Kurban ve Ramazan bayramlarının o gün kutlanmasının dinde bir kaynağı var mı, yoksa asırlar sonunda bu haliyle gelenek mi oldu?

Kurban ve Ramazan bayramlarının o gün kutlanmasının dinde bir kaynağı var mı, yoksa asırlar sonunda bu haliyle gelenek mi oldu?

Resulullah (s.a.s) Medine'ye hicret ettiği zaman, Medinelilerin eğlenip neşelendiği iki bayramları vardı.

. Hz. Peygamber (s.a.s) Medinelilere özgü olan, cahiliye izleri taşıyan bu bayramların yerine bütün Müslümanların sevinip eğleneceği İslâm'ın iki bayramını onlara haber verdi:

"Allah Teâlâ size, kutladığınız bu iki bayramın yerine, daha hayırlısını, Ramazan bayramı ile Kurban bayramını hediye etti." (Sünen-i Ebû Dâvud, Salat, 239).

Bayram, Ramazan çıkıp bayramın başladığı Şevval hilalini görmekle, havanın bulutlu olması durumunda da Ramazan'ı otuz gün tutmakla başlar. Ramazan'ın yirmi dokuzunda hilal görünürse, ertesi gün Şevval'in biridir ve bayram yapılır. (Sünen-i Ebû Dâvud, 3/306).

Kurban Bayramı da Zilhicce ayının onuncu gününde olur. Ramazan bayramı üç gün, Kurban Bayramı dört gündür.

İlk Kurban Bayramı:

Peygamber Efendimiz (s.a.s), Zilhiccenin dokuzunda Sevik Gazasından dönerek Medine'ye kavuşmuştu. Ertesi günü, yani Zilhicce'nin 10. günü Müslümanlarla birlikte namazgâha çıktı. Ezansız ve kametsiz olarak iki rekât Kurban Bayramı namazı kıldırdı. Namazdan sonra bir hutbe irâd etti. Bu hutbelerinde, kurban kesmelerini Müslümanlara emretti. Kendileri de iki kurban kesti.

Satın aldığı semiz, boynuzlu beyaz koçtan birini keserken, "Allah'ım! Bu senin birliğine ve senden bana gelenlere şehâdet eden bütün ümmetim namınadır." dedi.

İkincisini keserken de şöyle buyurdu:

"Allah'ım! Bu da, Muhammed ve Muhammed'in ev halkı içindir." Bundan, kendileri, ev halkı ve yoksullar yediler. (Sîre, 3/58-59; Tabakât, 2/33)

İslâm'da ilk Kurban Bayramı budur!

İlk Ramazan Bayramı:

Ramazan orucu, Kıble'nin Kâbe tarafına çevrilişinden bir ay sonra, Peygamberimiz (s.a.v.)'in Medine'ye hicretinin 18. ayının başlarında, Şaban ayında farz kılındı. Bu hususta indirilen âyetlerde meâlen şöyle buyruldu:

"Ey îmân edenler! Oruç, sizden evvelki ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı; tâ ki günahtan sakınıp takvâya eresiniz. O Ramazan ayı ki, insanlara doğru yolu gösteren, apaçık hidâyet delillerini taşıyan ve hak ile bâtılın arasını ayıran Kur'ân, o ayda indirilmiştir. Kim bu aya erişirse orucunu tutsun. Bu ayda hasta olan veya yolda bulunan, tutamadığı günler kadar, başka günlerde oruç tutsun. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Tâ ki güçlük çekmeden oruç günlerinizi tamamlayın, sizi doğru yola iletmesinden dolayı Allah'ı tekbir ve tâzim edin; böylece Onun nimetlerine şükretmiş olursunuz." (Bakara, 2/183, 185)

Şevvâl hilâli görülüp, sabahleyin güneş yükselince, Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.s) oruçlarını açmalarını ve bayram namazına çıkmalarını Müslümanlara emretti. Sonra da onlarla birlikte bayram namazı kılmak üzere namazgâha çıktı. Hutbeden önce, ezânsız ve kametsiz olarak cemâatle bayram namazı kılındı...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.