Kur’an’dan Risale-i Nur perspektifinde günümüze mesajlar

Önce başlamak

Çağımızın özel bir karakteri var. Teknolojisiyle birlikte insanlarının özgürlük anlayışlarında eski çağlara oranla belli bir noktaya gelmesi de bu karakterinin belirginliğine hız verdi. Sırf bu yüzden çağımızın eski çağların kriterleriyle değerlendirilmesi halinde yanlışlara kapı açılacağı ise kesin gözle bakılabilir.

Her zamanın bir hükmü var. Zamana hükmedense çağın her türlü fikir bombardımanına yenik düşmeyendir. Yalnızca insan zorbaları değil, yapıları ve geldikleri nokta itibariyle çağlar bile dayatmalarda bulunabilir.

Kur’an çağlar üstü bir değere sahip. On beş asır önce hangi yenilikleinsanlığa ne tür bir açılım sağlamışsa, her çağdaolduğu gibi içinde bulunduğumuz çağda da bunu yapmış ve yapmaktadır.

Nitekim çağımızda, İslam’ın çağın gereğine göre daha değişik çeşniyle anlaşılıp hayata geçirilmesine ufuk açan Risale-i Nur’un Kur’an’ın bir mucizesi olarak gözükür olması, artık sayılı insanların farkındalığından çıkmış,birvakıaolarak kitlelere mal olmuştur. Risale-i Nur, çağımızda Kur’an medeniyetinin yeniden inşasının müjdesini vermektedir; Risale-i Nur neredeyse bin yıla yakın bir durgunluktan sonra Kur’an’ın yeni açılım ve bakış açısıyla insanlığa umut olmaya başlamıştır. Risale-i Nur’un yaptığı yeni bir insan inşasıdır.

Elbette önce kafalar değişmelidir. Eski köhnemiş fikirler yerine yalnızca hakikatlere açık fikirlerin gelmesine zemin hazırlamak gerekir. İnsan daha detaylı çözümlenmeli ve hayat daha ufku açık bir bakış açısıyla ele alınmalıdır. Özellikle hayatın bu kısacık dünya hayatıyla sınırlı olmadığı, çağımızın özelliğine uygun yeni bir anlayışla duyurulmalıdır.

Bu konuda, az zamanda çok büyük mesafe alındığı ise bir gerçektir. Yanlış yönlendirmelerle çağımız insanına maddî ve manevî çok şeyler kaybettirdiğiyle tescillenen günümüz Batı kaynaklı medeniyeti, çaresiz kalmış ve çoktan kendini iyileştirecek arayışların içine girmiştir.

Artık Kur’an medeniyetinin gündeme gelip oturması zamanı çoktan gelmiştir. Bunu da Risale-i Nur gibi dev eser aracılığıyla yapılmasının gerektiği gün ışığına çıkmıştır. Fikir bazında da olsa gerek ülkemizde gerekse dünyada bu vakıanın seslerini duyuyoruz. Elbette fikir, inşa hareketinden önce gelir. Amaca kilitlendikten sonra medeniyet inşası kolay olur.

Risale-i Nur elbette Kur’an’ın malıdır, günümüze bir armağanı olması yanında ilk inişinden kıyametin kopmasına kadar süregiden tevhit yolunun çağımıza ilişkin bir uzantısıdır. Risale-i Nur da öyle bölgeselbir tamirata değil topyekûn insanlığın ihtiyaçlarını gidermeye yoğunlaşan bir programdır. Batı medeniyetine karşı gelen yeni, yani Kur’an medeniyetinin programıdır.

Risale-i Nur öyle diğer tefsirler gibi Kur’an’ı baştan başlayıp sona kadar devam eden bir tefsir türünden değildir. Bu açıdan geleneksel tefsirden ayrılır. O günümüze temas eden ayetlerin yine günümüze uygun bir bakış açısıyla tefsiridir. Böylelikle diğer tefsirlere de saygı duymaktadır. Mucize olmasının bir gereği olarak mademki Kur’an her çağa ayrı ayrı bakar, çağımıza bakan ayetleri de Risale-i Nur kapsamında olanlar noktasından bakıp değerlendirmek gerekir.

Risale-i Nur’un doğrudan Kur’an’dan aldığı ayetler ne kadardır?

Bu konuda başka araştırmalara ihtiyaç bırakmayacak şekilde çalışma yapan âlim ve Risale-i Nur gönüllüsü Abdülkadir Badıllı’nın “Risale-i Nur’un Kudsî Kaynakları” adlı detaylı kitabı önem arz eder. O yalnızca ayetleri değil hadisleri de araştırmış ve hepsini bu kitapta toplamıştır. Biz de ona sağlık ve ömrüne bereket dileyerek ve Risale-i Nur eksenli araştırmalarından ötürü kendisini tebrik ederek, kametimiz nispetinde bu kitaptan yararlanmaya çalışacağız.

Risale-i Nur’da tekrarsız altı yüz yirmi altı ayet ya da ayet tomarı vardır. Elbette bu ciddi bir yekûndur; aşağı yukarı Kur’an’ın onda biridir. Aslında doğrudan ele alınmayıp konulara teması itibariyle mana yönünden değinilen ayetler de çoktur; ancak ne adı geçen eser sahibi bu yola girmiş ne de biz gireceğiz.

Mademki bu ayetler, medeniyetimizin inşası için temel kaynaklardır; Risale-i Nur’un ışığında onlardan daha çok istifade etme imkânı var demektir. Risalelerdeki açılımları orijinaldir; diğer tefsirlerde bu tür izahları görmek imkânsız gibidir. Bediüzzaman çağlar üstü bir fikir hamulesiyle asıl muhatap olduğu kaynak Kur’an olmuştur. Çağın hatalı algılardan uzak bir psikoloji içinde Kur’an’ın ayetlerine bakıp yorumlamıştır. Bu açıdan bu ayetlerin mesajlarını daha yakından ve daha farkındalıklı almak önemlidir.

Risale-i Nur’da olan ayetlerle nasıl bir çalışma yapacağız ve bu fikir nereden doğmuştur?

Bu fikri yine dostum araladı. Kur’an medeniyetinin geniş mahfillerde konuşulduğu bir ortamda, Risale-i Nur’da geçen ayetlerin ele alınmalarının son derece faydalı olabileceği üzerinde duruldu. Bir deneme üslubunda kompoze edilerek yeni bir bakış açısıyla gündeme getirmenin hem orijinal bir çalışma olması hem de Kur’an’ın günümüze olan mesajlarını daha etkin bir şekilde anlama açısından ilginç olacağı fikri ortaya çıkmış oldu.

Dostum iyi projeci ve yönlendirici… Önce bir ütopya gibi geldi bana ama biraz fikir yürütünce bu işin en azından bana çok faydası dokunacağına inandım. Gerçi kendimi bu konuda yetkin kabul etmiyorum. Başlamak ve başarılabildiği kadarıyla yetinmek ise her işin karınca misali… Dostuma bir kez daha böylesi bir fikrin uygulanmasına sebep olduğu için teşekkür eder ve daha nice açılımlara vesile olmasını dilerim. 

Nasıl mı olacak? Yukarıda ismini verdiğim kaynak bizim rehberimiz olacak. Ayetler Sözler’den başlamak üzere seçilecek. Her ayet ya da ayet tomarı, Risale-i Nur perspektifinde ve ulaşılan diğer kaynaklar desteğinde bir deneme üslubunda değerlenecek. Risale-i Nur’un bakış açısıyla diğer tefsirlerin bakış açıları arasındaki farkı da okuyucular fark ederek belki kendilerince bir kıyas da yapabileceklerdir.

Ayetlerin ne kadarına nasıl bir açılım kazandırılacağına ve sonuçta nasıl bir çalışma ortaya çıkacağına şimdiden karar vermek biraz erken.Her şeyin başı çalışmak olduğuna göre bismillah deyip başlamaktır önemli olan. Altı yüz yirmi altı ayetin her birine yoğunlaşmak uzun bir çalışmayı gerektirebilir. Sanırım kendimize göre bir seçim yapmak zorundayız. Belki de risalelerin yoğunlaştığı ayetler bizim hedefimiz olabilir.

Bu çalışma Kur’an’ın tazeliğini muhafaza ettiğini göstereceğine de inanıyoruz. Üstelik Risale-i Nur’un bakış açısıyla ele alınacak ayetler, Kur’an’ın çağa uygun bir tefsir orijinalliğini de gözler önüne serebilecek.

Aslında Risale-i Nur’un bütünü araştırmalara açıktır. Bakir alanları o denli çok ki! Bazen her konusu ve bazen de her kelimesi yetkin ve düzeyli bir araştırma bekliyor.

Risale-i Nur’un büyük kitlelerce anlaşılıp özümsenmesi en büyük dileğimizdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum