Kıyamet gününü sayılı bir müddet için tehîr ediyoruz

Kıyamet gününü sayılı bir müddet için tehîr ediyoruz

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Hud Sûresi 103-107. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

103-Doğrusu bunda (bu kıssada), âhiret azâbından korkanlar için elbette bir ibret vardır. Bu (kıyâmet vakti), insanların onda toplanmış olacağı bir gündür ve bu, (herkes tarafından) görülecek bir gündür.

104-Fakat onu (o günü), ancak sayılı bir müddet için te’hîr ediyoruz.

105-Gelecek olan o gün, O’nun izni olmadan hiçbir kimse konuşamaz! Artık onlardan kimi şakidir (bedbahttır), kimi de saîddir (bahtiyârdır)!

106-İşte şaki olanlara gelince, artık (o gün) ateştedirler; onlar için orada ızdırablı (ve çirkin bir sesle) nefes alma ve (çirkin bir hıçkırıkla) nefes verme vardır!

107-Gökler ve yer durdukça (1) orada ebedî olarak kalıcıdırlar; ancak Rabbinin dilediği müstesnâ. (2) Çünki Rabbin, ne dilerse hakkıyla yapandır.

(1)Bu âyetin meâlindeki “gökler ve yer” ifâdesi ile işâret olunan yerler, bu dünyaya âid olmayıp, âhirete mahsus, ebedî makamlardır. (Nesefî, c. 2, 294)

(2)Kalbinde, az dahi olsa bir îman çekirdeği bulunan günahkâr ve fâsık insanlar, cezâ müddetlerini tamamladıktan sonra lûtf-ı İlâhî ile Cennete gireceklerdir. (Kurtubî, c. 5/9, 102)