Mûsâ da ona bir yumruk vurdu, onun ölümüne sebeb oldu

Mûsâ da ona bir yumruk vurdu, onun ölümüne sebeb oldu

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Kasas Sûresi 15-16. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor

15-Derken (Mûsâ,) halkının (henüz istirâhatte iken herşeyden) habersiz olduğu bir sırada şehre girdi de orada birbiriyle öldüresiye dövüşen iki adam buldu; birisi kendi kabîlesinden (İsrâiloğullarından), diğeri düşmanından (Mısırlı bir kıbtî) idi. Bunun üzerine kendi kabîlesinden olan kimse, düşmanından olana karşı, ondan (Mûsâ’dan) yardım istedi. Mûsâ da ona (o kıbtîye) bir yumruk vurdu, böylece onun hakkında (takdîr edilen) kazâya (ölümüne) sebeb oldu. (O kâfir kıbtî öldü). (Hatâen de olsa, bundan çok üzüldü ve:) “Bu, şeytanın işindendir. Gerçekten o, saptırıcı apaçık bir düşmandır!” dedi.

16-(Mûsâ:) “Rabbim! Doğrusu ben nefsime zulmettim; artık beni bağışla!” dedi. Bunun üzerine (Allah da) onu bağışladı. Çünki Gafûr (çok bağışlayan), Rahîm (çok merhamet eden) ancak O’dur. (*)

(*)“Cenâb-ı Hakk’ın ‘Gafûr’ (çok bağışlayan) ve ‘Rahîm’ (çok merhamet eden) gibi iki ismi, tecellî-i a‘zamla (en büyük tecellî ile) ehl-i îmâna teveccüh ediyor (yöneliyor). Ve Kur’ân-ı Hakîm’de peygamberlere en mühim ihsânı, mağfiret (bağışlama) olduğunu gösteriyor ve onları, istiğfâr (tevbe) etmelerine da‘vet ediyor. *******
*بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمَنِ الرَّح۪يمِ kelime-i kudsiyesini her sûre başında tekrâr ile ve her mübârek işlerde zikrini emretmesiyle, kâinâtı ihâta eden (kaplayan) rahmet-i vâsiasını (geniş rahmetini) melce’ ve tahassungâh (sığınacak ve korunacak bir yer) gösteriyor ve فاَسْتَعِذْ [Sığın!] emriyle اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّج۪يمِ kelimesini siper yapıyor.” (Lem‘alar, 13. Lem‘a, 75)