Selman IRLAYICI

Selman IRLAYICI

Nasıl anlatsam?..

Nasıl anlatsam bilemiyorum. Üstadımız Bediüzzaman Hazretlerinin vefat yıldönümlerinde herkeste bir “Üstadı anlama ve anlatma” aşkı depreşir. Ben de âcizane bir şeyler kaleme almak istemiştim. Ancak bir türlü yerine oturmayan düşünceler içerisinden sıyrılıp, kelimelerden medet beklemek gecikmeye sebep oldu. Vakti kazâ olacak ki, sonunda ben de bir şeyler kaleme aldım.

Aslında alamadım. Çünkü Kuleönülü Sarıbıçak Mustafa Hulûsi’nin, kardeşi Küçük Ali’nin, Hâfız Hâlid’in, Mustafa Sabri’nin, Hulûsi Ağabeyin, Dereli Mutaf Hafız Ahmed’in ve Âsım’ın Barla Lahikasındaki mektuplarını yeniden ve tekraren okuyunca, söylenecek pek de bir şey kalmıyor. Son söz, olsa olsa, (Allah hepsine gani gani rahmet eylesin) “Bulunduğumuz asrın yaralılarından, manevî doktora muhtaç bir genç” diye vasıflanan Küçük Ali’nin dediği gibi olurdu:

“..Elhâsıl: Asırlardan beri beklenilen ve muntazır kalınan zât, Risâle-i Nur imiş. Hattâ Üstadın kendisi de bir zaman böyle bir zâtın geleceğine muntazır imiş. Halbûki, ne ağabeyim Mustafa’nın ne de benim haddim değil ki, Risâle-i Nur’un kıymetini ve vazifesini beyân edeyim, heyhât!.”

Veya Mustafa Hulûsi’nin dediği gibi olurdu:
“..Üstadın hutbesi olan Risale-i Nur, şu zamanın bir mehdîsi ve müceddididir.”

Ya da, Üstadı hapisteyken, tahliye edilmeyi uygun görmeyen, ‘talebe’ vasfının gerçek sahiplerinin hallerinin zikredildiği, Konferans’ın bir kısmında denildiği gibi olurdu:
“..Said Nursî, kendi hakkında verilen böyle bir mâlûmâtı görürse, diyecektir ki, "Niçin böyle yapıyorlar? Şahsımın ehemmiyeti yok. Kıymet, Kur'ân'dan tereşşuh eden ve Kur'ân-ı Hakîmin malı olan Risâle-i Nur'dadır. Ben bir hiçim."

Bu mektupları okudukça, anlamaktan uzak kalan zayıf fehmim, sadece bir noktayı anlamakta başarılı olabiliyor:
“Üstadımı ve Risâle-i Nur’u anlamak mümkün değil ki, anlatabileyim. O’nu ve eserini hangi hususiyetiyle anlatmaya kalkışsam, hep yarım, hep eksik kalacak. ‘Elmas’ı nasıl anlatırsınız? Yıldızların varlığını, uzaktaki nokta gibi ışığıyla izah edebilir misiniz? Asırlardır insanların beklediği, gelmiş ve geçmiş bütün evliya-yı azîmenin, kendi asırlarının tecdîd-i din görevlilerinin en son vazifelisini nasıl anlatabilirsiniz ki?

Kelimeler, sadece anlaşılana ayna oluyor, gerçeklere değil!.. “Evet anladım” dediğin yerde, okumaya devam ettiğin eserler, acziyetini yüzüne vuruyor insanın. “Anlamamışım” diye, kendi kendine itiraf ettiriyor en doğru hakikati. Okuyor ama hissetmekten uzak duruyor; hissediyor ama yaşamaktan geri kaçıyor; bazen yaşıyor ama bunu bakîleştiremiyor ki cismim, bedenim, ruhum.

Kelimelerden medet umarken, Üstadımın ikazıyla uyanır gibi oluyorum:
“…Meselâ, benim avucumda nohut, leblebi, üzüm, buğday gibi maddeler bulunsa, ben onları yere atsam, üzüm üzüme, leblebi leblebiye karşı sıralansa, hiç şüphe kalır mı ki, elimden çıktıktan sonra, gaybî bir el müdahale edip sıralamasın? İşte hurufat ve kelimât o maddelerdir; ağzımız o avuçtur.”

Anlamak amacı gütmeden, sadece o ân orada ol yeter, diye kadere teslim oluyor aciz beden. Çünkü istesen de anlayamıyorsun ki!.. Anlamaktan aciz kaldığın, fakat hakikatini tâ yüreğinde, cisminde hissettiğin gerçek doğrular, kendini anlatsın istiyorsun. Kendi lisânın yetersiz kalıyor. “İşte” diyorsun, budur benim demek istediğim. Ama ben de anlayamadım ki hâlâ daha. Yetersiz kalıyor kelimeler; izah edemiyor en doğruyu hiçbir misâl.

Ve sonunda buluyorsun doğruyu. Üstadına Fatiha gönderiyor, vazifesinin kudsiyetine şahitlik ediyor, hutbesini, yani Risale-i Nur’u başının üstüne koyuyorsun. “Gerçek budur” diye haykırıyorsun yürekten. Üstadının sana öğrettiği son ve tek gerçeği bağırarak ilan etmek istiyorsun:
“Lâilahe illallah, Muhammedün resûlullah!..”
“Allahûekber!..”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum