Muhammed-i Arabî'nin (asm) muazzam duası

Muhammed-i Arabî'nin (asm) muazzam duası

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Duanın tesiri azîmdir. Hususan dua külliyet kesb ederek devam etse, netice vermesi galiptir, belki daimîdir. Hattâ denilebilir ki, sebeb-i hilkat-i âlemin birisi de duadır. Yani, kâinatın hilkatinden sonra, başta nev-i beşer ve onun başında âlem-i İslâm ve onun başında Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmın muazzam olan duası, bir sebeb-i hilkat-i âlemdir. Yani, Hâlık-ı Âlem, istikbalde o zâtı, nev-i beşer namına, belki mevcudat hesabına bir saadet-i ebediye, bir mazhariyet-i esmâ-i İlâhiye isteyecek bilmiş, o gelecek duayı kabul etmiş, kâinatı halk etmiş.

Madem duanın bu derece azîm ehemmiyeti ve vüs’ati vardır. Hiç mümkün müdür ki, bin üç yüz elli senede, her vakitte, nev-i beşerden üç yüz milyon, cin ve ins ve melek ve ruhaniyattan had ve hesaba gelmez mübarek zatlar, bil’ittifak zât-ı Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselâm hakkında rahmet-i uzmâ-yı İlâhiye ve saadet-i ebediye ve husul-ü maksud için duaları nasıl kabul olmasın? Hiçbir cihetle mümkün müdür ki, o duaları reddedilsin?

Madem bu kadar külliyet ve vüs’at ve devam kesb edip lisan-ı istidat ve ihtiyac-ı fıtrî derecesine gelmiş. Elbette o zât-ı Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm, dua neticesi olarak öyle bir makam ve mertebededir ki, bütün ukul toplansa, bir akıl olsalar, o makamın hakikatini tamamıyla ihata edemezler. İşte, ey Müslüman, senin rûz-i mahşerde böyle bir şefîin var. Bu şefîin şefaatini kendine celb etmek için, sünnetine ittibâ et. (Mektubat, Yirmi Dördüncü Mektup)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
azîm : büyük
bil’ittifak : oy birliğiyle
husul-ü maksud : istenen şeyin gerçekleşmesi
ihtiyac-ı fıtrî : doğal ihtiyaç
kesb etmek : kazanmak
külliyet : kapsamlılık, genişlik
lisan-ı istidat : kabiliyet dili
mazhariyet-i esmâ-i İlâhiye : İlâhî isimlerin tecellîlerine ayna olma
nev-i beşer : insanlık
rahmet-i uzmâ-i İlâhiye : Allah’ın pek büyük rahmeti
rûz-i mahşer : insanların diriltilip toplanacağı gün
saadet-i ebediye : sonsuz mutluluk
sebeb-i hilkat-i âlem : âlemin yaratılış nedeni
şefî’ : şefaatçi
ukul : akıllar
vüs’at : genişlik