Medresetüzzehra ve örgün eğitim

Tarihi seyri içersinde örgün eğitimin yaygınlaşması ile bilim ve bilim usulleri günlük yaşamın büyük bölümünü ele geçirdi. 

Dolayısıyla.. bilimin gereği düşünce avamın zihinlerini de işletmeye başladı. Bireye bir fikrin kabul ettirilebilmesi, sözkonusu fikrin bilimin araçlarıyla gösterilmesi gereğini ortaya çıkardı. 
 
Bilimin yöntemi olan, başta akıl ve mantık yollarının kullanılması, artık zorunluluk haline gelmiştir. Bir fikrin kabulü, fikrin ispat ve gösterimini zorunlu kılacaktır. Bunun için, her söz en az bir delile dayanmak durumunda kalacaktır. Bu delilin de işlenmesi, delilin evrensel bir doğruya, mantığın formulasyonunda yerli yerine oturmasına bağlı olacaktır. 
 
Bu durumun, örgün eğitim vasıtasıyla, halkın genelinde yer bulması eskiden ilim çevrelerinde tartışılan ve havassa mahsus kabul edilen tartışmaları, kitle iletişimin de gelişmesi dolayısıyla, her birey için bire-bir tartışılabilir hale getirdi. Bireyin tanık olduğu her tartışma için soru sorma veya söz söyleme imkanları oluştu. 
 
İnsanların birbirleriyle tanışması ile ve bilimin ve düşüncenin kitleselleşmesi sonucu bireyin sorgulama ve söz söyleme imkanları zihinlerin de özgürleşmesini bir olmazsa olmaz noktaya taşıdı. 
 
Özgür zihinler, özgür tartışmaları (ve de özgür sonuçları) getirdi. 
 
Özgürlüğün bireyi getirdiği bir sınır da konulmadığından her şey ve herkes hakkında sorgu ve söz söyleme de normalleşmeye başladı. 
 
Soruların ve sözlerin nihayeti, iman ve din üzerinde birikti. Elbette bu beklenecek bir sonuçtu; çünkü insan için en büyük merak imanın ve dinin esaslarıydı. Bireyin önce dinini sonra da imanını sorgulamaya başlamasıyla, insanlığın yeni dönemi damgasını vurdu. 
 
Bu yeni dönemde, birey, soru ve sorgulamanın parçası olduğu gibi söz söylemenin ve cevabın da parçası olacaktı. Buradaki yeter şart, bilimin getirdiği düşünce zeminini ve daha geride, mantığı ve gereği ispat ve göstermeyi kullanmaktır. 
 
Bu yolu kullanarak, artık soru, sorgulama ve sözler ilimden ve bilimsel dil kullanılarak gelecektir. Ayrıca, bireyin özgürleşmesiyle, fikrin nakle değil makûle bağlı olması beklenecektir.
(İnsanlığın buraya kadarki aşamaya ulaşmasında Batı medeniyetinin katkıları inkâr edilemezdir.)
 
İşte, bütün bu 'yeni birey' içinde, Allah'ın kitabı Kur'anı yeni bir dille tefsir etmek zorunlu olacaktır. Kur'anda: "Allah, ayetlerini apaçık gösterir", yani, ispat ve göstermeyi metod olarak kullanır. Buradan yola çıkarak, her bir hükm-ü Kur'anı, oluşan yeni bireye yönelik olarak göstermek gerekecektir. 
 
Bediüzzaman'ın bu yeni bireyi muhatap alan popüler dili, zamanın gereği ispat ve göstermeyi kuralları içinde kullanmak olarak ortaya çıkacaktır. Bu yeni dil, Kur'anın diline doğrudan dönmekle ve ispat ve göstermeyi her soru ve cevap içinde muhafaza etmekle olacaktır. 
 
Gerekli deliller de görünen ve bilinen tabiattan ve günlük hadiselerden verilecektir. Ayrıca, bireye seslenecek, birey olarak da bizzat 'kendi' (nefs) muhatap alınacaktır. Her soru ve sorgulama bireyden olduğu gibi, cevap ve söz de bireyin kendine olmalıdır. 
 
Böylece, karşıyı muhatap alan ve karşıyı yönlendirmek olan nasihat değil, bireyin özgürlüğünü esas alan zihni aydınlatıp (alternatifler oluşturup) sonucu bireyin üretmesini beklemektir. 
 
Bunun zihinsel eğitiminin de örgün ortamında en sağlıklı biçimde yapılabilmesi mümkün olmalıdır. Örgün eğitimden maksad, yakın yaş, zeka ve yetenek düzeylerindeki bireylerin bir teşrik-i mesai çerçevesinde fikir havuzu oluşturmalarını sağlamaları ve 'kendi'lerini bu bütünlük içersinden çıkarabilmeleridir. 
 
Medresetüzzehra'nın klasik medrese tarzının dışında, havassa mahsus ortamları örgünleştirmesi zamanın bir kurumu olmasını mümkün kılmaktadır. Böylece, her fikir efkar-i âmmenin havuzuna girecek, burada birikerek bir neticenin elde edilmesinde rolü olacaktır. 
 
Eğitimde demokrasi denilebilecek bu yaklaşım, Medresetüzzehra'yı, birey içindeki akıl ve kalp arasında, düşünce ve iman arasında büyük bir cazibe merkezi yapacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum