Kentsel dönüşüm, yüksek binadan ibaret olmamalı

Kentsel dönüşüm, yüksek binadan ibaret olmamalı

Fatih Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (FÜSEM) Müdürü Doç. Dr. Halil Zaim, kentsel dönüşüm sürecinin sadece daha yüksek binalar dikmek şeklinde algılanmaması gerektiğini belirterek, “Şehrin kimliği, ekonomik ve sosyal gelişimi de bu süreçte mutlaka ele

İstanbul’un kentsel dönüşüm sürecinin de işleneceği, ‘Şehir ve ekonomi’ konulu 5. Sabahattin Zaim İslam ve Ekonomi Sempozyumu bugün Esenler Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü 2010 Avrupa Kültür Başkenti Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Sempozyumu düzenleyen FÜSEM’in müdürü Doç. Dr. Halil Zaim, İstanbul’un son 20 yılda hem ekonomik hem de sosyal bakımdan önemli bir değişim sürecini yaşadığına işaret ederek, kentsel dönüşüm sürecinin söz konusu değişim dinamiğini olumlu bir yöne kanalize etmek için güzel bir fırsat olduğunu söyledi.

Ancak bu dönüşüm sürecinde ‘şehrin ekonomisinin nasıl şekilleneceği’ ve daha önemlisi ‘şehrin ekonomik kimliği de değişecek mi?’ sorularının önemli olduğunu vurgulayan Zaim, Osmanlı şehirleri ile günümüz şehirlerini şöyle kıyasladı: “Osmanlı dönemi şehirlerine baktığımızda, şehir merkezinde bir selatin camisi görünür. Şehrin en önemli pazarları da cami etrafına kurulur. Bu sebeple cami hem ekonominin hem de sosyal hayatın merkezinde yer alır. Bu şehrin ekonomik kimliğidir. Ayrıca mahalle sistemi vardır. Burada zengin ve fakir bir arada yaşardı. Komşuluk ilişkileri güçlüydü. Esnafla halk iç içe yaşar, ekonomik hayat insanlar arasında farklı sosyal sınıflar meydana getirmezdi. Sosyal ve ekonomik sınıflar arasındaki mesafe nispeten kısaydı.”

Modern şehirlere, özellikle de İstanbul’a gelindiğinde, şehrin merkezinde camilerin yerini plazalar, alışveriş merkezlerinin mi alacağı sorusunun akla geldiğini dile getiren Doç. Dr. Halil Zaim şunları söyledi: “İktisadi hayat, dini ve kültürel hayattan kopuyor. Şehir yapılanmasında zenginler ve fakirler farklı mekanlarda oturmaya başlıyor. Lüks siteler ancak yüksek gelir grubundakilerin yaşayabilecekleri ‘korunaklı’ yaşam alanlarına mı dönüşüyor? Şehir farklı ekonomik ve sosyal düzeydeki insanları birbirinden koparıyor. Şehir hayatı yalnız kalabalıklar oluşturuyor. Binlerce insanın bir arada yaşadığı, ancak insanların birbirine selam dahi vermediği yaşam alanları oluşuyor. İşte ‘şehir ve ekonomi sempozyumu’  modernizmin getirdiği tüm bu olguları sorgulamak, ‘bizim dünyamız, modern şehir anlayışımız nasıl olmalı?’ sorularına cevap aramak için gündeme alındı. Madem bir kentsel dönüşüm sürecine gidiliyor, bu sadece daha yüksek binalar dikmek şeklinde algılanmamalı, şehrin kimliği, ekonomik ve sosyal gelişimi de bu süreçte mutlaka ele alınmalı kanaatindeyim. ”

Zaman