Meclis sadece kadını erkek erkeği kadın yapamaz

Milletvekili olmak için aranan şartlar neredeyse ‘okuma-yazma bilmek’ ile sınırlıdır; sınırsız gibi bir şey... Doğrusu da budur: Bir ülkede herkesi ve her eğilimi temsil eden bir parlamento ancak böyle geniş tutulmuş bir insan kaynağından oluşabilir. 

Yasada bulunmayan kısıtlamalara tâbi bizim Meclis... Herhangi bir sebeple etek giyemeyen veya başını açamayan kadınlar ile kravattan hoşlanmayan erkekler, milletvekili seçilmiş olsalar bile, Meclis’te görev yapamıyor. Yaz-kış farketmiyor; tek tip giyinmiş kadın-erkek milletvekilleriyle toplanıyor Meclis...

Seçilmiş kadın milletvekillerinden birinin protezli bacağı uygulanan yasağın kadınlara dönük yüzünde ciddi bir sakıncayı herkesin gözüne soktu ve “Neden pantalonlu olmasın?” sorusunu gündeme getirdi. Kadın üyelerin Meclis’e isterlerse pantalon giyerek gelebilmesine izin veren bir düzenleme arayışı, doğal olarak “Neden kravatsız olmasın?” veya “Neden başörtülü olmasın?” sorularına yol açtı.

İşte ben de soruyorum: Neden olmasın?

Meclis’in mehabetine gölge düşürmemek şartıyla giyim kuşamı sınırlandırmanın herhangi bir sebebi bulunmuyor. Erkek milletvekillerinin kravatsız, kadınların pantalonlu görev yaptığı parlamentolar var dünyanın başka demokrasilerinde; kadınların başörtüsü taktığı toplumlarda başörtülü milletvekilleri de...

O ülkelerdeki parlamentolar bizim TBMM kadar mehabetli; çeşitlilik yüzünden mehabetlerine gölge düşmüyor.

Değişiklik arzusu pantolonla sınırlı kalmayıp verilen bir önergeyle başörtüsüne de uzanınca Meclis karışıverdi. CHP zihniyetinin yasakçılığı malum da Ak Parti’nin tavrı hayli çekingen... Anayasa hukukçusu bir milletvekili “Başörtüsü yasak değil ki” gerekçesini dillendiriyor haklı olarak, ama etrafına baktığında gördüğü başörtüsüz manzara fiili durumun farklılığını ona da hissettiriyor olmalı.

Herhalde parti kapattıran özelliği yüzünden konudan uzak durmaya çalışıyor Ak Parti...

Türkiye’de ‘başörtüsü’ 12 Eylül (1980) darbesi sonrasında sorun haline geldi; askeri hükümetin başbakanının çıkardığı bir ‘kılık-kıyafet genelgesi’ ile... YÖK, o genelgeyi yüksek öğretim kurumlarına da yaygınlaştırdı sadece. Genelge yürürlükten kaldırılmadığı için sürüp gidiyor yasak... Yoksa ne yasalarda ne de Meclis İçtüzüğü’nde kılık-kıyafeti sınırlayıcı herhangi bir madde yok...

Başbakanlık 1980 sonrasında çıkarttığı genelgeyi yürürlükten kaldırsa yasak da kendiliğinden kalkacak, ‘başörtüsü’ parti kapattıran bir ‘lâiklik sembolü’ olmaktan çıkacaktır.

Yeter mi bu? Başka bir ülkede olsaydı yeterdi, ama burası Türkiye, burada özgürlükçü adımlar atılırken her türlü karşı girişime hazırlıklı olmak gerekir. Bu sebeple de milletvekillerinin nasıl giyineceklerini İçtüzüğe açıkça yazmak şart...

Erkek milletvekilleri kravatsız da bulunabilmeli mi genel kurulda? Kadınlar tayyör-etek dışında pantalon da giyebilmeli, başörtüsü takabilmeli mi? Evet, evet ve evet... Meclis totaliter rejimlerin olağanüstü disiplinli parlamentolarına hiçbir zaman benzememeli. Değişimi pantalonla sınırlamamalı, ya da başörtüsü çekingenliği yüzünden ondan da vazgeçmemeli; kılık-kıyafette güne ve iklime daha uygun özgürlükçü bir tavır benimsenmeli.

Yeni anayasa yasakların hakkından gelecek ya, isterseniz ‘başörtüsü’ yasağını anayasaya bile bırakmadan basit iki fırça darbesiyle şimdiden ortadan kaldırabiliriz.

Star

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.