Kinin de gözü kördür

Aşkın gözü kördür derler. Kinin de gözü kördür. Birisi, sevdiğinde, kusur görmezken, öbürü de düşmanında hiçbir meziyet görmez. Üstelik aşk yapıcı, kin yıkıcıdır. Aşk yakıcı ama kin de yakıcıdır; fakat biri olgunlaştırırken öbürü öldürür.

"Uygarlıkların temelinde savaş vardır, kin vardır; muazzam bir gölge düşmüştür üzerlerine, neredeyse yarısını kaplar. Kin onların eseridir, onunla beslenir, onunla yaşarlar. Yunanlının Pers'e karşı nefreti, hoşgörülü diye bilinen Pers'in Yunanlıya nefretinden daha çoktur. Romalıyla Kartacalı birbirinin can düşmanıdır. Hıristiyanlık ile Müslümanlığın birbirlerine imrenecek bir şey görmelerine imkân yoktur. (Braudel, Akdeniz mekan ve tarih, metis yayınları, İstanbul-1995, s.110) diyor, Medeniyet tarihçisi ve devam ediyor: "Gelecek, yalnız kin beslemesini bilenlerindir. Gerçekten uygarlık çoğu zaman küçümseme, hor görme, nefretten oluşur. (age, s.111)"

Biz böyle düşünmüyoruz, düşünmedik de. Bütün insanlığı Allah'ın ailesi bildik. Yeryüzünde zulüm kalmasın istedik. Bize imanımız böyle emretti. "İman, bütün eşya arasında hakiki bir uhuvveti, irtibatı, ittisali ve ittihat râbıtalarını tesis eder. Küfür ise, bürûdet gibi, bütün eşyayı birbirinden ayrı gösterir ve birbirine ecnebi nazarıyla baktırır. Bunun içindir ki mü'min ruhunda adâvet, kin, vahşet yoktur; en büyük bir düşmanıyla, bir nevi kardeşliği vardır. ( Bediüzzaman, Mesnevi-i Nuriye)"

Yüce kitabımız ne güzel diyor: "Onlar ki bollukta ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini yener, insanların kusurlarını bağışlarlar. Allah iyilik edenleri sever. (Kur'an: 3/133) Ey iman edenler, Allah için adâleti gözeten şâhitlerden olun. Ve bir topluluğa karşı olan kininiz sizi adâletsizliğe sürüklemesin. (Kur'an:5/8)" Bize, âdil ve iyi olmamızı emrediyor. Yeryüzünü çirkinliklerden temizleyip güzelleştirmemizi istiyor.

Hz. Peygamberimiz, mü'min kinci olamaz, diyor.

Kinin kötülüğünü, ne büyük tehlike olduğunu Hz. Muhammet âşıkı Yunus:

İman durur can çerağı gevde dürür can çerağı

Kin durur imana yağı gelse giderür imanı

Diyerek inananları uyarıyor.

Dostoyevski, "sevgi her zaman karşılık görür, kin de..." derken, bizim Yunus, yaratılanı Yaratandan ötürü seven bu ulu gönül, öyle demiyor; bakın ne diyor:

Adımız miskindir bizim düşmanımız kindir bizim

Biz kimseye kin tutmayız kamu âlem yardur bize

Nâbi ise:

İzhâr-i kin şi'âr-ı dil-i zârımız değil

Ağyâr ile cidal bizim kârımız değil

(Kin göstermek, ağlayan gönlümüzün âdeti değil; başkalarıyla, düşmanlarla kavga bizim işimiz değil.) diyor. Bir başka beytinde de:

Siriştinde onun kim nûr var kalbinde kin olmaz

Musaffâ tıynetânın tarf-ı ebrûsunda çîn olmaz

(Yaratılışında, tabiatında nur olanın kalbinde kin olmaz; tertemiz yaratılışlının bakışında bir kırışık bile bulunmaz, öfke nedir bilmez.) diyor.

Kin ve kıskançlık, iç ferahlığının, sağlık ve saadetin iki azgın düşmanıdır, diyor, Ali Fuat Başgil. Cenab Şehabeddin de, kinlerin en kötüsü, kendinden üstünlüğe duyulan kindir, diyor. Bu kine kapılanların iflahı hiç mümkün değil. Ebu Cehil, Ebu Leheb ve benzerleri bu kinle harabolup gittiler. Bu soydan hiç kimse âbâd olmadı. Hepsinin âhiri berbâd oldu.

Kin ile din bir arada durmaz; kin ne kadar büyürse, insan o kadar küçülür, demiş atalarımız.

Kin, insanı yer bitirir. Dünyada hiçbir şey insanı kin besleme duygusu kadar yıpratamaz, diyen Nietzsche, acaba bu hükmüne ne kadar uydu?

Kin insanı alçaltır. Kinimiz büyüdükçe, kin beslediğimiz kimseden daha küçülürüz, diyor, La Rochefoucauld.

Kindarlık ve sertlik, Aleksis Kivi'ye göre, şeytanı dışa kovmaz, içe atar. Lessing ise bunu destekleyen şu sözü söylüyor: "Sönmüş dostluklar üzerine aşılanmış kin ağacı en öldürücü yemişler verir." Evet, bu zakkum meyveleri ne ihtilaller çıkardı, ne başlar götürdü, nice kanlar döktü ve nice ocaklar söndürdü, yurtlar, ülkeler yıktı.

Kavmiyetçilik, mezhep ve meşrepçilik türü ayrımlar; gurur, kibir ve bencillik toprağının ürünü olup kinle beslenirler. Kinlerin ve düşmanlığın mahsulü darbeler, devrimler, savaşlardır. Dökülen kan ve gözyaşlarıdır.

Keşke herkes aşkın körü olsa da, gayrıda kusur görmese. Keşke herkes aşka düşse de alev alev yansa ve o yangında kendini sevdikleri uğruna feda etse.

Biz, gelecek, affetmesini, insanları merhamet ve şefkatle kucaklamasını bilenlerindir, diyoruz. Onlar, âşıklardır ve bütün insani zaaflardan doğan kusurlara karşı kördürler.

Yeni Şafak
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.