Mersin Balığı Korunmazsa Anılarda Kalacak

Mersin Balığı Korunmazsa Anılarda Kalacak

Mersin Balığı Korunmazsa Anılarda Kalacak

SİNOP Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi ve mersin balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği (Merkoder) Başkanı Doç. Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl, mersin balığının 5 türünün bulunduğunu ancak insan kaynaklı etkenlerden dolayı 2 türünün yok olduğunu belirterek, "Sularımızda halen mersin balıkları var. Ancak ciddi önlemler alınarak korunmadıkları takdirde gelecekte sadece anılacak bir balık olacaktır" dedi.
 
Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Yetiştiriciliği Anabilim Dalı Başkanı ve Merkoder Başkanı Doç. Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl, 31 Ekim'in 'Uluslararası Karadeniz Günü' olarak kutlandığını söyledi. Doç. Dr. Tırıl, "Her yıl bu tarihte Romanya, Bulgaristan, Gürcistan, Rusya, Ukrayna ve Türkiye’de düzenlenen çeşitli etkinliklerde Karadeniz’in korunması ile ilgili çalışmalar paylaşılarak konuya ilişkin farkındalığın arttırılması amaçlanıyor. Çünkü Karadeniz’de kirlilik sorunu gittikçe artıyor ve kirliliğin doğal yaşama olumsuz etkileri, Karadeniz’e kıyısı olan ya da olmayan birçok ülkeyi ilgilendiriyor. Bu nedenle,Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerce, ortak stratejiler belirleyerek kirliliği ve biyo çeşitlilik kaybını önlemek üzere ortak projeler gerçekleştirmek amacıyla Bükreş Sözleşmesi hazırlanmış ve 21 Nisan 1992 tarihinde imzalanarak 15 Ocak 1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözleşmeye, Bulgaristan, Romanya, Gürcistan, Rusya, Ukrayna ve Türkiye taraftır. Sözleşme çerçevesinde, Karadeniz ekosisteminin korunması, iyileştirilmesi, doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılması ve geliştirilmesi amacıyla hazırlanan eylemleri içeren 'Karadeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması ve İyileştirilmesi Stratejik Eylem Planı', 31 Ekim 1996 tarihinde imzalanmıştır" dedi.
 
Doç. Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl, korunması zorunlu olan ve Karadeniz’in biyolojik çeşitliliğinin en önemli ögelerinden mersin balıklarına, Uluslararası Karadeniz Günü’nde mutlaka dikkat çekilmesi gerektiğini vurguladı. Çok değerli siyah havyarı ile bilinen mersin balıklarının, 200 milyon yıl öncesinden 20'nci yüzyıla kadar nesillerini sorunsuzca devam ettirebildiğini dile getiren Doç. Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl, ancak 20'nci yüzyılda dünya çapında aşırı avlandığından ve 1960’lı yıllardan itibaren ise doğal üreme alanlarını oluşturan nehirler üzerinde barajların, hidroelektrik santrallerin (HES), taşkın kontrolü setlerinin yapılmaya başlanmasıyla üreme alanlarının büyük oranda kaybettiklerinden günümüzde nesillerinin tükenme noktasına geldiğini belirtti. Doç. Dr. Tırıl, "Evsel ve endüstriyel atıkların bertarafında çoğunlukla nehirlerin kullanılması da üreme alanlarındaki tahribatı artırmıştır. Günümüzde Yeşilırmak’ta ve Sakarya Nehri’nde yapımına halen devam edilen HES’ler nedeniyle zaten çok azalan üreme alanlarındaki tahribatın sürmesi, evsel ve endüstriyel kökenli kirliliğin devam etmesiyanı sıra, avcılığı 1997 yılından itibaren tamamen yasak olan ve tesadüfen yakalandığında geri salınması gereken mersin balıklarının halen avlanıyor ve yasadışı yollardan satılıyor olması, bu değerli balıkları her geçen gün nihai yok oluşa yaklaştırmaktadır. 2000’li yıllara kadar ülkemizin Karadeniz kıyılarında 5 mersin balığı türünün yaşadığı bilinmekte iken, son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda ne yazık ki sularımızda kolan balığı ve şipbalığı olarak bilinen iki tür mersin balığının neslinin tükendiği ve sadece sayıları son derece azalmış olmakla birlikte Mersin morinası, karaca mersin ve Sivriburun mersin olmak üzere üç türünün kaldığı anlaşılmıştır" diye konuştu.
 
Barajlar, HES’ler, kirlilik, usulsüz ve kaçak avcılık gibi bütün insan kaynaklı olumsuz şartlara rağmen mersin balıklarının milyonlarca yıllık geçmişleri ve birçok jeolojik devrin olumsuz şartlarının üstesinden gelmiş olmaları nedeniyle yokoluşa karşı adeta direndiğini söyleyen Doç. Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl, "Sularımızda halen mersin balıkları bulunmakta. Balıkçılarımızın sularımızda tesadüfen avladıkları mersin balıklarını mutlaka geri salmaları ve böylece koruma faaliyetlerine destek olmaları son derece önemlidir. Söz konusu olan Karadeniz’in biyolojik zenginliğinin en önemli parçalarından olan mersin balıklarının geleceğidir. 31 Ekim 2014 tarihindeki Uluslararası Karadeniz Günü’nde sularımızda halen mersin balıklarının bulunduğunu, ancak ciddi önlemler alınarak korunmadıkları takdirde gelecekteki Uluslararası Karadeniz Günlerinde sadece anılacak bir balık olacağını vurgulayarak, ilgili kamu kurumlarını, üniversiteleri ve balıkçıları mersin balıklarının korunması konusunda işbirliğine davet ediyorum" dedi.
 
Haberler 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.