Mana nur ve hikmet hayatımıza hâkim olsa...

Kainatta inayetin timsâli olan hikmet her şeyde en kolay en kısa en selâmetli en hafif en güzel sureti istiyor.

Suret kalınlaştıkça madde inceliyor. Madde ne kadar karmaşık ve ağır olur ise mükemmel bir manayı taşıması da o kadar zor oluyor.

Mesela ruh cesede hükmedendir ve cesetten daha kavidir. Ceset her an inkıraza maruz iken ruh Cenab ı Hakkın ibkâsı ile bâkidir.

Ruhun besâteti olduğu gibi onun gılafı dahî latiftir. Manası kuvvetli olanın maddesi zayıftır. (Asr ı Saadeti bir de bu nazar ile tetkik edebiliriz.)

Kitapta yazan ve çoğumuzun çok zaman okuduğu bu bilgi ile ne yapacağız?

Bu bilgileri sadece ilmî doneler olarak bilip kabul etmek bizim için kâfi mi yoksa bu ilimden gelen bir nur hayatımıza hâkim olup bizi ve yaşadığımız mekanları ve çevremizdeki insanları ve en nihayet âlemin rengini değiştiremez mi ve değiştirecek kuvvette değil mi?

Emirdağ Lahikasında Risale-i Nur’un bu asrın insanını mesud edebilir kabiliyette olduğu açıkça yazıyor. Tevile gerek olmayan fakat “madem Risale-i Nur’u -zannımızca- hayatımızın baş köşesine koyuyoruz neden mesud değiliz” konusu üzerinde ciddi çalışmamızı zorunlu kılan bir cümle. Acaba saadetin tanımı konusunda mı hataya düşüyoruz yoksa Risale-i Nur ile nasıl ve ne surette mübaşerette bulunacağımızı anlamak ve derk etmek ve tatbik etmekte mi aciz kaldık...

Madem mana esastır ve madde onun hizmetkârıdır hayatımızda madde ile mana dengesini bir tetkik etsek. Ne kadar madde ile dünyamızı doldurmuşuz ve bu maddeler hangi manaya hizmet ediyorlar?

Hayatımızın manası ağır ve ciddi, maddi ciheti ise hafif mi? Suretleri ağırlaştırmak maddeyi öne çıkarıp kemiyeti arttırmak bize nelere mâl oluyor?

İnsâniyetimize ve İslâmiyetimize hizmetkâr olması arzu edilen maddeye biz mi hizmet etmeye başlamışız?

Korunması ve sürdürülmesi ciddi maddi kaynak gerektiren kurumlar böyle bir asırda îmanımıza Kur’anımıza ne kadar hizmet ediyor ve onları koruma çabası en büyük vazifemizin bulunduğu dar daireden bizi nasıl da âdeta savuruyor...

Bir hüküm çıkarıp konuyu bir yere bağlayacak veya bir düşünceyi ille kabul etmenizi talep edercesine size dayatacak değilim. Sadece bu sorular üzerinde düşünebiliriz diye ümid ediyorum. Ve bu düşüncelerin düşüncede kalmayıp hayatımızın bütününe sirayet eden bir tefekkür nuruna ulaşmamıza vesile olmasına dua ediyorum...

İçinde boğulduğumuz madde ve maddi meseleler ve bakmamamız gerekirken kendimizi orta yerinde bulduğumuz zalimlerin satranç oyunları ve daha çok zulmetlerden bizi sâhil i selamete çıkartacak Nur’dan başka bir şey olabilir mi? 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.