Medresedeydik, savaş çıkınca Bediüzzaman'la cepheye koştuk

Medresedeydik, savaş çıkınca Bediüzzaman'la cepheye koştuk

Birinci Cihan Harbi başlayınca Bediüzzaman hocalığı bırakarak, gönüllü alay kumandanı oldu. Bizlerde de isteyenler, onunla birlikte harbe iştirak etti.

RİSALEHABER

Van'da Bediüzzaman Said Nursi ile beraber Rus ve Ermenilere karşı savaşan Molla Münevver'in asıl ismi Mehmed Münevver Çetin'dir. Doğumu 1873 vefatı 16 Nisan 1971'dir. Bitlis vilâyetinin İsparit nahiyesinin Çirçak köyündendir. Vefat yıldönümünde rahmetle anıyoruz.

BEDİÜZZAMAN HOCALIĞI BIRAKARAK, GÖNÜLLÜ ALAY KUMANDANI OLDU

Molla Münevver, Said Nursi ile nasıl savaştıklarını şöyle anlatmıştı:

"Onbeş yaşında iken eski medrese usulü ile tahsile başladım. Beş sene kadar okuduktan sonra Birinci Cihan Harbinden önce Van'a gelerek Horhor'da talebe okutan Bediüzzaman'ın medresesine ben de dahil oldum. Birinci Cihan Harbi başlayınca Bediüzzaman hocalığı bırakarak, gönüllü alay kumandanı oldu. Bizlerde de isteyenler, onunla birlikte harbe iştirak etti. Ben kendileriyle, Gevaş ve Bitlis harplerinde bulundum.

BÜTÜN ARKADAŞLARIMIZ ŞEHİD OLDULAR

"Kış bastırmıştı. Her taraf kardı. Bitlis'te Üstad'la birlikte birkaç talebe kalmıştık. Bütün arkadaşlarımız şehid oldular. Geceleyin yüksek bir duvardan atlarken Üstadın ayağı kırıldı. O ızdırap anında katiyyen şikâyet etmiyor, "of" bile demiyordu. 36 saat soğuk, kar, çamur içinde bir dehliz içinde kaldık. İleride Rus nöbetçileri gözüküyordu. Nöbetçileri tek tek, dehlize çekip, hançerle gebertmek istedik. Üstad bize bir zarar gelmemesi için izin vermedi. Dehlizin üzerinden de Rusların seslerini işitiyorduk. Üstad sonra Abdülvahhap isimli arkadaşlarımıza, "Sen çeviksin, fırla git ve teslim ol, Ermenilerin eline geçme, biz de sonra teslim oluruz" dedi.

ÜSTAD HİDDETLENEREK, MÜSLÜMAN BİR TERCÜMAN GETİRMELERİNİ İSTEDİ

"Az sonra Ruslar gelerek bizi alıp kumandanlarının bulunduğu yere götürdüler. Kumandan Türkçe bilmediğinden, Ermenilerden bir tercüman getirdiler. Arkadaşımız Abdülvahhap da biraz Ruşça biliyordu. Ermeni tercümanın, Üstadın sözlerini yanlış aktardığını Üstada bildirdi. Bunun üzerine Üstad hiddetlenerek, Müslüman bir tercüman getirmelerini istedi. Az sonra Tatarlardan bir tercüman getirdiler.

RUS KUMANDANININ AŞİRETLER TESLİM OLSUN SÖZLERİNE CEVAP

"Rus kumandanı, Üstada "Siz tanınmış ve nüfuzlu bir kumandansınız. Aşiretlere birer mektup yazarak, gelip silâhlarını teslim etmelerini bildirin. Anlaşma yapalım. Yine buraları onlara bırakıp gideriz" deyince, Üstad cevaben, "Siz Ermenilerin silâhlarını toplayın, onlar bizim himayemize girsinler, o zaman sizinle anlaşırız" dedi. Rus kumandanı, "Bitlis ve Muş civarında 35 bin silâhlı Ermeni var. Bunların hepsinin silâhlarını toplamak imkânsızdır" dedi. Üstad hiddetlenerek, "Biz bunlara bu kadar hürriyet verdiğimiz halde, başımıza bu felâketi getirdiler. Çoluk çocuk dinlemeden katliâm yaptılar. Geri kalan insanları da, çeşitli desiselerle onlara kırdırmak mı istiyorsunuz? Bütün dağ-taş senin askerlerinle dolsa, bundan sonra Deliklitaş'ı geçemeyeceksiniz." (Deliklitaş, Bitlis'in batısında şehre girişten önce, sarp kayaların oyulmasıyla yapılan bir geçittir. Asfaltın 1971'de yapılmasıyla Deliklitaş da tarihe karıştı.)

"Daha sonra Üstadı Said isminde bir talebesini yanına almasına müsaade ederek, bizden ayırdılar ve Rusya'ya sevk ettiler."

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.