İbrahim Mert'in haberi:

RİSALEHABER-Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin ibadetini dünyevi geçici ve lüzumsuz işler nedeniyle yapmayanlar için verdiği “Zuhal’in (Satürn) etrafındaki halkalar" örneği gerçekten boş çıktı.

NASA: Bomboş!

Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi'nin (NASA) Cassini uzay aracı, Satürn gezegeninin halkasının içinin neredeyse bomboş olduğunu tespit etti. Daha önce bu halkanın içinde toz parçaları olduğu tahmin ediliyordu. Cassini uzay aracı da partiküllerin zarar verme ihtimali nedeniyle Satürn'ün halkalarının bulunduğu bölgeye gönderilmiyordu. Ancak NASA sonunda risk alarak uzay aracını bu bölgeye gönderdi ve Satürn'ü daha önce hiç olmadığı kadar yakından inceledi. Sonuçta halkalar içinde, tahmin edilenden çok daha az toz partikülü olduğu belirlendi. NASA'daki Cassini Proje yöneticisi Earl Maize, "Satürn ve halkaları arasındaki alan açıkça büyük bir boşluk" açıklamasında bulundu.

KEŞİF DEĞİL UYARI

Risale-i Nur külliyatından Sözler adlı eserin 21. Söz'ü Namaz hakikatini anlatıyor. Bediüzzaman Hazretleri eserin bir yerinde dünya işlerinden dolayı namazı kılmayanları önce "Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki bütün vaktini ona sarf ediyorsun?" sorusunu yöneltiyor. İlerleyen bölümde ise “Zuhal’in (Satürn) etrafındaki halkaların keyfiyeti nasıldır?” ve “Amerika tavukları ne kadardır?” gibi kıymetsiz şeylerle, kıymettar vaktini geçiriyorsun" şeklinde uyarıyor.

Bediüzzaman, burada NASA'nın keşfini önceden haber ermiyor. Bu tür meselelerin uzmanı olmayanların namaz gibi ibadetlerine engel olan konularla ilgilenmesinin "kıymetsiz" olduğuna vurgu yapıyor ve bu örneği veriyor.

“Zuhal’in etrafındaki halkaların keyfiyeti nasıldır?” ve “Amerika tavukları ne kadardır?” gibi kıymetsiz şeyler

İlgili bölüm şöyle:

Ey dünyaperest nefsim! Acaba ibadetteki füturun ve namazdaki kusurun meşâgıl-i dünyeviyenin kesretinden midir veyahut derd-i maişetin meşgalesiyle vakit bulamadığından mıdır? Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki bütün vaktini ona sarf ediyorsun?

Sen istidat cihetiyle bütün hayvânâtın fevkinde olduğunu ve hayat-ı dünyeviyenin levâzımâtını tedarikte iktidar cihetiyle bir serçe kuşuna yetişemediğini biliyorsun. Bundan neden anlamıyorsun ki, vazife-i asliyen hayvan gibi çabalamak değil, belki hakikî bir insan gibi hakikî bir hayat-ı daime için sa’y etmektir?

Bununla beraber, meşâgıl-i dünyeviye dediğin, çoğu sana ait olmayan ve fuzulî bir surette karıştığın ve karıştırdığın mâlâyâni meşgalelerdir. En elzemini bırakıp, güya binler sene ömrün var gibi, en lüzumsuz malûmatla vakit geçiriyorsun. Meselâ “Zuhal’in etrafındaki halkaların keyfiyeti nasıldır?” ve “Amerika tavukları ne kadardır?” gibi kıymetsiz şeylerle, kıymettar vaktini geçiriyorsun. Güya kozmoğrafya ilminden ve istatistikçi fenninden bir kemâl alıyorsun!