Mutluluğumuza sahip çıkmak

Mutluluğum kimin elinde?

Son model teknoloji üreten bir firmanın mı?

Lüks daireler satan bir müteahhidin mi?

Eşimin mi?

Babamın mı?

Dava arkadaşlarımın mı?

Taraftar olduğum siyasi partinin mi?

Beni üzmekte olan birinin mi? Yani o üzmeyi bırakınca mı mutlu olacağım?

Bağlı bulunduğum her hangi bir topluluğun mu?

Evet herkes bir yere gözünü dikmiş ve kendisine mutluluk bahşetmesini bekliyor sanki. “Eğer son model telefonum olursa, eğer patronum zam yaparsa eğer eğer eğer…” Hiçbir zaman hedefe ulaşılamayan acaib bir silsile. Her zaman bir şart ile bağladığımız mutluluk ise biz çabaladıkça bizden uzaklaşıp gidiyor.

Her zaman henüz gerçekleşmemiş olanla bağlı nedense bu mutluluk. Peki ya elde olan? Mevcut hal, içinde mutluluğu barındıramayacak kadar kötü mü?

Gelin bir değerlendirme yapalım şu içinde bulunduğumuz hal ile ilgili ve bakalım bizi bu kadar mutsuz edecek bir şey gerçekten var mı? Şikayete geçekten istihkakı var mı mevcud halin?

Evvela hepimizin mazhar olduğu mutluluk kaynaklarına bakalım:

Ademden vücuda çıkartıldık, yoktuk ve var kılındık (bu nimeti tam idrak edemiyoruz çünkü ademi pek bilmiyoruz. Ama fark edebilsek vücut sahrasına çıkarılmış olmak tek başına saadet kaynağı)

Hayata mazhar edildik ki hayat, tüm kainat ile bizi alakadar eden ve bütün mahlukatın lezzeti ile lezzet almamıza sebeb olan hakikat.

İnsan olarak yaratıldık, bir sinek veya böcek ya da taş olmadık.

İslamlar içinde doğduk. İslamiyet ile şereflendik.

İman nimetine mazhar olduk. Böylelikle gayb ve şehadet aleminin hülasası olduk.

Zahiri ve batıni duygu ve cihazat ile donatıldık. Kafamıza akıl, sinemize kalb, başımıza göz, kulak, ağız takıldı.

Dünya bir beşik gibi içinde her ihtiyacımız ihzar edilmiş olarak bize sunuldu.

Güneş lamba olarak ve ay takvimci olarak emrimize verildi.

Bütün hayvan ve nebat emrimize verildi.

Zeminde Halife-i Arz makamı ile şeref verildi.

Allah bizim ile hem kainat hem de Kur’an ile konuşacak kadar bize değer verdi.

Kendisini müşahade edebileceğimiz bir vicdan verdi.

Marifet ve muhabbetini verdi.

Her bir cihazımıza kendine münasib bir lezzet verdi.

Cennetin yolunu bulabilelim diye Efendimiz Aleyhissalatü Vesselamı bize rehber etti.

Her bir zerreye müekkel melaike ile alemimizi şenlendirdi.

Kalbimize muhabbet verdi.

Aklımızı ilim nuru ile nurlandırdı.

Kuran’ın mucizevi bir lem’ası olan Risale-i Nur ile tanıştırdı

İnsanı kamil ismine layık bir şahs-ı manevinin bir azası olabilme fırsatı verdi…

Öyle anlaşılıyor ki saymakla bitiremeyeceğiz. Uzun çekmesin diye nihayet verdim ama nihayeti yok. Mal mülk çocuğa bile sıra gelmedi daha. Allah bildirdi bize: “nimetlerimi saymakla bitiremezsiniz” evet işittik ve kabul ettik ve dahi saymaya çalıştık sayamadık. En başta her şeyden önemlisi Allah’ın varlığı bizim için en büyük nimet.

Eğer güneş ile dünya arasındaki mesafenin de bizim için ne büyük nimet olduğu düşünülecek olsa ve dahi kuşlara kanat, balıklara yüzgeç verilmiş olması. Bütün bunların bu şekilde yaratılmış olması ile biz de yaratıldık.

Nimetleri saymakla bitiremediğimizi ve hiç bizimle alakasını düşünmemiş olduğumuz her mevcudun da bizimle alakalı ve bizim için bir nimet olduğunu anlıyoruz ha Şeytanı da unutmayalım onun varlığı da bizim için büyük nimet ki insanî terakkiye alet olmuş.

İsterseniz bir de bizi mutsuz eden şeylere bakalım. Elbette bunu hepimiz şahsi yapmalıyız. Zira hepimizi sonsuz minnettar edecek nimetlerin çoğuna müştereken mazharız ama mutsuzluğumuza sebep olan şeyler herkesin kendi nazarında. Ve belki çoğu yanlış nazar etmemiz sebebi ile sadece bize çirkin görünen şeyler. Haydi elinize bir kağıt alın, diklemesine ortadan ikiye bir çizgi ile ayırın. Sağ tarafa yukarıda saydıklarımızı ve daha sayamadıklarımızdan da isterseniz yazın (ama göreceksiniz sonu gelmeyecek) sol tarafa da hayatınızdaki olumsuzlukları yazın. Sonra insaflı ve bir derece hissiyatınızdan uzak kalmaya çalışarak bu olumsuzlukları dikkatle inceleyin. Onların bulabildiğiniz hayırlı neticelerini düşünün ve onlar olmasa gerçekten mi hayatınız çok daha güzel olurdu düşünün.

Açıkçası kağıdın sol tarafı epey boş kalacak sağ taraf karşısında. Bazı olumsuzluklarda sadece bizim yanlış mübaşeretimize bakıyor. Bazıları terakkimize, bir Rabb-i Rahim tarafından terbiyemize. Ve hepsinin şu an görebildiğimiz veya göremediğimiz hikmetleri var.

Biz genellikle bu kağıdın sağ tarafındakileri ülfet ve gaflet ile görmeyip soldakilere de aşırı odaklanarak hep nazarımızda tuttuğumuz içindir ki sanki hayatımızda hiç olumlu bir şey yok komple olumsuz gibi hem bizi perişan edecek, hem etrafımıza huzursuzluk pompalayacak hem de kulluğun edebine yakışmayacak bir halde bulunabiliyoruz.

Madem ki muhtacım öyle ise müteşekkirim. Madem ki Allah’ın sanatını seyrediyorum o halde mütehayyirim. Madem ki yaratanıma ayinedarım öyle ise O’na müştakım.

Hani kendisini görünce ferahladığınız insanlar vardır. Bu insanlar mütebessim ve memnun görünürler daima. Bir iç huzuruna sahip oldukları hissedilir, memnuniyet ve rıza hali. Allah ile gittikçe kuvvetlenen bir intisabın şerefi ile şerefli ve muhtaç oldukları her şeyin doğrudan Allah tarafından veriliyor olmasının hazzı ile memnuniyet hali. Sizi sarıveren bir şefkat. Güneş gibi aydınlatırlar girdikleri ortamı, adeta bir sekinet iner bulundukları yere. Sanırım bu zatlar kağıdın sol tarafına başka nazarla bakıyorlar. Allah’ın ihsanı ve lütfu olarak değerlendiriyorlar. Gelen hastalıkları bir hediye-yi Rahmani olarak memnunane koyunlarında taşıyorlar. Sevgiliden gelen her şey makbuldür benim için, baş göz üstüne gelmiş diyorlar adeta. Ve onların kağıtlarının sol tarafı bizimki kadar az da değil. Genelde çok daha da ağır imtihanlarla karşı karşıyalar.

Ne diyelim Allah onları başımızdan eksik etmesin bu nuranî zatların gösterdiği yoldan gitmeyi hepimize nasib etsin. O yola girince iktisat da o yolda, ihlas da, takva da, şükür de…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum