Mesuliyet ve Hamiyet Katsayısı

İnsan emaneti (ene) yüklendiği için eşref-i mahlukattır.

“Mesuliyet” veya başka deyimle “sorumluluk”  yüklenme derecesi insanın aynı zamanda değer ölçüsüdür.

Bu ölçme barometre-termometre, kilometre gibi değil. Algı olarak kanaat-i vicdaniye ile olmaktadır.

Kestirme pratiği “şeriat ele bakar” hükmüdür.

İnsan eşittir mesuliyettir denilebilir.

Bazı ön yargıları sarf-ı nazar ederek kişisel gelişim açısından “şahsiyet,zekâ, kabiliyet” gibi donanımların gelişimi ile mesuliyet derecesiyle doğru orantılıdır.

Kısaca “Zeki insan mesuliyet katsayısı yüksek insandır” denilebilir.

Şahsiyetli insan için de aynı şey söylenebilir.

Değerli insan dertli insandır. Derdi olmayanın değeri de yoktur.

“Gaye-i hayal olmazsa ezhan enelere döner” sözünün günümüz terminolojindeki ifade şekli vizyon kelimesi ile ifade ediliyor. Tam karşılamasa da maksat bir insanın geleceğe matuf bir derdi, gayesi, hayali, tasavvuru, düşüncesidir gaye-i hayal veya vizyon.

Hayali olmayan insan yaşamıyor demektir. Özne değil nesnedir.

“İnsanın kıymeti hedef ittihaz ettiği şeyin kıymeti nispetindedir”

Hedefi midesi olan insan yediklerinin kilosunun fiyatı kadar kıymete haizdir. Cihanşümul davası olan hatta cenneti dahi hedefi ve maksadı için az bulan bir hedefin değerini ölçen terazi henüz tasavvur bile edilemdi.

Merhum Av.Bekir Berk ağabey Zübeyir ağabeyin vefatı sonrası yazdığı “Kimdir Büyük Adam?” adlı makalesinde şu cümlesine çarpılmıştım. “Büyük adam büyüklük davası olan adam değil davası büyük adamdır” diye bir cümle geçiyordu yazısında.

Büyük düşünmeye misal ; Bediüzzaman Said Nursi’nin “Gözümde ne cennet sevdası var ne cehennem korkusu, milletimin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri arasında yanmaya razıyım. Vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur” sözüdür. Yok bundan ötesi…

Bu sırrın İslâm tarihindeki örneği Hz. Ebubekir(r.a.)Ya Rab!... vücudumu o kadar büyüt ki cehennemde müslümanlara yer kalmasın” sözü…

“Ene” emaneti insanın kendini ve Rabbini  tanıma cihazı, hissi, lâtifesi, hassasıdır…

Hususan insanın nefsi vesilesiyle Rabbini tanıması için ruhuna yüklenmiş “vahid-i kıyası” denilen ölçme özelliği.

“Nefsini bilen rabbini bilir” hakikatını nefis demek ben demek. Benim ben olduğumu anlayacak, algılayacak donanım nefistir. Nefis daima kötülüğü emreden haz için. Bu nefsin menfi yönü. Diğer bir yönü hislerin, anlama ve algılamanın aracıdır. Mevzuumuz, mesuliyet, hamiyet, şahsiyet, akıl, zihin, zekâ gibi donanımlar münasebeti üzerine kurgulamayı hedeflemişti. Biraz çerçeve dışına taştı…

İnsanın Allah’a(c.c.) karşı sorumluluğu kul olmaktır. Kulluğun gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmekle özetlenebilir.Yaratılış gayesidir.

Her Müslümanlığın en önemli öncelikli ferdi vazifesi cihadıdır. En büyük cihad nefsi ile yapılandır. Ubudiyet, kulluk vazifesinde şeytanın ve dış etkenlerin etkinden ilim, irade ve kuvveti ile ibadet edebilmesidir. Bundan sonrası hak ve hakikati tebliğdir.

 “Emr-i bil mağruf nehy-i anil münker” her müslümanın mesuliyetini hatırlatır.

İnsanın en yüksek mertebesi olan “İnsan-ı kâmil” mertebesi velayet makamıdır. Allah’a yakın ve dost olma sırrı.

Velayetin en yüksek derecesi “Velayet-i Kübra” seviyesi denilen, “veraset-i nübüvvet” e mazhar olan sahabelere has bir mertebedir.

Veraset-i nübüvvet sırrının esası ise insanlara iman hakikatlerinin tebliği etme misyonudur.

“Bizim hedefimiz önce kendi imanımızı sonra muhtaç olan insanların imanlarının kurtulmasına risale-i nur dersleri ile vesile olmaktır nokta.”

İman hayata hayat olursa toplumun temel unsuru olan insan düzelmiş olur. İnsan düzelirse toplum da devlet de dünya da düzelir. Mikro ölçekte yapının unsurları sağlam olmazsa toplamından hayırlı sonuç elde edilemez Kaliteli elbise kumaşın kalitesine, kumaşın kalitesi ipliğin kalitesine bağlıdır. Toplumun kumaşı her biri iplik olan fertlerin iman ve itikat eksenine oturan mesuliyet katsayısına bağlıdır.

Hangi alanda olursa olsun ister şahsi ister sosyal hayatta sorumluluk yüklenme derecesi insaniyet kalitesinin göstergesidir.

Hamiyet, himmet kıymet ölçüsü

Hamiyet mesuliyei, mesuliyet himmeti, himmet kıymeti netice verir.

“Kimin himmeti milleti ise o tek başına bir millettir”

Dünyevileşme ile medeniyet fanteziyeleri ile gününü hoş geçirmek, haz odaklı yaşama sevdası maalesef ehl-i imanı sorumluluk makamında olması gereken kesimleri de sarmış, efsunlamış ve uyuşturmuştur.

Evet mesuliyet katsayısı insaniyet katsayısıdır.

Davası ve derdi olan adam değerlidir.

Değerini makamdan ve servetten alanın değeri beş paralıktır sanaldır.

Mesuliyet sahibi aynı zamanda hamiyet sahibidir.  Lokomotiftir, İnisiyatif kullanır karar verir, kuvveden fiile geçer/geçirir, müteharrik-i bizzat(etken)dir, müteharrik-i bilvasıta(edilgen) değildir. Uydum kalabalığa demez tahkik eder sonra harekete geçer. Gerektiğinde rüzgâra, nehirde akıntıya karşı kürek çekmeyi de göze alabilir.

Mesuliyet daimi faaliyeti iktiza eder. Düşünceden davranışa geçmek…

Her an her dakika her dava adamı insan “Ne yapmalıyım? Ne yapabilirim?” demeli.  Hayat faaliyet ve harekettir. Faaliyetteki lezzetin zevkine varmaktır….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum