Kutlu Doğum etkinliğine binler katıldı

Kutlu Doğum etkinliğine binler katıldı

Mersin Müftülüğü'nce Tevfik Sırrı Gür Stadyumu'nda 'Kutlu Doğum' etkinliği düzenlendi. Etkinlik rüzgar nedeniyle erken bitti.

Abdullah Biçer'in haberi

Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr.Mehmet Görmez, insanların kardeşlik duygularını yavaş yavaş unutmaya başladığını belirterek, "Bizim hem Müslüman olarak hem millet olarak hem de insan olarak kardeşlik mefhumunu yeniden daha güçlü bir şekilde"...Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, insanların kardeşlik duygularını yavaş yavaş unutmaya başladığını belirterek, "Bizim hem Müslüman olarak hem millet olarak hem de insan olarak kardeşlik mefhumunu yeniden daha güçlü bir şekilde gündeme getirmemiz, konuşmamız, anlamamız gerekiyor" dedi.

Binlerce kişinin izlediği etkinliğe Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in yanı sıra Vali Hasan Basri Güzeloğlu, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Erol Ertan da katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan etkinlik, İstanbul Süleymaniye Camii İmamı Ekrem Nalbant, Kadıköy Zühtü Paşa Camii İmamı Adem Karabey ve Mersin Palamut Camii Müezzini Bilal Ömeroğlu'nun Kuran-ı Kerim'i okumasıyla devam etti. Kardeşlik temasının işlendiği sinevizyon gösterinin ardından Konya Musiki, Sema ve Mevlevi Kültürünü Araştırma Derneği Tasavvuf Müziği Topluluğu'nca ilahi dinletisi sunuldu. Sema gösterisi ise şiddetli rüzgar muhalefeti nedeniyle yapılamadı.

Bazı programları fırtına dolayısıyla kısa tutulan etkinlikte konuşan Mersin Müftüsü Ali Melek ile Vali Hasan Basri Güzeloğlu, Hz. Muhammed'in güzel ahlakından söz ettiler. Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr.Mehmet Görmez, Kutlu Doğum Haftası'nın, peygamber sevgisinin bilgiye ve bilinçli davranışa dönüştürülmesi için çeyrek asırdan bu yana kutlandığını kaydederek, "O'nun doğumunu anlamak, biz müslümanlar olarak varlığımızı anlamak demektir. O'nun doğumunu anlamak yer yüzünde yaradılış gayesinin sırlarını anlamak demektir. O'nun doğumunu anlamak yer yüzünde hayatın nihai anlamını bilmek ve anlamak demektir. Onun için 'anmaktan-anlamaya' diyoruz ve bu Kutlu Doğum Haftalarını sadece bir Şölen olarak değerlendirmek asla doğu değildir. Doğru olan yüreklerinizde var olan o muhteşem sevgiyi bir bilgiye dönüştürmek, onu davranışlarımıza dönüştürmek, O'nun gibi doğru olmak, O'nun gibi dürüst olmak, O'nun gibi iyi bir evlat olmak, O'nun gibi iyi bir baba olmak, O'nun gibi iyi bir eş olmak, O'nun gibi iyi bir komşu olmak, O'nun gibi iyi bir dost olmak, O'nun gibi iyi bir kul olmaktır. Asıl olan budur, bu gayeden Allah bizi hiçbir zaman uzaklaştırmasın" diye konuştu.

Yürekleri tükenmiş insanların dünyasında yaşadığımızı söyleyen Görmez, yürekleri tükenen insanlığın, Peygamber Efendimizin rahmet yüklü mesajına ihtiyacı bulunduğunu dile getirerek, "Bugün yer yüzünde en büyük açlık, en büyük kuraklık sevgi açlığıdır, yürek kuraklığıdır, gönül kuraklığıdır. O'nun rahmet yüklü mesajlarına hepimizin, sadece biz müslümanların değil, bütün insanlığın ihtiyacı var. Bu sene 'Kardeşlik, kardeşlik ahlakı, kardeşlik hukukunu işliyoruz. Bizim hem Müslüman olarak hem millet olarak hem de insan olarak kardeşlik mefhumunu yeniden daha güçlü bir şekilde gündeme getirmemiz, konuşmamız, anlamamız gerekir. Zira insanlık aynı topraktan yaratıldığını unutuyor. İnsanlar bir birini hor ve hakir görebiliyor. İnsanlık, her insanın Allah'ın en yüce eseri olduğunu, her insanın Allah'ın en büyük ayeti olduğunu unutuyor. İnsanlık kardeş olduğunu unutuyor, bir birine hep tepeden bakıyor. Onun için bütün insanlığın aslında yeniden İnsan kardeşliğini konuşmasına ihtiyacı var ve elbette bütün insanlığa kardeşliği anlatacak en büyük varlık Hz. Muhammed'tir" dedi.

Gelinen noktada Müslümanların da kardeş olduğunu unuttuğunu vurgulayan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü:

Okunan ayetlerde Yüce Rabbimiz, ancak kardeş olduğumuzu buyurmaktadır. Müminler arasındaki ilişkiyi en güzel ifade eden kelime 'müminler ancak kardeştir' kelimesidir. Aynı ayetler, kardeşlik duygularının zedelendiği Müslüman toplumların içinde ateş dolu olan bir çukurun kenarında yaşayan bir topluluğa benzetir. Öyleyse ateş dolu çukurun kenarından kurtulmak için sevgili peygamberimizin bize kardeşlik ilişkileri ile anlattığı bütün ilkelere sahip çıkmamız gerekiyor. İman kardeşliği, islam kardeşliği sıradan bir kardeşlik değildir. Bizim kardeşliğimiz soy, sop, ırk, renk temelli bir kardeşlik değildir. Bizim kardeşliğimiz çıkar, menfaat temelli bir kardeşlik hiç değildir. Bizim kardeşliğimiz erdem ve fazilet temelli Allah'ın rızası temelinde bir kardeşliktir. Onun için kardeş kardeşe zulm etmez, kardeş kardeşe tepeden bakmaz, kardeş kardeşi üzmez. Biz aynı tarihi, aynı kültürü, aynı coğrafyayı paylaşmaktan, aynı toprağı vatan kılmaktan, aynı acıları, aynı sevinçleri paylaşmaktan kaynaklanan bir başka kardeşliğimiz var. Her türlü ırkçılığı, her türlü ayrımcılığı, her türlü mezhepçiliği red etmek, müslüman olmanın en temel gereklerinden bir tanesidir. Etrafımızdaki islam dünyasında olup bitenleri hep birlikte ibretle izliyoruz. Yanı başımızdaki Suriye'deki komşularımızın nasıl bir hale geldiğini, kardeşin kardeşe nasıl silah çektiğini, nasıl zulmettiğini hepimiz görüyoruz. Yüce rabbimiz müslümanları bu tür haksızlıklardan, bir birlerine zulmetmekten uzak kılsın diye dua etmekten başka çaremiz yok. Tarihte yaşadığımız ortak acılarımız olabilir, ancak o acıları sürekli bugüne taşıyarak bir birimize hesap sormamız doğru değildir. Yapılacak en güzel işlerden birisi unutmak ve bağışlamaktır. Çocuklarımızın geleceğini düşünmek için buna ihtiyaç vardır. Tıpkı Hz. Yusuf'un kendisini kuyuya atan kardeşlerine dediği gibi, her mümin kendi mümin kardeşine affedici olmak zorundadır."Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, konuşmasının ardından stadyumu dolduran kalabalığa gül dağıttı.

Haber7