Megalomanlık ve harp tarihi

Megaloman ne yapar? Kendisini eleştiriye kapar, eleştirileri kötü niyet ürünü diyerek kendi dışında bir nedene bağlar. Özeleştiri yapamaz çünkü kendi egosu özel, biricik ve kutsaldır. Dünya’da onun egosundan daha büyük ve kıymetli bir şey yoktur!
 
Hep haklı olduğunu düşünür. Her şeyi hak ettiğine dair güçlü beklentisi vardır. Özür dilemeyi bilmez, hatta özür dilemeyi yanlış görür. Empati yoksunudur, kendisi gibi olmayanı hemen ötekileştirir.
 
Kendi önemliliğine dair büyüklük duygusu taşır. Hayranlık ve önemlilik hissi ile egosu beslenir. Güç, başarı, zeki ve akıllı olmak ego idealidir. Çıkarına uymayan diğer insanları karınca gibi değersizleştirir. Megalomani üzerine, çıkarı için yalan söylemeyi, yalan propagandayı, kavga çıkarmayı doğal kabul eden habis özellikler de eklenebilir.
 
Zevkleri hep elitist olanlara, golf oynayanlara, zenginlerle birlikte özel olmaya çalışanlara, övgüyle beslenenlere, kendisini eleştirene hemen vatan haini diyenlere dikkat edelim.
 
Şehit aileleri ile empati yapamayanları, golf oynamaya bu kadar tepki verilmesini anlamayanları, üstelik eleştiri karşısında çıkarını kaybetme korkusuyla kolayca yalan söyleyebilen bu megaloman tipolojiyi iyi tanımalıyız.
 
Yukarda saydığım özellikler farkındalığı olmayan pek çok bencil insanda vardır. Zararı kendisine veya yakın çevresinedir.
 
Ancak şu anda dünyayı saran küresel finans krizinin açgözlü, doyumsuz megaloman şirket CEO’larının ürünü olduğunu gördükten sonra küresel bir narsisizm den söz etmek gerekir.
 
Diğer taraftan Türkiye’de terörün önlenememesinde sistemsel bir narsisizmin rolünü iyi anlamalıyız. Etnik ayrımcılık yaparak Kürt ve Arap ırkını değersizleştiren kibirli, etnik narsisist Türklere etnik megaloman diyemez miyiz? Bu ahlakın etkisinde kalmış askeri burokrasinin ayak sürçmelerine, muhalefetin bir türlü kendini tartışmaya açmamasına askeri ve siyasi megalomanlık diyemez miyiz?
 
İran sınırına baktığınızda kale gibi yapılmış İran karakollarını göremeyen,sınır güvenliğini sağlayamayan mesleki körlük ancak megalomani ile açıklanabilir.
 
Evet Türkiye’de sistem ve resmi ideoloji megalomani hastalığı ile malûldür. Her şeyi hakkı gibi gören Avrupa Birliğine girmeye karşı olan, hesap vermeyi kabullenemeyen megalomanları dalkavuk karekterler besler.
 
Bugün Türkiyemizde Silahlı Kuvvetlerin tartışılıyor olması iyiye işarettir. Silahlı Kuvvetlerimiz içindeki iyi niyetli iradenin farkındalığı böyle yükselir. Toplumun duruşu ile herkes kendi kurumsal sınırını bilir. Bir megalomana ‘Uçuruma gidiyorsun’ demek ona iyiliktir onu yıpratmaz. Megaloman generallere yanlış yapıyorsun demek onlara iyilik yapmaktır.
 
Harp tarihinde bunun örnekleri çoktur. Hatta askeri narsisizme ‘Bonapartizm’ denilir. Napolyon genç yaşta kırallığın devrilmesinde rol almış, Mısır ve Rusya’nın içlerine kadar ilerlemiş ama Waterloo da herşeyini kaybetmişti.
 
Napolyon’un (1769-1821) son 6 yılını İngiliz tutsağı olarak geçirip 52 yaşında ölmesi kendisine verdiği zararı gösteriyordu. Kısa zamanda bütün başarısını tükettiği gibi Fransa’nın bütün kazanımlarını da tüketmişti. Napolyon demokrat değil otokrat Cumhuriyetçiydi, despottu, kibirliydi, eleştirenleri yanında barındırmıyordu. Sıradan olmaktan korkuyordu ve Makyavelli’nin kitabını başucu kitabı yapmıştı. Son yıllarında halk desteğini kaybederek tahtından olmuştu.
 
Bugün bakıyoruz tarih tekerrür ediyor halk desteğini kaybetmeye başlamış bir ordumuz ve çürük elmaları temizlemek istemeyen, Ergenelon gibi kirli ilişkilere karşı tam bir tavır alamamış askeri bürokrasimiz var.
 
Harp Akademilerinde  Harp Tarihi ve Strateji dersleri okutulmuyor mu? Türkiyemizin zaman ve entellektüel enerjisini boşa harcayan, asli vazifesini unutup siyasetle ilgilenen ve laikliğe kafayı takmış, golf topundan başka şeyi görmeyen, terörün kök nedenini bile teşhis edemeyen, yeniliklere ve değişime ayak sürtenler ‘Bonapartist’ general bile olsalar ‘Hayır’ demeliyiz.
 
Her şeye rağmen doğrularda ısrar etmeliyiz. Evrensel temel ilkeler ve haklarda pazarlık yapmamalıyız. Terörle mücadelede otoriter çözümü arzulayan megalomanlar ancak böyle hizaya gelir. TBMM’ de eski siyasi alışkanlıkla hareket eden vekillerimiz şahsi ikballerini değil artık ülke ikbalini düşünmeliler. Bunun istemek hakkımız.

[email protected]

Haber 7

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.