Hüseyin YILMAZ

Hüseyin YILMAZ

Meclis'in millete borcu, Çiller'e yargı yolunu açmaktır

Türkiye, Sabbah’ın Alamut Kalesi’nden farksız bir ülke. Haşhaşi’lere rahmet okutan Jitem-Ergenekon fedâîlerinin hedefinde gayrın bütünü var. Gayr, kendileri gibi düşünmeyenlerin tamamı, yâni milletin kahir ekseriyeti.

İşledikleri cinâyetler, beşer târihinin kaydettiği en şenî cinâyetler. Öldürmeyi zevk edinmiş bu iki ayaklı canavarları yetiştirip milletin hayat ve ırzına musallat eden merci: Devlet...

Türkiye’de devletin omurgası, ordu. Diğer hayatî uzuvları: CHP, bürokrasi, üniversite, yargı ve onlarla yaşıt basının bir cenahı. Ordu tarafından şamar oğlanına çevrilen sivil iktidarlara düşen, devletin arkasında işlediği cinâyetlere sütre ve peçe olmak. Sahnenin en hazîn, en aşağılatıcı rolü, zavallı sivil iktidarların.

Millet Meclisi, millî irâdenin tecelli ettiği mukaddes çatı değil; şahsında milletin haysiyet ve irâdesinin postallar altında çiğnendiği yer. Darbenin kendisinden daha kahredici olan, Meclis’in darbeci askerlere selâm durması ve dokunmaması. Evren’e, Cumhurbaşkanı muamelesi yapan Meclis, varlık sebebini kaybetmiş demektir. Evren ve şürekâsı ile 28 Şubatçıları yargılatmadığı müddetçe Meclis, milli irâdeyi temsil dâvâsını sırtında ağır bir yük gibi taşımaya mahkûmdur.

PKK ve Jitem İtirafçısı Abdulkerim Aygan’ın anlattıklarını tüyleri ürpermeden dinlemek kabil mi? Buna kabil olmak için canavar olmak da yetmez, Jitem’ci olmak gerekir. Her türlü işkence ve zulmü revâ gördükleri kurbanlarını ya paslı tellerle boğan, ya da enselerine kurşun sıkarak öldüren devlet maskeli bu derin devlet fedâîlerini memlekette bilmeyen, duymayan tek merci hazindir ki, sadece Meclis kaldı. Davos çıkışını takdirle karşıladığım Başbakan’ın JİTEM hususunda tek kelime söylememisi, kabul edilebilir mi? PKK’yı kurup teşkilatlandıran ve devamından fayda umman derin devletin varlığını bu saatten sonra inkâr etmek kabil olmadığına göre, üzerine gitmek için beklenilen ne?

Taraf Gazetesi’nden Neşe Düzel’e verdiği mülâkatta JİTEM ile ilgili ifşaatlarda bulunan Diyarbakır Barosu’nun eski başkanı Sezgin Tanrıkulu’nun hayatı çok mu ucuz? Nâmuslu her insanın haysiyet borcu, gerektiğinde hak ve hakikate hayatını fedâ etmek değil mi? İnsanları, hunharca katleden seri katiller kadar cesur olmayan insanın nâmus dâvâsı yalanların en rezili. Nâmuslular da en az nâmussuzlar kadar cesur davranmadıkça bu memleketin yaşanılır olması mümkün değildir.
Neşe Düzel soruyor:

“JİTEM tarafından işlenen faili meçhul cinayetlerin soruşturulmasını ve dâvâ açılmasını kim engelliyor?”

Bu sualin muhtemel cevapları arasında olmaması gerekenler, listenin birinici sırasında yer alıyorlar. İşte Tanrıkulu’nun cevabı:

“Somut bilgiler verdim size. Genelkurmay Başkanlığı engelliyor. Yıllar içinde tek tük savcılar çıkmış faili meçhulleri araştırmaya çalışmış ama soruşturma dosyaları Genelkurmay’da birikmiş. Şu anda JİTEM’le ilgili temel mesele Genelkurmay’ın JİTEM’in açığa çıkmasını önlemesidir.”

Bu dehşetengiz cevabı ileriki dakikalarda aşağıdaki sual ve cevabı tamamlıyor:

“Kim koruyor faili meçhul cinayet işleyenleri?

“Jandarma ve JİTEM mensuplarının soruşturulması iznini vermeyerek Genelkurmay koruyor. Yapabilecekleri soruşturmayı bile yapmaktan kaçınan yargı makamları koruyor. Zaman aşımı sürelerini değiştirmeyerek siyasetçiler koruyor. Bu infazlar nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidiliyor ve Türkiye devleti yaşam hakkını korumadı diye çok ağır para cezaları ödemek zorunda kalıyor ama adalet sağlanamıyor. Çünkü adalet bir olayın sorumlularının bulunup yargılanmasıdır. AİHM, katillerin kimler olduğunu göstermiyor. Katilleri bulmak Türk yargısının işi. Fikri Özgen 73 yaşında kaçırıldı ve on yıldır hâlâ bulunamadı.”

Derin devletin tabiî unsurlarının başında yer aldığı isnadları sağır sultanın bile malumu olmuş Genelkurmay ve yargı şöyle dursun, ama Başbakan Erdoğan ve ekibine söyleyecek bir çift sözümüz var:

Millet’in hayat ve haysiyetini meclis ekseriyeti ile bile koruyamayacaksanız, hamaset dâvâsından vazgeçiniz. Yaşlı Peres’e posta koyarak millet ve İslâm dünyâsının takdirini kazandınız. Türkiye’yi Ortaçağ’a mahkûm eden bu derin devlet çukurlarını da korkusuzluğunuzla doldurunuz ki, samimiyetiniz hakkın da tescilini görsün. Yapmanız gereken ilk iş, işledikleri hunharca cinâyetlerin yanlarına kâr kalması için karanlık köşelerde ellerini uğuşturarak “zamanaşımı” denen müddetin dolmasını bekleyen câniler sürüsünün ümidlerini boşa çıkarmak ve zamanaşımı maskaralığını sonsuza kadar uzatmak olmalı. Bunu yapmadığınız takdirde, sadece dünyâda vicdan azabı çekmekle kalmayacak, âhirette de cânilerin hâmîsi vasfıyla Cehennem’e müstehak olacaksınız. Sizleri ehl-i îmân biliyoruz, öyle olduğunuzu gösteriniz…

Seleflerinizden olan ve suret-i insan taşıyan Adnan Ekmen isimli mahluk, yıllarca taşıdığı vicdan azabının ağırlığı altında soluk alamaz hâle gelince, bilmecburiye Güçlükonak katliamının devlet ve JİTEM’in işi olduğunu kusmak zorunda kaldı. Eldeki bilgilere göre, Güneydoğu’yu Cehennem’e çeviren Jitem cinâyetlerinin zirve yaptığı devir, Tansu Çiller devridir. Sözde demokrat bu bayana yargı yolunu açmak, Meclis’in haysiyet borcudur. Genelkurmay ve JİTEM fedâîlerine diş geçiremeyen Meclis, hiç değilse Çiller ve bölge cinâyetlerinin şube müdürlüğünü yaptıkları Ağar’ın ifadesiyle vuzuha kavuşan OHAL valileri Hayri Kozakçıoğlu ile Ünal Erkân’a yargı yolunu açmalı… Aksi takdirde son zamanlarda Genelkurmay’ın şu veya bu ölçülerde ziyaret ve temaslarla müdahil olduğu Ergenekon dâvâsına bağlanan ümidler hebâ olacak ve milletin bahar ümidleri yerini kışın hüznüne bırakacaktır..

Demokrasi ve demokratik sistemi yeryüzündeki çok milletten daha fazla hakkeden bu vatanın mazlum insanlarını Derin Devlet ve JİTEM’in insafına terketmek, başkalarına yakışsa bile, Erdoğan ve ekibine yakışmaz. Yakışmaz, çünkü onları ehl-i imân biliyoruz. İman ehli olmanın birinci vasfı, mazlumlara merhamet ve şefkat göstermektir; zâlim ve cânilerden korkarak susmak, hele hele taraf çıkmak değildir. Millet âcil iki adım bekliyor: Birincisi, Çiller ve OHAL valilerine yargı yolunu açmak; diğeri “zamanaşımı” müddetini sonsuza kadar uzatmak. Ak Parti bu iki adıma atarak milletin gönlünde taht kurabilir. Bekleyip göreceğiz…
 
[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.