Müştemilât-ı arziyenin halkı Cenâb-ı Hakka münhasırdır

Müştemilât-ı arziyenin halkı Cenâb-ı Hakka münhasırdır

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Bakara Sûresi 29. âyetin tefsiri tefsiri

1 ﴾فَسَوّٰيهُنَّ سَبْعَ سَمٰوَاتٍ﴿ Bu cümlenin mâkabliyle irtibatı, üç çeşittir:

1. 2 كُنْ ile 3 فَيَكُونُ arasındaki irtibat gibidir. Nasıl ki memurun husulü كُنْ emrine bağlıdır; semavatın tesviyesi de, 4 اِسْتَوَى ya bağlıdır.

2. Kudretin taallûkuyla iradenin taallûku arasındaki irtibat gibidir. Yani; اِسْتَوَى iradenin taallûkuna, tesviye de kudretin taallûkuna benzer bir irtibattır.

3. Netice ile mukaddeme arasında bulunan irtibat gibidir. Çünkü semavatın tesviyesi, mukaddemesi olan اِسْتَوٰى'ya terettüp eder.

5 ﴾وَهُوَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ﴿ Bu cümle mâkabliyle iki vecihle merbuttur: Birinci vecih: Bu cümledeki ilm-i küllî, semavatın tanzim ve tesviyesine delil olduğu gibi, tanzim ve tesviyenin vücudu da ilm-i küllînin vücuduna delildir.

İkinci vecih ise: Evvelki cümle kudret-i kâmileye, bu cümle ise, küllî ve şumullü ilme delâlet eder.

Cümlelerin nüktelerini beyan edeceğiz. 6 ﴾هُوَ الَّذِى﴿ ilâ âhir. Bu cümle, mâkabliyle bağlı değildir. Ancak, müste’nife olup, beş sual ile cevaplarına işarettir ki, bundan önce beyan edildiğinden tekrarına lüzum yoktur.

هُوَ الَّذِى'deki 7 هُوَ müptedadır. اَلَّذِى sılasıyla beraber haberdir. Bu cümlede mübteda ile haberin tarifleri tevhide işaret olduğu gibi, hasra da delâlet eder. Yani müştemilât-ı arziyenin halkı Cenâb-ı Hakka münhasır olduğu gibi, Hâlıkı da yalnız Cenâb-ı Haktır.

Bu hasr, 8 ثُمَّ اِلَيْهِ تُرْجَعُونَ cümlesinde 9 اِلَيْهِ'nin takdimiyle hasıl olan hasra delildir. Yani müştemilât-ı arziyenin halkı Cenâb-ı Hakka münhasır olduğu için, kıyamette merciiyet de Cenâb-ı Hakka münhasırdır.

اَلَّذِى sılasıyla beraber haberdir. Haberin aslı ve müstehakkı, nekre olmaktır. Burada mârife olarak gelmesi, hükmün zahir ve malûm olduğuna işarettir. Yani, “Cenâb-ı Hakkın müştemilât-ı arziyenin Hâlıkı olduğu malûm ve zahirdir.”

1 : Gökyüzünü yedi gök olarak tanzim etti. 
2 : Ol. 
3 : Hemen oluverir. 
4 : Belli bir nizam ve intizamla düzenledi.
5 : “O ki, her şeyi hakkıyla bilendir.” Bakara Sûresi, 2:29. 
6 : O ki. 
7 : O. 
8 : “Sonra O'na tekrar döndürülürsünüz.” Bakara Sûresi, 2:28. 
9 : Ona.

Bediüzzaman Said Nursi
İşaratü'l-İ'caz