Kur’an’daki Muhammed asm 3 - Peygamberlik görevi ve ona verilenler

Allah, peygamber’lik görevi gereği Resulünü bütün Kur’an boyunca olaylar karşısında nasıl bir tutum takınması gerektiği konusunda yönlendirir. Farklı olaylar, farklı muhataplara hitap eder.

Müşriklerin tepkisini ona şunları söyleterek tahfif eder. “De ki peygamber olarak ilk insan ben değilim ki (sanki peygamber olduğumu söyleyen ilk insan benmişim gibi nedir bu tepkiniz?) Dünya hayatında benim ve sizin başınıza neler geleceğini bilemem. Ben sadece bana ne vahyedilirse ona uyarım. Çünkü ben açıkça uyaran bir elçiden başka bir şey değilim.”

Peygamberlik görevinin her safhası farklılık gösteriyor. İnşirah suresi peygamberlik gibi çok çok ağır bir görevi üstlenecek olan Peygamberimizin bir nevi dayanıklılığını artırmak için Allah tarafından bir muameleye tabi tutulmuştur. Yani bir nevi direnci yükseltilmiştir. Yıldırım, “ çok ağır olup onun belini çatırdatan risalet ve tebliğ meşakkati Allah’ın ihsanı ile hafiflemiştir, bütün Müslümanlara da bu sure bir kuvvet kaynağıdır” Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?” Miraç gecesi Efendimiz Kabe’nin yanında iken melekler tarafından göğsünün yarılıp zemzem suyu ile yıkanıp ilim ve hikmetle doldurulmasına işarettir”

“Senin belini çatırdatan o ağır yükünü indirmedik mi? Hem senin şanını yüceltmedik mi? Demek ki güçlükle beraber kolaylık vardır. Evet güçlükle beraber kolaylık vardır. O halde bir iş bitince hemen başka işe giriş onunla uğraş. Hep Rabbine yönel O’na yaklaş.”; “Hasılı Allah kimi doğru yola koymak isterse onun kalbini islama açar. Kimi de saptırmak isterse onun göğsünü sanki o kişi gökte yükseliyormuşçasına dar ve tıkanık yapar. İşte Allah böylece imana gelmeyenlere rüsvaylık verir.“

Yine peygambere hitap eder “Seni yetim bulup barındırmadı mı? Seni dinin hükümlerinden habersiz bulup dosdoğru yola koymadı mı?”

Yine onun islamdan önce habersiz olduğunu ifade eder” biz bu Kur’an’ı sana vahyetmekle geçmiş ümmetlerin birtakım haberlerini en güzel şekilde beyan ediyoruz. Şu bir gerçek ki daha önce senin bunlardan hiç haberin yoktu” Ona önceki halini beyan eder Allah” İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Halbuki sen daha önce kitap nedir, iman nedir bilmedin. ”

Allah ona verdiklerini ona hatırlatır. “ Seni muhtaç bulup ihtiyacını gidermedi mi?”

Bütün bunlara rağmen o doğru yoldan sapma ihtimalini de düşünür. “De ki “Eğer ben yoldan saparsam, kendi aleyhime olarak saparım. Şayet doğru yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyetmesi sayesindedir. O herşeyi işitir, kullarına pek yakındır.”

Anlatım bazan peygambere dönüktür “biz senden önce de birçok resüller gönderdik, onlardan bazılarını sana anlattık, bazılarını ise anlatmadık. ”Allah binlerce peygamberinin hepsini, seçici ve özetleyici bir anlatım tarzı seçmiş, “bazılarını sana anlattık, bazılarını ise anlatmadık” diyor. Anlatma sanatı en etkili olanı seçmek ve anlatmak sanatıdır. Allah 124 bin peygamberden bazılarını anlatmıştır. Peygamberlik kurumunun hakkında yeterli olabilecek örnekleri anlatmıştır. Farklı ve karakteristik peygamberleri anlatmıştır, göstermiştir.

Yine öncekilerden hareketle Hz Muhammed’e hitap eder. Bu sefer gönderilen peygamberlere karşı gösterilen tavır noktayı nazardır. “Senden önce de birtakım ümmetlere resuller gönderdik, dinlemediler. Hakka dönüş yapsın, suçlarının affı için niyaz etsinler diy e onları çetin bir yoksulluk, hastalık ve sıkıntılarla cezalandırdık. “

Gönderme fiili zengin muhtevalı bir fiildir, çok çeşitli işler ve sorumluluklar ihtiva eder. “Ey şanlı peygamber, biz seni insanlar hakkında şahid, müjdeci, uyarıcı, Allah’ın izniyle O’nun yoluna davet eden bir peygamber ve aydınlatan bir lamba olarak gönderdik. “Kur’an bir zikirdir, aydınlatan ve yollar açan ayetleri vardır. “işte Allah size bir zikir indirdi, bir Resul gönderdi. Allah’ın nurlar saçan, yollar açan ayetlerini sizlere okuyor ki iman edip makbul ve güzel işler yapanları karanlıklardan aydınlığa çıkarsın”

Bu sefer Hz Nuh ve diğer nebilerden hareketle ona da vahyedildiğini anlatır. “ Nuh’a ve ondan sonraki nebilere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve torunlarına, İsa’ya, Eyyub’a, Yunus’a, Harun ve Süleymana da vahyettik, Davud’a da Zebur’u verdik” Ama O’na yani peygamberimize Fatiha ve Kur’an’ı vermiştir. “ Şu kesin ki sana Seb-i Mesani –fatiha suresi ile şu Yüce Kur’an’ı verdik. ” Ve O Kur’an içinde tutarsız bir şey yoktur. “ Hamd o Allah’a mahsustur ki kuluna kitabı indirdi ve onun içine tutarsız hiçbir şey koymadı. ”;” Biz işte sana da bu kitabı indirdik. Daha önce kitap verdiğimiz kimseler buna da iman ederlerdi. Şunlardan da ona iman edenler vardır. Bizim ayetlerimizi kafirlerden başkası inkar etmez” ;”Bu Kur’an pek kerim bir Resul’un sözüdür” Allah Resulüne gönderdiği Kur’an’ı pek ağır bir söz olarak ifade eder. “Biz sana pek ağır bir söz vahyedeceğiz”

Allah peygamberimiz ile daha önceki peygamberlerle olan dialog ve muamelelerinden hareket ederek konuşur. O’nu nübüvvet geleneği ve uygulamalarını anlatarak hazırlar, güçlendirir “ Nuh’a ve ondan sonraki nebilere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve torunlarına, İsa’ya, Eyyub’a, Yunus’a, Harun ve Süleyman’a da vahyettik, Davud’a da Zebur’u verdik. ”

Önceki peygamberlerden bahsetme nedeni yeni ümmete, ve peygambere ders ve ibret içindir. “Hem biz Musa’ya seslendiğimiz zaman sen Tur’un yanında da değildin, fakat düşünüp ders alsınlar diye, daha önce kendilerini, uyarmak üzere peygamber gelmemiş olan bir halkı uyarıp aydınlatman için. Rabbin tarafından bir rahmet eseri olarak seni Resul yapıp orada cereyan eden şeyleri sana bildirdik”

Muhammed asm kendinden önceki peygamberleri tasdik eder. ” Bütün peygamberleri tasdik eden bir resuldür. “

Buluşma gününün dehşetini haber için insanlara peygamber gönderilmiştir. “O dereceleri yükselten, Arş sahibi olan Allah o büyük buluşma gününün dehşetini haber vermek için kullarından dilediğini Ruh’u-vahiy ve resul- indirir. O büyük buluşma günü bütün insanların kabirlerinden çıkıp meydana çıkarıldıkları gündür. Öyle ki onların işlerinden ve halllerinden bir tek şey bile Allah’a saklı kalamaz. Allah onlara şöyle hitap eder” bugün mülk ve hakimiyet kimin? “Mutlak galip tek Hakim olan Allah’ın”

Allah peygamberlerin de insanların da bahanesi kalmayacak şekilde ikna etmek için çok mantıklı ve kemali nezaketle konuşur. Kendini ve melekleri şahit tutar.

“Durumlarını daha önce sana anlattığımız nice elçiler de gönderdik. Allah Musa’ya da hitap ederek konuştu. Biz o elçileri rahmetimizin müjdecileri cezamızın habercileri olarak gönderdik. Ta ki resullerden sonra artık insanların Allah’a karşı ileri sürebilecekleri bir bahaneleri kalmasın. Allah Aziz ve Hakimdir, mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir. Lakin Allah sana indirdiğine şahitlik eder ki onu kendi ilmiyle indirmiştir. Melekler de buna tanıklık ederler, zaten Allah’ın şahit olması bir şeyin gerçekliği için yeter de artar. “ Hiçbir amiranelik ihtiva etmeyen zerafet içinde kullanılmış ifadeler. Peygamberine ve insanlara gönderdiğine emniyet temini için kendini ve melekleri şahit tutar. Allah hadsiz azameti ile mecbur değil ama o yine de ikna edici ve nezahet içinde konuşur, insanları ve resullerini ikna eder.

Peygamber gelmedi ki sorumlu olalım bahanesini kaldırmak için de Allah yine peygamberlerimizin gönderilişini anlatır, bu sefer muhatap kitap ehlidir. “Ey ehl-i kitap Resullerin gelmesinin kesintiye uğradığı bir sırada, ileride “ bize ne müjdeleyen ne de uyaran hiçbir peygamber gelmedi” demeyesiniz diye size müjdeleyici ve uyarıcı Elçimiz, herşeyi beyan etmek güzere geldi. Allah herşeye hakkiyle kadirdir.”

Aynı minvalde Hz Peygamber’i çok yönlü uyarıcı olarak gönderdiğini O’na anlatır. “Evet biz Seni gerçeğin ta kendisine malik olarak rahmetle müjdeleyen ve kafirleri azapla uyaran bir Peygamber olarak gönderdik. Zaten uyaran bir peygamber gelmiş olmayan hiçbir ümmet yoktur. “

Peygamberler de herkes gibi hayatın gereklerini yerine getirirler. “Senden önce gönderdiğimiz peygamber de yemek yer, çarşılarda ihtiyaçlarını tedarik temin ederlerdi.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.