Müslümanlarla Müslümanların savaşını göreceğiz demişlerdi

Müslümanlarla Müslümanların savaşını göreceğiz demişlerdi

Beyazıt Ramazan Sohbetleri'nde konuşan eğitimci yazar Vehbi Vakkasoğlu kardeşlik çağrısı yaparak "Müslüman kardeşlerimizin yaşadığı felaket beldelerinin gönlümüzdeki yerinin ne olduğunu sorgulamak ve acısını hissetmek kardeşliğimizi hatırlatan doğru bir b

Risale Haber - Haber Merkezi
 
Türkiye Diyanet Vakfı'nın organize ettiği ve İBB Kültür A.Ş.'nin katkılarıyla düzenlenen 33. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı veda etmeye hazırlanıyor. 23 Temmuz’a kadar yayınevlerinin indirimlerinden faydalanmak ve sevdiği yazarlarla buluşmak isteyen okuyucular 23 Temmuz Kadir Gecesi akşamına dek Beyazıt Meydanı’na koşacak. Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde yapılan ve Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği'nin (ESKADER) katkılarıyla organize edilen Beyazıt Ramazan Sohbetleri ise yirmi üçüncü gününde Beyazıt Devlet Kütüphanesi kürsüsünde eğitimci yazar Vehbi Vakkasoğlu konuştu.
 
Ramazan ile birlikte hatırlanması gereken insani hasletler hakkında bir sohbet gerçekleştiren Vehbi Vakkasoğlu, son derece etkileyici ve duygulandıran bir konuşmaya imza atarak Gazze’de yaşanan vahşeti de unutmadı. Takdimini 33. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı Basın Danışmanı ve ESKADER Genel Sekreteri Elif Sönmezışık’ın gerçekleştirdiği sohbette Vakkasoğlu, Ramazan ile birlikte iyi yönde değişmemiz ve bu değişimin bütün hayatımıza sirayet etmesinin önemini vurgulayarak Gazze’de şimdilerde ateş hattındaki Müslüman kardeşlerimiz için neler yapabileceğimizi düşünüp onlara yararlı olmak gerektiği konusunda önemli mesajlar verdi. 
 
KENDİMİZİN MÜFETTİŞİ OLMAK
 
Sözlerine Henry Kissenger’in 11 Eylül saldırısı sonrasında kendisine yöneltilen “Şimdi ne olacak?” sorusuna verdiği cevapla başlayan Vehbi Vakkasoğlu, “Yeni bir sayfa açılıyor dünyada. Bundan sonra Artık sadece Müslümanlarla Müslümanların savaşını göreceğiz.” cevabının sonrasında en büyük savaşların Müslümanlar arasında oluşunun son derece hazin olduğunu dile getirdi. Kissinger’in dünya çapında kurulmuş bir oyunun ilk habercisi olduğunu vurgulayan Vakkasoğlu, “Mübarek Ramazan’da üç ‘T’ye yani tefekkür, tezekkür ve tedbire dikkat edilmelidir. Tefekkür, kendi iç dünyamıza dönerek kendimizi hesaba çekmemizdir. Bizi Allah’a götürecek düşüncenin önünü açmaktır. Dinimizin düşmanlarını da tefekkürümüze dahil etmemizde fayda var. Kendimizin müfettişi olmak zorundayız.” diyerek Kissinger’in sözünden  “Müslümanlar ancak ve sadece kardeştirler. (Hadis)” dersini çıkarmamız gerektiğini ifade etti. Müslümanların birbirini bütün olumsuzluklara rağmen sevmesi gerektiğini anlatan Vakkasoğlu, bunun imanın kemale erişinin de bir ifadesi olduğunu kaydetti. Bütün müminleri kucaklamamız gerektiğini söyleyen Vakkasoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
HEP BİRLİKTE KISSENGER’I HAKSIZ ÇIKARMALIYIZ
 
“Kötü şeyler düşünmek insanın kalbine kasavet getiriyor ve sosyal hayat içindeki sinir katsayısını da bu kasavet tetikliyor. Müslümanlık mevsimlik bir din değildir. Hal dini de değildir. Müslüman isek bunu hayatımızın her anında yaşamalıyız. Bizim Kissinger’ı haksız çıkarmamız gerekiyor. Bunu yapmak için önce kendimizden emin olmalıyız. Mesela Suriyeli mültecileri hatalı ve kusurlu bile olsalar savaş felaketinden kaçarak memleketimize sığındıkları için onlara anlayışlı olmamız gerekiyor. Ramazan bize güzel değerler kattıysa, şükredebildiysek ve sabrımız arttıysa bu ayı layığı ile yaşamışız demektir. Orucun hikmeti bize kendimizi tanıtmasıdır. Allah’ın kulu olduğumuzu her an hatırlayabiliyorsak, ona gerçekten kul olabiliyorsak ve bakıldığında Allah’ı hatırlatabiliyorsak hakiki Müslüman olabilmişiz demektir.  Sevgi çifte standardı kaldırmaz. Ayırmaksızın bütün kardeşlerimizi sevmemiz gerekir. Birbirimizi elbette tenkit edeceğiz. Peygamber Efendimiz ‘Mümin müminin aynasıdır.’ buyurmuştur. O aynaya bakmadan doğruları göremeyiz. Birbirimizi sevdiğimiz halde atalarımızı hatırlatmıyor ve düzelmesini sağlamıyor isek vebali üzerimizde kalır. Bu tenkitleri topluluk içinde rencide ederek yapmak değil, yanlışı kırmadan düzeltmek gerekir. ”
 
BİR TEK ZEYTİNİN KIYMETİ
 
Bir belediye otobüsünde bütün yolcularla birlikte ve tek bir zeytinle yaptığı unutulmaz iftarın hayatının en güzel iftarı olduğunu anlatan Vehbi Vakkasoğlu, o zeytinin Çanakkale Savaşı sırasında askerlerin bir öğünü olduğunu ifade etti ve hayatımızdaki sıradanlaşmış ancak şükredilesi birçok şeyin olduğunu hatırlattı. Enayiyet ve benlik duygusunun insanları Firavun ve Nemrut mizaçlı yaptığını söyleyen Vakkasoğlu, bu alin son durak olduğunu ve bu halden uzak durmak ve gaflete düşmemek gerektiğini dile getirdi. Sık sık Peygamber Efendimizden hadisler aktaran Vehbi Vakkasoğlu, bu hadisler ışığında hareket etmenin önemini vurgulayarak kendimizi ‘öteki’ ile karşılaştırmanın ve üstünlük kaygısı taşımanın Müslümanlığın dışında bir tavır olacağını, Peygamberimizin tavsiyesine göre madde olarak kendimizdekinden daha aşağı varlık sahibi olanlara bakmamız ve şükrü hatırlamamız gerektiğini kaydetti.  
 
KARDEŞ OLDUĞUMUZU HATIRLAYALIM
 
Aile içi şiddet konusuna da değinen Vakkasoğlu, Müslümanlığı doğru yaşayamadıkça ve Peygamberimizi anlayamadıkça yasaların dahi bu şiddeti önlemeye yardımcı olamayacağını, toplum olarak inanç ve emirlere bağlılık noktasında kendimizi yeniden gözden geçirmemiz gerektiğinin altını çizdi. Gazze, Doğu Türkistan gibi yerlerde yaşanan insanlık felaketine dünyanın tepkisizliğine karşı kardeş olma bilincine sarılmamız gerektiğine dikkat çeken Vehbi Vakkasoğlu, Batı’nın üzülmeyişinin ve bir şey yapmamasının bilinen bir sonuç olduğunu, Müslümanların ise bu kötü günde birleşerek hareket etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.