesinden anlıyoruz.

Üstad, Kur’an’a ve İslam’a hizmetimizde, Risale-i Nurdan başka bir esere ve kaynağa ihtiyaç duymamak ve sadece ve sadece Risale-i Nur’larla hizmet etmek olan bu tarza muvafık ve doğru olarak hareket eden kardeşler için bunu söylüyor.

Üstad gibi; Risale-i Nur’dan başka hiç bir şeye iltifat etmeyen sadece ve sadece Nur’larla iştigal eden O’nu her önüne gelene tavsiye eden ve okunmasını ve okutturulmasını ve neşrini gaye edinen kardeşler için...

Risale-i Nur’dan başka bir şeye elini atmayan ve yüz eli de olsa Nurlara hizmeti hayatının gayesi edinen kardeşlere Risale-i Nurlar kâfidir, O’nun hakikatleri, ifade tarzı, usulü, üslubu, tertibi, tanzimi bu işte en makul olanıdır. İlhami İlahi ve tarzı Nebevi’dir (ASM). Başka şekle, başka tarza, başka usule ve usullere, başkaca yardımcılara ve sair zahiren kuvvetli görünen vesilelere ihtiyaç yoktur diyen kardeşler içindir.

Bu vasıftaki kardeşler: hayatının en birinci gaye ve maksadının sadece ve sadece Risale-i Nur’ları okuyup okutmak ve neşrine çalışmak olduğunu kabul eder ve bilirler. Ve birer dershane-i Nuriye olan menzillerde hizmeti sürdürmeyi hizmette temel basamak yapmayı (Ki ağabeylerde ısrarla bu tarzı ve usulü yaşıyorlar, hayatlarında tezahür ettiriyorlar.) esas alırlar.

“Aziz Sıddık Kardeşlerim” ifadesinin altında bunlar yatıyor. Bunun doğru bir hizmet tarzı olduğunu kabullenmek Nur talebesini sadıklar sınıfına dâhil ediyor.

Ben şahsen öyle anlıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.