Napolyon ve Ömer Mekrem’in çocukları

İslam dünyasında iki zıt çizgiyi; genel olarak Napolyon ile Salahaddin, Mısır özelinde ise Napolyon ile Ömer Mekrem hattı olarak çizmek ve belirlemek mümkündür. Nitekim, Mecelletü’l Ezher’in Yayın Yönetmeni ve Mısırlı düşünür Muhammed İmare,  Mısır’da iki hattın birbiriyle mücadele halinde olduğunu dermeyan etmiştir.  Lihikmetin ve imtihan sırrı gereği, bazen bu iki çizgi birbirine bitişik ve ikiz gibi görünür*. Birbirine karışır gibi olur. Ayırmak çetinleşir. Mesih iddia düzeyinde iki, hakikat düzeyinde ise tektir. Birisi sahte diğeri hakikattir. Ta ki temiz ile habis ortaya çıksın. Birbirinden ayrışsın.  
 
Bu iki hat, Ömer Mekrem ile Napolyon’un çocukları ve torunlarının günümüze ulaşan çizgi ve hatlarıdır.  Bilindiği gibi, 18’inci asrın sonlarında Napolyon Bonapart Şarka ve özellikle Mısır’a bir hamle düzenlemiş ve bu hamlede karşısına Nakibu’l Eşraf Ömer Mekrem, Saadat ve Şarkavi gibi alimler ve tarihi zevat çıkmıştır. Bunlar canla başla Napolyon’un hamlesini püskürtmeye ve İslam diyarını savunmaya çalışmışlardır. Daha sonra yerelleşen Napolyon çizgisi ise bu kahramanları tasfiye etmiştir. Müslüman Kardeşlerin bir değerlendirme hatası sonucu Nasır ve sonrasında da Sisi’yi muayyen makamlara tensip etmeleri ve getirmeleri gibi Ömer Mekrem de yağmurdan kaçarken doluya tutulma misali Osmanlı Valisi Husrev Paşa’yı valilikten azlettikten sonra Bab-ı Ali’nin atamasını beklemeden kendi başına Mehmet Ali Paşa’yı atamış ve o da Napolyon sonrası yerli Napolyon çizgisini benimsemiş ve sürdürmüştür.  Mehmet Ali Paşa da Napolyon gibi kandırma ile iş görmüştür.  Bu hat Nasır tarafından kırılsa da başka bir şekilde revize edilmiş ve resetlenmiştir.  
 
Benzeri bir süreç Türkiye’de de yaşanmıştır.  İkinci Mahmut’tan itibaren reformlar başlamış ve yüzyıl sonra Osmanlı İngilizler karşısında külli bir kırılma noktasına gelmiş ve bu kırılma sırasında Hüsrev Paşa’ya bedel Vahdettin düşürülmüş ve ulema ve ileri gelenler dahil olmak üzere kurtuluş arayan halk Mehmet Ali Paşa gibi Mustafa Kemal’in eteğine tutunmuş ve ona kurtarıcı olarak bakmıştır. Vahdettin Han da Mustafa Kemal’i Şeyhülislam Mustafa Sabri gibilerin itirazına rağmen ‘ateşpare-i zeka‘ diye tanımlamıştır. Bu tanım fiziken belki doğrudur ama metafiziki olarak da doğru mudur? İşte Şeyhülislam Mustafa Sabri bu zaviyeden karşı çıkmıştır. Ulema geçmişte dünyevi zeka ile uhrevi zekayı ayırmıştır.  Birine akl-i mead diğerine akl-i maaş demiştir.  
 
*
Geçiş sürecinde Bediüzzaman, Mustafa Kemal’e bir mektup yazmış ve Napolyon yerine Salahaddin Eyyübi’yi kendisine model almasını ve benimsemesini istemiştir. Güntay Şimşek’in ortaya çıkarmış olduğu orijinal mektupta,  Mustafa Kemal’den Napolyon değil Salahaddin Eyyübi çizgisini benimsemesini istemektedir. Bediüzzaman, bu mektubu Meclis ziyaretinden kısa süre sonra, 23 Kasım 1922'de yazar.  Yıllardır varlığı tartışılan bu mektup Bediüzzaman'ın Mustafa Kemal’e yazdığı ilk ve son mektuptur. İlk defa Habertürk'ün (Güntay Şimşek) ulaştığı bu mektupla tarihin sis perdesi altına kalan bir kesiti daha aydınlatılmaktadır. Muhammed İmare, Mısır özelinde Ömer Mekrem’in temsil ettiği İslami; Napolyon’un temsil ettiği Frenkmeşrep ıkı zıt çizgiye temas ederken; Bediüzzaman daha genele parmak basar.  Bu da Napalyon ve Salahaddin çizgisidir.
 
*
 
Bediüzzaman aynı zamanda Napolyon karşısında Ömer Mekrem çizgisini temsil etmektedir. Yerli Napolyon müsveddesi olan Mehmet Ali Paşa kurnaz bir adamdır ve ipleri eline geçirdikten sonra ilk önce kendisini bu makama getirenleri bertaraf eder ve onları sürgüne gönderir.  Devrim, tufeylileri vasıtasıyla çocuklarını yemiştir. Bunlar arasında Ömer Mekrem de vardır. Velinimetini böyle harcar. Ömer Mekrem sürgünde vefat eder.   Napolyon ve yerli halefi Mehmet Ali Paşa İslam dünyasında darbeler sürecini Ömer Mekrem ise devrimler sürecini temsil eder. Mehmet Ali Paşa’nın Mısır’ı İstanbul’dan kopararak uluslaştırma sürecine sokması gibi Mustafa Kemal de Anadolu’yu uluslaştırma sürecine soktuğu sırada Ömer Mekrem çizgisine benzerini yapar ve Bediüzzaman’ı sürgüne gönderir.
 
Bugün Arap dünyasında hala Ömer Mekrem ve Napolyon çizgisi devam etmektedir. Napolyon Müslüman olduğunu iddia ederken atlarını Ezher’e bağlamaktan sakınmaz! Napolyon Akka önlerinde Cezzar Ahmet Paşa tarafından püskürtülür.  Bununla birlikte Napolyon çizgisi yerelleşerek yoluna devam eder. Mehmet Ali Paşa, Nasır ve Abdulfettah Sisi bunlardan bazılarıdır.  Yerli Napolyon müsveddelerinin ortak özelliği İslam ve Türklere mesafeli durmalarıdır. Mehmet Ali Paşa, Nasır ve Sisi buna tipik örnektirler.  Buna mukabil, Ömer Mekrem çizgisini Mustafa Kamil, Hasan el Benna, Muhammed Mürsi gibiler sürdürmektedir.  Bu aynı zamanda halk ve onları temsil eden devrim çizgisidir.
 
Bitirirken; Konuyu yazmaya hazırlandığımda Derin Tarih dergisinin sansürsüz olarak yayınladığı Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri elime geçti. Burada, Mustafa Kemal’in en sevdiği karışımlar arasında ‘Napolyon kokteyli’ olduğu ifade ediliyor (Sunuş’tan).
 
*İktazat  hikmetullahi Teala en yeküne likülli hakkın batilun yeşbehuha ( Eş Şeyh Muhammed Zekeriyya Kandehlevi, Muhammed Rahmetullah Muhammed Nazım en-Nedevi, Daru’l Beşair el İslamiyye, S: 232).

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum